Şemini– Kaşer yiyecekler, kişiyi Tanrı’ya yaklaştırır

Kavram
12 Nisan 2010 Pazartesi

Bene Yisrael’e konuşun ve şöyle deyin: Yeryüzündeki tüm hayvanlardan, yiyebileceğiniz canlılar şunlardır. Hayvanlar içinde, ayağın ön kısmını bütünüyle kaplayın, çift toynak halinde tamamen ayrık bir toynağa sahip olan ve geviş getirenlerin her biri – onu yiyebilirsiniz. Ancak geviş getiren ya da toynak sahibi olanlar içinde şunları yiyemezsiniz...

(Vayikra 11:2-4)

Bu bölümde kaşerut kanunları ele alınmaktadır. Bize öğretilmesi amaçlanan şudur: İnsanoğlunun yeryüzündeki görevi, fiziksel varlığını saf hale getirmek, arındırmaktır. Bunu, tinsel özünün, kaynağı (yani Yaratan’ı) ile birleşmesini sağlayacak bir derecede yapması gerekmektedir. Böylece insanoğlunun faaliyetlerinden, ilahi bir ışık yayılacaktır. Kişinin bu hedefe ulaşabilmesi için pişmanlık duyması, kendini arındırması ve onu Yaratan’ından ayıran maddi tüm engelleri ortadan kaldırması şarttır.

Bu bağlamda yiyecekler, maddi ile ruhani âlemleri birbirinden ayıran fiziksel unsurlardır. Yiyecekler, vücut ve zihinlerini arındırarak kendilerini Tanrı’ya yaklaştırmak isteyen kişiler için kazanımdan çok, sorumluluk teşkil eder. Yemek, bedensel bir ihtiyaçtır; sürekli yiyecek peşinde olmak, Tanrı bilincine müdahale eder, hatta bu bilinci azaltır.

Ancak yenmesine izin verilen yiyecekler konusunda durum aynı değildir. Kaşer sayılan hayvanlar kutsal ruhlardan* pay aldığından, kutsallıkla tüketilmeleri, kişiye fazladan tinsellik kazandırır.

Yenmesine izin verilen, yani kaşer yiyecekleri tüketen kişi, ilahi saygı ve korkuyu gerçekten duyar ve kendisini Tanrı’dan ayıran fiziksel engelleri azaltır.

Kaşer olmayan yiyecekler, kutsallıktan uzak güçlerin insanın kalbine ve zihnine girmesine yol açar. Bu durum, kişi ile Yaratan’ı arasındaki uçurumu daha da derinleştirir.

Toynakların ayrı olması, bizleri Yaratan’dan ayıran maddi engellerin ortadan kaldırılması anlamına gelir. Yemek, fiziksel bir eylem olmakla birlikte, kutsallıkla yapıldığında hem tinsel yaşantımızı zenginleştirir, hem de Tanrı korkusunu güçlendirir. Geviş getiren anlamındaki maalat gera sözcüklerinin, vayigar Moav, yani “Moav korkuyordu” pasukundaki vayigar sözcüğü ile aynı köke sahip olması, yine aynı fikri vurgulamaktadır.

Kaşer hayvan kutsallıkla, yani kesim, hazırlık ve berahalar ile ilgili kanunlar uyarınca tüketildiğinde, kişinin kalbi Tanrı saygısı ve korkusu ile dolar.

(Maor vaŞemeş, s.v. “vaydaber Aşem el Moşe”)

Tora yanlış öğretildiği zaman, dünyadaki kötülüğün gücü artar

Sudaki her şeyden sadece bu özelliklere sahip olanları yiyebilirsiniz: Denizlerde ya da ırmaklarda, suda yüzgeç ve pula sahip olan her (canlı) – olanları yiyebilirsiniz.

(Vayikra 11:9)

Balık, denge ve hareketlerini, yüzgeç ve pulları sayesinde kontrol eder. Aynı şekilde, Tora âlimi de Tora hakkındaki konuşmalarını güvenilir kaynaklara ve sağlam özdeyişlere dayandırmalıdır. Zohar’a göre, öğrendiğimiz Tora ve gerçekleştirdiğimiz mitsvalar sayesinde, Tanrı, kişilerin Olam aBa’dan (Gelecek Dünya) alacakları paylar için daha yüksek ruhanilik seviyeleri inşa eder. Bu edimler ayrıca, dünyayı daha merhametli bir şekilde yargılayabilmesi için -tabiri caizse- Tanrı’nın Elini kuvvetlendirir. Peygamber Yeşayau’nun sözleri, bu fikri vurgular niteliktedir: “Gökleri inşa etmek ve dünyaya bir temel oluşturmak için, Sözcüklerimi (Tora’yı) ağzına yerleştiriyorum ve seni, Elimin gölgesi ile örtüyorum” (Yeşayau 51:16). Tora’nın sözcüklerinin gücü, yeni dünyalar kurmaya yeter.

Aynı fikri, Yeşayau’nun başka bir bölümünde de bulmak mümkündür: “Zira tıpkı yapmakta olduğum yeni göklerin ve yeni yeryüzünün, varlıklarını Benim huzurumda sürdüreceği gibi, soyunuzdan gelecek olanlar ve isminiz de varlığını sürdürecektir” (Yeşayau 66:22). “Yapmakta olduğum” sözcükleri için kullanılan ose fiili, şimdiki zamanı işaret etmektedir. Bu, Tanrı’nın sürekli yeni gökleri ve yeryüzlerini yaratmakta olduğunu belirtmektedir. Yaratılışı tetikleyen, Tora çalışmalarımızın nitelik ve niceliğidir.

Tora yanlış öğretildiği zaman, kutsal olmayan güçlerin hakimiyetine giren yeni gökler meydana gelir ki, bu, dünyadaki kötülüğün gücünü artırır.

Dolayısıyla derinleştirilmesi gereken Tora çalışmaları, Mişna, Gemara ve Tora bilgelerinin eserleri ile desteklenenlerdir; zira bunlar, Tora âliminin gelişimini yönlendiren ve güçlendiren yüzgeç ve pullardır.

(Rabi Yaakov Abuchatzeira, Pituhe Hotam)

Çevirmenin notu: İyiyi de, kötüyü de Tanrı yaratmıştır. Dünyanın ve tüm yaratılışın, Tanrı’nın amaçladığı nihai mükemmellik seviyesine ulaşabilmesi için insana verilen görevlerden biri, kötüyü yok etmektir. Dolayısıyla metindeki “kutsal olmayan güçlerin hakimiyetine giren yeni gökler meydana gelir” sözlerini, Tanrı’nın kontrolü dışında gerçekleşen olgular şeklinde algılamamak gerekir. 

* Sözü edilen kutsal ruhlar, kökleri Yaratılış’ta Adam aRişonun ruhunun, çeşitli uzuvlarına karşılık gelen yerlerinde bulunan ve Adam’ın günah işlemesi üzerine şevira denilen süreçle dağılarak nesnelere, bitkilere ve hayvanlara hapsolan neşamalardır. Bu konu, Ahare Mot peraşasının yorumunda derinlemesine ele alınacaktır.

Estreya Seval Vali