Café de Paris soslu ortaya karışık

Elon Musk Boring’e Twitter’dan bir isim ararken, İngiltere’de seçim yaklaşırken, ABD’de Obamacare rafa kalkarken, ‘anketler yanılmadı, AB dağılmadı’ diye AB taraftarları pek bir mutlu. Macron’u (önden) satın alan piyasalarda Café de Paris soslu Euro/Dolar paritesi 1,10. Piyasalar şu anda “Ne verelim abime, yap ortaya karışık bir şeyler” modunda gelişmelere ve talebe bağlı olarak yön arıyor.

Cüneyt DİRİCAN Ekonomi
10 Mayıs 2017 Çarşamba

 

Elon Musk’tan başlayalım. Hyperloop projesi ile vakumlu, havasız manyetik bir tüpün içinde sürtünme katsayısını sıfıra indirerek süper hızlı ulaşımın peşinde koşan Tesla ve SpaceX’in CEO’su Twitter hesabından ilk yeraltı delicisi Boring’in fotoğrafını verip ona isim aradığını söyledi. Kendisine Ferhat ve Şirin’in hikayesini dikkate alarak dağları delen Ferhat adını vermesini tivitledik, teknolojisine dahil olamadık bari ismine dahil olalım diye niyetimizi ilettik, top artık Musk’ta. Ulaşımdan başladık oradan devam edelim. ABD’ye giden uçaklarda güvenlik nedeniyle laptop kısıtlamasının diğer havayollarına da yaygınlaştırılacağı haberi ile Macron’un güvenlik politikalarında Avrupa Birliği ile birlikte hareket edeceği ve bu işe önem vereceği haberleri önümüzdeki günlerde ulaşım sektörünü etkileyecektir. THY buna kabin içinde laptop dağıtarak cevap verip rekabete farklı bir boyut kattı bile.

Dönelim SpaceX’e. Geçen hafta uzaya ilk askeri casus uydu gönderimini yapan SpaceX uzaya ticari uçuşların önünü açarak tarih yazmaya devam ediyor. Bizde dijital ekonominin dönüşümü ile ilgili iki önemli konferans vardı geçenlerde. 16. Forum İstanbul 2023 Konferansının bu seneki ana teması ‘Türkiye Geleceğini Yeniden Tasarlıyor’ idi. Sanayide ve ekonomide dijital dönüşüm ve finansal hizmetlerin, enerjinin geleceği gibi konular konu uzmanları, politika önderleri ve sektör liderlerince masaya yatırıldı. Uluslararası Yerel Zincirler Buluşuyor Konferansı ve Fuarı 2017 ise Maliye Bakanımız Naci Ağbal'ın katılımıyla da açıldı. İlk konferansa akademik ajandam nedeni ile katılamadım ama Sayın Ağbal’ı canlı olarak dinleme imkânı buldum. Başta e-ticaret olmak üzere nesnelerin interneti, yapay zekâ, robotlar gibi konulardan bahsetmesi, kamunun özellikle maliyenin bu konularda farkındalığının yüksek olması ülkemiz adına gurur ve mutluluk verici. Tarımda dijitalleşmenin katma değerini Sütaş’ın CEO’sundan dinleyince teknolojiyi doğru kullanan kesimlerin verimliliği nasıl arttırdığını görmek mümkün oluyor. Verimlilikte darısı domatesin, kuru fasulyenin fiyatına olumlu yansıması adına bluethooth ve klima, wifi ile teknolojiye traktöründe hâkim olan ancak bu son model traktörü sadece 30 dönüm için yenileyerek maliyetini arttıran çiftçimizin başına ve tabii Bursa kestane şekerini Kütahya’dan, Çorum leblebisini Uşak’tan getiren, Sarıkız yerine Angus’u ve Angus’un saman balyasını yurtdışından getiren sürdürülebilir tarımı spot inşaata tercih eden tarımın başına. Torku bu anlamda entegre tarım yönetimi, besin değer zincirinde, tedarik zinciri yönetiminde çok önemli bir kazanım. Katma değer ve verimlilikte başarı modeli. Fındık, zeytinyağı gibi rekabetçi olabileceğimiz alanlar için önemli bir referans. Tarıma değindiğimize göre artan enflasyondaki yerini de konuşmak lazım. Tarla fiyatını marketlerde göremeyenler bugünlerde çarşı pazarda da market fiyatı ile sebze meyve almaktan mustarip. Genelde kabzımalların, aracıların kazandığı sistem, TCMB çalışma grubunca değerlendirilse de esas maliyet kaynağı haliyle mazot, gübre. Tarlada traktörün, yolda kamyonun taşıma maliyeti, özetle Dolar, petrolün varil fiyatı, gıda fiyatları üzerinde etkili. Tarım dünyada da sorun. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) 2013 yılında yayınladığı kapsamı bir rapor ile yenilebilir böcekleri gıda alternatifi olarak önermişti. 2017 Mart sonunda ise Peru’da bilim adamları çölde yaptıkları bir deney ile Mars koşullarında patates yetiştirilebileceğini kanıtladı. Marslı filminde Ridley Scott yönetmenliğinde Matt Damon’ı yine kurtarmak için herkes seferber olurken, Marslımız patates yetiştirerek Mars’ta hayatta kalmayı başarıyordu. Cips firmaları yaşadı. Mars’ta cips satabiliriz diye ben olsam sürdürülebilirlik raporlarında yazardım. Hem Mars’ta yerçekimi daha az ise trans yağ da az etkili olur. Sahi yerli tarım ve gıdadan yola çıktık, Mars’a uzaya gittik, insan merak ediyor tabii. Café de Paris soslu American Steak olur da acaba tereyağlı yumurta kırıp, domates biberle menemen de yapabilecek miyiz biz de Mars’ta?

Ooo Şanzelize

Gelelim Fransa seçimlerine. Joe Dassin ‘Aux Champs Elysées’ parçasında “Je m'baladais sur l'avenue, Le cœur ouvert à l'inconnu” ile “Şanzelize’de gezeriken oldu da bir referandum, kalbimi açtım bilinmeze katibim Macron” diyen Fransız halkının Elize seçimini müjdeliyordu. Obama, Justin Trudeau, Juncker, Merkel’in seçim öncesi açık desteklerini seçim sonrası Trump gibi “Birlikte çalışmak için sabırsızlanıyorum” şeklinde dünya liderlerinin tebrik mesajları takip etti. Justin Trudeau’nun 4 Mayıs Star Wars gününde İrlanda başbakanını kabul ederken “May the Fouth Be With You” amacıyla giydiği R2-D2 ve C3PO çoraplarının sempatikliğini kendisinde görenler, 39 yaşındaki yeni Cumhurbaşkanının seçilmesinden çok mutlu. Ancak Paris sokaklarında Le Pen taraftarları pek mutlu değil. Rus tabloid basınında “Kendisi aslında Fransa’yı pek sevmez,…” temalı haberler AB ve Fransa dışında mutsuz olan kesimlerin sesini temsil ediyor. Frexit’in beş yıl ötelendiğini savunanların argümanları ise seçim sonuçlarında gizli. Yüzde 66,1 ile seçimin ikinci turunu kazanan Macron acaba gerçekten tüm Fransa’nın tercihi mi? Başta Le Monde ve Huffington Post’un Fransa edisyonunda yer alan haber yorumlara bakılırsa pek değil. Öncelikle ilk turda kaybeden ve ikinci turda renk vermeyen ve bu nedenle muhtemelen beyaz (çekimser) oyları ve seçime katılımı önemli orada etkileyen Melenchon’un sol olmayıp aşırı sağcı Le Pen’i desteklemesi durumunda sonuçlar nice olurdu acep?  Nice’te Macron ilk turda yüzde 5 civarında Le Pen’in gerisinde kalmış. Zaten Melenchon ikinci turdan sonra yaptığı açıklamada seçimin özetini verdi: “Fransız halkı Macron’un politikalarına evet demedi, Le Pen’e hayır dedi.” Le Pen’in Euro’dan çıkacağım, göçmenleri almayacağım, tehdit görürsem yabancıları fişleyeceğim benzeri vaatleri haliyle Euro maaş alan Fransız’ları korkuttu. Pound maaş alsalardı sonuç aynı olur muydu bilinmez ama “Fransa’yı bir kadın yönetecek ya ben ya da Şansölye Merkel” diyen Le Pen’in yerini beş yıllığına yeni bir Brigitte almış durumda diyenlerin sayısı da az değil. Elysée Sarayının magazinsel boyutu bir tarafa seçime katılım 1969 yılından bu yana en düşüğü olarak tarihe geçti. Bunda Melenchon’un çekimser kalması çok etkili oldu. 12 milyon kişi seçime katılmazken, beyaz (çekimser) oylar 4 milyon seviyesinde gerçekleşti. Le Parisien’e göre yüzde 8,51 çekimser, yüzde 2,96 geçersiz oy ile toplam yüzde 11,47 oranı yüzde 25,4 seçime katılmayanlara eklendiğinde Macron yüzde 66’dan yüzde 43,6’ya kadar geriliyor. Tabii burada seçimden iki gün önce MacronLeaks ile seçim kampanyası yazışmalarının hackerlar tarafından sızdırılmasına rağmen, Fransız medyasının bunların Fransız Seçim Kurulunun uyarıları ile yayınlamamasının etkisini de göz ardı etmemek lazım. Özetle, Fransa seçimlerinde şimdilik Euro ve AB devam sonucu yorum olarak çıksa da bir sonraki seçime kadar Avrupa’da ve dünyada bir değişiklik olmaz ise Paris sos veriyor. Almanya, İngiltere’yse kendi seçimlerinde siber saldırılara karşı demokrasinin Fransız devrimcisi yeterli katılımla demokratik seçime gidemedi diye şimdiden pür dikkat kesilmiş durumda.

'An Marş'

Piyasalar ise, şimdilik Euro lehine rahat bir nefes alsa da başta Çin kaynaklı olarak altın, petrol gibi emtiaların fiyatlarındaki düşüş ile kendine yön arıyor. FED’in Mayıs’ı pas geçip, bu seneki iki kez faiz artışını Haziran’a ertelemesi ile Dow ve NASDAQ’ta kırılan rekorlar yürüyüşe geçen (En Marche) borsalara cesaret verirken, Kuzey Kore’de ve Ortadoğu’da şimdilik azalan tansiyona bizde üzerine TCMB’nin Geç Likidite Penceresi faiz oranını %11,75’ten %12,25’e çıkarması eklenince kur 3,55 seviyelerine kadar geriledi. Ancak enflasyonun işsizlikle beraber yükseliyor olması ile mevduat faiz oranlarının artışının henüz kredi maliyetlerine yansımadığı dikkate alındığında, tahvil reel getirilerinin negatife dönmesinin tekrar kendini toparlaması önündeki en önemli fırsat, yaz aylarında (gıdadan kaynaklanacak) enflasyondaki geri çekilme olacaktır. Aktif karlılığı ve sermaye karlılığı açısından bankaların KGF destekli kredilerinin rantabilitesi üzerinde de önem arz eden enflasyon bu sene bizde en önemli belirleyici olarak duruyor. Dolayısı ile bankacılık sektörünün karlılığı diğer gelişmeler ile beraber marş marş BİST’in yönünü de belirleyecektir.