Yüzde 15 mevduat faizi mi? Hadi canım sen de!

Borsa İstanbul’da artık işlemeye başlayan bir opsiyon piyasası var. Bu piyasada şu anda hisse endeksi (BIST-30) ve hisse opsiyonları işlem görüyor. Çok yakında borsa döviz opsiyonlarını da işleme açacak. Daha yolun çok başındayız. Düşük baz etkisinden dolayı da büyük sıçramalar var. Bu sıçramalar ilerleyen aylarda tekrar edecektir. Opsiyon piyasası hisse senedi piyasası işlem hacmine (itibari değer olarak) kolaylıkla erişebilir. Bu önemli; çünkü küçük yatırımcılar açısından ilk bölümde anlattığım faiz arttırıcı ürünleri artık yatırımcı kendi kendine de hayata geçirebilir duruma gelecek

Nur Şaul BARAKAS Ekonomi
1 Mayıs 2014 Perşembe

“Yüzde 15 mevduat faizi mi? Hadi canım sen de” tepkisi yıllar önce çok sevdiğim bir aile dostumuzdan gelmişti. Babamın yakın arkadaşı olan değerli büyüğüme döviz opsiyonları kullanarak bankaların nasıl çıplak faizden daha yüksek faizler önerebildiğini anlatmaya çalışıyordum. Bu tip mevduatların Türkçe adı o zaman daha konulmamıştı; günümüzde bu mevduatlara yapılandırılmış mevduat (structured deposits)deniyor.

Daha fazla ilerlemeden kısa bir not düşeyim; aslında başlıkta kısa alıntı yaptığım sohbetin geçtiği dönemde çıplak (ve basit) mevduat faizleri daha yukarılarda bir yerdeydi. Ben başlıktaki yüzde 15’i bugünün koşullarına uyarladım.

Bu mevduat tipleri İngilizce adındaki “double currency deposit” ifadesinin kısaltılmışı olan DCD ile başladı. Mevduat sahibi bankayla olan ilişkisinde bir döviz ALIM ya da SATIM opsiyonu satarak bu opsiyonun primine denk gelen meblağı ek mevduat faizi olarak cebine koyuyordu. Bu şekilde örneğin bugünkü koşullarda yüzde 11 olan basit bir mevduat faizinin seviyesini yıllıklandırılmış olarak yüzde 15’e kadar çıkarmak mümkün oluyordu.

Okuyucularım arasında bu ürünleri kullanmış olanlar bilirler. Bu ürünleri anlatan bir ya da birkaç sayfalık bir dokümanda hangi kur seviyesinden TL’nizin dolara ya da Euro’ya döneceği, kur ancak belirli bir bantta kalırsa ya da belirli bir seviyenin üstüne çıkmazsa (ya da altına inmezse) ilgili ilave faizi hak edeceğiniz belirtilir. Ayrıca kur seviyesi vade içinde bir yere değerse, otomatikman yapının bozularak normal faize dönmesi gibi dijital özelliklerden bahsedilebilir.

Yıllar içinde kurların oynaklığı (volatilitesi) azaldığı için (son dönemleri referans almayın) bu kura dayalı opsiyonların primleri azalmaya başladı. Opsiyona aşina olanlar bilir. Oynaklık ne kadar düşükse-Alım ya da satım fark etmez- bir opsiyonun değeri o kadar düşük oluyor.  Kur opsiyonları değersizleşince bankalar bu ürünleri hisse senedi opsiyonları kullanarak yapılandırmaya başladılar.

Örneğin, Koç Holding hisse senedinin 9.40TL’den işlem gördüğü bir ortamda bankacının müşterisine sorduğu tipik soru şu: “Bay Salomon Koç Holding hissesini 9,00TL’den almak istemez miydiniz?”

Bu soruya evet cevabı veren Bay Salomon aslında 9,00TL kullanım fiyatlı bir Koç Holding satım opsiyonunu mevduat yaptığı bankaya satmış olur. Karşılığında da normalde yüzde 11 olan çıplak faiz üzerine birkaç puan ilave faiz alır. Sattığı opsiyon miktarına ya da opsiyonun özelliklerine göre, bu ‘hormonlu faiz’ seviyesini daha da yukarı çekebilir. Tabii ki mevduat sahibi aslında büyük bir riski de baştan kabul etmektedir. Zira hisse senedinin fiyatı mevduatın vade sonunda 9 TL seviyesinin altına geldiğinde bu opsiyon değerli bitecektir vebanka tarafından ‘kullanılacaktır (exercise)’. Bay Salomon kendini bir anda Koç Holding yatırımcısı olarak bulmaktadır. Üstelik bu hisseleri vade sonundaki fiyatın üstünde bir fiyat olan 9,00TL’den almış olacaktır.

Ne zaman bizim hisse piyasası kısa süre içinde bir yöne doğru aşırı hareket yapsa benim telefonlarım çalmaya başlar. Tanıdığım birçok arkadaşım bu sayede hisse senedi yatırımcısı oldular. Bu kötü bir şey değil ama ne yaptığını bilmek önemli. Aldığınız ürünün adı ne kadar güvenli gelirse gelsin(örneğin mevduat),dinamiklerini iyice anlamadan hiçbir zaman yatırım yapmayın. Başınıza ekstrem durumlarda neler gelebileceğini anlamadan harekete geçmeyin. Boşu boşuna üzülürsünüz.

Bay Salomon bu mevduata girmeden kendine şu soruyu sormalı; vade sonunda Koç Holding hissesi 8 TL’ye düşerse başıma ne gelecek? Bu sorunun cevabına bakıp, belki de bu durumda riski almak istemeyecektir. Çıplak mevduatla hayatına devam etmeyi tercih edecektir.

Güzel haber: Vadeli İşlem ve Opsiyon Piyasası (VİOP) atağa kalktı

Bütün bunları okuyucularımı opsiyonlardan uzak tutmak için anlatmadım. Tam tersine opsiyonlar inanılmaz esneklik sağlayan yatırım araçları ve sermaye piyasalarının “olmazsa olmazları”. Burada bir müjdeyi sizlerle paylaşmak istediğim için yazımın ilk bölümünü biraz geçmişe ayırdım.

Borsa İstanbul’da artık işlemeye başlayan bir opsiyon piyasası var. Bu piyasada şu anda hisse endeksi (BIST-30) ve hisse opsiyonları işlem görüyor. Çok yakında borsa döviz opsiyonlarını da işleme açacak.

Aşağıdaki grafik, opsiyon piyasası işlem hacmindeki Mart 2014’deki sıçramayı gösteriyor. Daha yolun çok başındayız. Düşük baz etkisinden dolayı da büyük sıçramalar var. Bu sıçramalar ilerleyen aylarda tekrar edecektir. Opsiyon piyasası hisse senedi piyasası işlem hacmine (itibari değer olarak) kolaylıkla erişebilir. Bu sıçrayışın en büyük nedeni, son dönemde bu piyasaya katkı sağlayan kurumların sayısının artması. Gönüllü piyasa yapıcılığıyla, piyasaya düzenli fiyat veren kurumlar var artık.

Bu neden önemli?

Bu önemli; çünkü bireysel yatırımcılar açısından ilk bölümde anlattığım faiz arttırıcı ürünleri artık yatırımcı kendi kendine de hayata geçirebilir duruma geliyor. Vergisel açıdan da avantajlar mevcut. Hisse ve hisse endekslerine dayalı opsiyonları mevduat ürünlerinin içinde ‘tezgâh üstü’ olarak alıp satmanın bankaya ve size BSMV  stopaj gibi ilave vergi yükü var. Bu opsiyonları VİOP piyasasında alıp satmanın vergi yükü ise sıfır. Evet VİOP’da işlem gören varant ve opsiyon gibi hisse senedine dayalı türev ürünlerden alınan stopaj sıfır, bankaların BSMV yükümlülüğü de, eğer aracılık için alıp satıyorlarsa yine sıfır (bakınız: 19 Ocak 2012 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 89 seri nolu Gider Vergileri Genel Tebliğ*).

Sırf bu vergi avantajı bile, aslında opsiyon işlemlerinin saydamlığı olmayan tezgah üstünden, oldukça saydam olan organize piyasaya gelmesiyle sonuçlanmasına destek olabilir. Burada saydamlığın artması bence en önemlisi. Çünkü herkese açık bir opsiyon piyasasında eskisine göre daha hızlı fiyatlama olacak ve daha adil fiyatlardan yatırımcılar opsiyon primi toplayabilecekler.

Bu konuyu ilerideki sayılarda daha çok tartışacağız. Opsiyonları alıp satmanın inceliklerini sizlerle paylaşacağım sonraki yazılarda. Benden naçizane tavsiye: Bir aracı kuruma gidin ve kendinize bir yatırım hesabı açtırın. Opsiyonlar göz açıp kapayıncaya kadar o kadar büyüyecekler ki, size iyi yatırım fırsatları verdikleri noktada hesaplarınız hazır olmazsa fırsatları kullanamayabilirsiniz. Başkasından yüzde 15 faizi duyarak şaşırmak yerine siz kendiniz hem de daha saydam ve karlı biçimde bu işlemi yapmayı öğrenin. Mevduatınızı çıplak yapın, opsiyonunuzu kendiniz satıp priminizi cebinize koyun.

Bol kazançlı bir hafta diliyorum.