Web´den Seçmeler

İşi sarpa saran her iktidar, kendi adamlarınca bunu kullanır. Ne olup biterse Yahudilerden bilinir. Hep bu insanlar suçlu, hep İsrail oyunu her şey.Antisemitizm yani Yahudilik dinine, ırkına, kültürüne veya milletine karşı duyulan düşmanlık, eleştirmekle ilgisi olmayan bir psikolojik sorundur aslında. Bence tedavi edilebilir.” FERHAT ATİK - www.kibrispostasi.com

Diğer
17 Ekim 2018 Çarşamba
  • BAŞBAKAN NETANYAHU’YA GÖRE, “İSRAİL DEMOKRASİSİ İÇİNDE SİVİL HAKLARA SAYGILI KALINACAĞININ GÜVENCESİNİ VERMEYE DEVAM” EDECEKLERDİ AMA “ÇOĞUNLUĞUN DA HAKLARI VARDI VE ÇOĞUNLUK KARAR VERMİŞTİ”

İsrail’de bu yasaya karşı çıkanların ifadeleriyle ırkçı ve ayrımcı bu temel yasaya tepkileri yumuşatmak için, Başbakan Netanyahu bir yandan yasanın kabul edilmesini “İsrail devleti ve Siyonizm tarihinde hayati bir dönüm noktası” olarak tanımlarken, diğer yandan bu yasanın yaptırımcı değil, istişarî nitelikte olduğunu iddia ediyordu. Yasa tasarısında yer alan sadece Yahudilerin yaşayabileceği yerleşimler açılabileceği veya bir içtihat olmadığı durumlarda mahkemelerin Yahudi dininin esaslarına göre karar verebileceği gibi önlemler, cumhurbaşkanının, İsrail başsavcısının, Arap milletvekilleri ve muhalif sol İsrailli Yahudilerin tepkileri sonucu kaldırılmıştı. Ama kabul edilen on bir maddelik temel yasa dört dörtlük bir ırkçı, ayrımcı yasa olmaktan kurtulamadı.

Başbakan Netanyahu’ya göre, “İsrail demokrasisi içinde sivil haklara saygılı kalınacağının güvencesini vermeye devam” edeceklerdi ama “çoğunluğun da hakları vardı ve çoğunluk karar vermişti”. “Mutlak çoğunluk gelecek kuşaklar için devletimizin Yahudi niteliğini güven altına almak istiyordu” Netanyahu’ya göre. Bu nedenle bu temel yasa İsrail başbakanına göre, yaptırım amaçlı değil, istişari nitelikteydi. Diğer taraftan Likud partisi sözcüsü Avi Dichter, mecliste yasayı eleştiren Arap milletvekillerine hitaben işin özünü açıklıyordu: “Bu topraklarda biz sizden önce vardık, sizden sonra da ilelebet var olmaya devam edeceğiz.”  

Ulus-devlet yasası İsrail parlamentosunda kabul edilmeden önce, parlamento özgürlükleri kısıtlayan birkaç yasayı daha kabul etmişti. 16 Temmuz’da STK’ların orduyu eleştiren kamuya açık girişimlerini sınırlayan bir yasa kabul edildi. Ertesi gün işgal edilmiş topraklarda gayrimenkullerine el konan Filistinlilerin bu kararları Yargıtay nezdinde temyiz etme hakkını sınırlayan ama bu hakkı eksiksiz biçimde Yahudi yerleşimcilere ve İsrail vatandaşlarına tanıyan yasa kabul edildi. Sol muhalefetin “hukukî Apartheid” olarak tanımladığı bu karar Batı Şeria’nın ilhak edilmesi projesinin bir adımıydı aynı zamanda. Daha sonra parlamento “bekâr kadınların” taşıyıcı anne aracılığıyla çocuk sahibi olmalarını yasallaştırırken, aynı hakkı erkeklerden esirgedi. Böylece eşcinsel kadın çiftler bu yolla fiilen çocuk sahibi olma hakkına sahip olurken, eşcinsel erkekler için de Netanyahu’nun vaat ettiği bu hak dinci partilerin baskısı karşısında yasadan çıkarıldı. Aynı gün akşamı Yahudi ulus-devlet temel yasası parlamentoda gerekli çoğunluğu ucu ucuna yakalayarak geçti.

AHMET İNSEL

http://www.birikimdergisi.com/haftalik/9131/israil-de-ulus-devlet-temel-yasasi#.W8Nn29czbIV

 

  • İSRAİL’İN “HAYATİ TEHDİT” GÖRDÜĞÜ İRAN’LA TÜRKİYE’NİN GİTGİDE YAKINLAŞMASI DA BİR BAŞKA OLUMSUZ FAKTÖR

İki ülkenin büyükelçileri ve Kudüs’teki başkonsolosumuz, geçtiğimiz mayıs ortasında yaşanan kriz nedeniyle kendi ülkelerine geri dönmüşlerdi. Sebebi de, ABD’nin Kudüs’te büyükelçilik açmasını protesto eden Gazze sınırındaki göstericilere İsrail askerlerinin ateş açmasıydı. 60 Filistinli hayatını kaybetmiş, 3 bin Filistinli yaralanmıştı.

Bu haber işte bu yüzden şaşırtıcı. Ancak bu gelişmeye asıl “bomba” değeri katan, şu anda iki ülke arasında ilişkilerin düzelmesi için hiçbir sebep olmaması! Bir yandan İsrail Başbakanı Netanyahu Trump’ın “koşulsuz sevgisini” arkasına alıp, Filistin konusunda gitgide daha da şahinleşiyor. Bir yandan da 2019 baharında yapılacak genel seçimlere oynayarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı söylemini gittikçe sertleştiriyor.

Bununla birlikte, Ankara’da da, Gazze’de şiddeti gitgide tırmandıran bir İsrail’le barışma isteği yok. Kaldı ki iki ülke arasında önceki yıllarda planlanan “İsrail gazının Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşınması” projesi raftan kalkmış durumda. Bunun yerini 2010’dan bu yana İsrail’in Mısır-Güney Kıbrıs-Yunanistan’la kurduğu “bölgesel koalisyonun” kotardığı anlaşma aldı. Ki enerji, iki ülkenin 2016’da anlaşmasının arkasındaki için en büyük motivasyondu.

İsrail’in “hayati tehdit” gördüğü İran’la Türkiye’nin gitgide yakınlaşması da bir başka olumsuz faktör. Ankara-Tel Aviv yakınlığında bugüne kadar ABD’nin desteği de çok etkiliydi. Mesela 2013’te Netanyahu’yu Erdoğan’dan özür dilemeye Başkan Obama ikna etmişti. Bugün ABD-Türkiye ilişkisi krizde olduğu için bu etken de eksik.

Ancak tüm bunlara rağmen, iki ülkenin diyalog kurması için sebepler var. Bunlardan en önemlisi, Kudüs...

Filistin meselesi şu anda Ankara’nın sadece gündeminde değil, kalbinde yatıyor. Özellikle de Kudüs... Trump’ın aralık ayında Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan etmesinden hemen sonra Erdoğan’ın İstanbul’da İslam İşbirliği Teşkilatı’nı (İİT) olağanüstü toplaması, sonra da BM’nin gündemine taşıması bundan.

Verda Özer

http://www.milliyet.com.tr/yazarlar/verda-ozer/israil-yine-yeniden-2757384/

 

  • YÜZYILIN EN BÜYÜK BAHANESİDİR YAHUDİLERE ATILAN SUÇLAMALAR

İşi sarpa saran her iktidar, kendi adamlarınca bunu kullanır. Ne olup biterse Yahudilerden bilinir. Hep bu insanlar suçlu, hep İsrail oyunu her şey.

Antisemitizm yani Yahudilik dinine, ırkına, kültürüne veya milletine karşı duyulan düşmanlık, eleştirmekle ilgisi olmayan bir psikolojik sorundur aslında. Bence tedavi edilebilir.

Nefret söylemine, ırkçılığa ve benzer her türden ayrımcılığa hassasiyetle karşı duran yeni dünyaya rağmen, arkaik düşüncenin pençesinden kurtulamamış insanlar, her fırsatta bu suçlamaları yaparlar. Hatta Holokost’u inkar etmeyi bile marifet sayarlar. 

İnsanı yaradandan ötürü sevmenin en güzel anlatıldığı din İslamiyet olmasına rağmen özellikle müslümanlar arasında Yahudi meseleleri bir tabu gibidir.

Ancak son zamanlarda aydınlığa yaklaşmış kimi Arap ülkesi liderleri teker teker bu yanlışlardan dönmeye başladılar.

Bu mutlu bir haber.Örneğin son adım Kral VI. Muhammed’in kararı.

3 Ekim günü Fas Kralı VI. Muhammed eğitim bakanlığına, lise ders kitaplarına Holokost’un konu olarak dahil edilmesi talimatını verdi. Çocuklara öğretilen tarih derslerinin çoğulcu fikirlere ve olaylara yer vermesi gerektiğini belirten Kral, insanlığın en şanlı anları kadar en karanlık anlarının da sunulmasının elzem olduğunu söyledi.

Kral’ın danışmanı olan André Azoulay’ın kızı, aynı zamanda UNESCO Başkanı olan Yahudi kökenli Audrey Azoulay, Fas monarşisinin kararını övdü. Azoulay Twitter hesabında, “Kral antisemitizmi ifade özgürlüğünün ve beraber yaşamanın tam zıttı olarak sundu; antisemitizm ile savaşın eğitim ve kültür savaşı olduğunu söyledi” dedi.

Ferhat Atik

http://www.kibrispostasi.com/c1-KIBRIS_POSTASI_GAZETESI/j229/a33581-Holokost-ders-kitaplarinda

 

  • SUUDİ ARABİSTAN'IN WASHİNGTON'LA İTTİFAKININ BOZULMASI İSRAİL'İ İRAN BAŞTA OLMAK ÜZERE FİLİSTİN, KUDÜS VE GAZZE KONULARIYLA GENEL ANLAMDA TRUMP'IN YÜZYILIN ANLAŞMASI DİYE TABİR ETTİĞİ FİLİSTİNLİLERİN SÜRGÜN EDİLMESİNİ ÖNGÖREN PROJENİN DE BALTALANMA SÜRECİNİ BAŞLATABİLİR

İsrail'in endişe kaynağı ABD'de her geçen gün artan Suudi Arabistan'a karşı yaptırım çağrıları. Bu çağrıları senatörler tarafından Trump'a yapılıyor. Trump'dan Riyad'a askeri yaptırım uygulaması isteniyor. Özellikle senatörlerin Magnitsky yasasını devreye sokmak istemeleri İsrail için risk olarak görülüyor. Yaptırım içeren söz konusu yasa "ifade özgürlüğü hakkını kullanan bir kişiye yönelik yargısız infaz, işkence ve diğer ağır insan hakları ihlalleri" şüphesinin bulunduğu durumlarda devreye sokuluyor. Suudi Arabistan'ın Washington'la ittifakının bozulması İsrail'i İran başta olmak üzere Filistin, Kudüs ve Gazze konularıyla genel anlamda Trump'ın yüzyılın anlaşması diye tabir ettiği Filistinlilerin sürgün edilmesini öngören projenin de baltalanma sürecini başlatabilir. Çünkü yüzyılın anlaşmasında ABD ve İsrail'in yanında Suudi Arabistan da yer alıyordu.

Eski İsrail Dışişleri Bakanlığı yetkisi Dera Gold, "Kaşıkçı krizi İsrail için istenmeyen bir durum oldu çünkü İran'ın Ortadoğu'daki tutumunu güçlendiren her şey İsrail için kötüdür ve Ortadoğu'daki güç dengesinde zayıflamış bir Suudi Arabistan güçlü bir İran anlamına geliyor" diyor.

İsrail Kaşıkçı krizinde anahtarın Türkiye'nin elinde olduğunu düşünüyor. Türkiye Kaşıkçı'nın öldürüldüğü anı gösteren kayıtları yayınlarsa bu durumda Suudi Arabistan'ın Washington'daki tüm bakiyesi sıfırlanmış olacak. Ortaya ise eli güçlenen İran ve güçsüz bir Suudi Arabistan manzarası çıkacak bu tablo da İsrail için hayliyle ürkütücü olacağa benziyor.

İsrail eski Ulusal Güvenlik Konseyi üyesi Eran Lerman, "İsrail'in en büyük endişesi yani gündemindeki bir numaralı sorun Filistinliler değil, İran'dır. Ve Suudi Arabistan'ın Washington'da aynı kaşeye sahip olamaması İsrail için kötü bir durumdur çünkü Suudiler, hatta bazı yönlerden bizden daha çok, İran'daki Amerikan pozisyonuna döndü. Bu nedenle Suudi Arabistan'ın Washington'da yeniden yüksek düzeyde saygınlık kazanması İsrail'in çıkarınadır" diyor.

Mustafa Taha Dağlı

https://www.sabah.com.tr/yazarlar/aktuel/mustafa-taha-dagli/2018/10/15/israil-ve-kasikci

 

  • SİNVAR, HAMAS’IN POLİTİK ALANDA TAKİP ETTİĞİ METODU KULLANDI. HERHANGİ BİR DÜZEYDE İSRAİLLİ YETKİLİLER İLE BİR KONUDA GÖRÜŞMEK İLKESEL OLARAK SAKINCALI ANCAK BASIN ARACILIĞIYLA DAHİ OLSA DOLAYLI BİR ŞEKİLDE GÖRÜŞMEK MÜBAH

İsrail’de bu hafta en çok konuşulan konu, Sinvar’ın Yediot Ahranot gazetesine verdiği röportajdı. İsrail’de diller ve kalemler bağımsız olduğu, bizdeki gibi politikacıların ve yazarların önünde yıkılmaz tabular olmadığı için Sinvar’ın açıklamalarına yapılan değerlendirmeler ve derecelendirmeler farklı ve çeşitliydi. Kimileri bunu bir kandırmaca ve düşmanlık duygularını gizlemek için bir kamuflaj olarak görürken kimileri ise İsrail’in Gazze’deki Hamas Hareketi ve bizzat bu lideri ile doğrudan bir diyaloğa girmesine değecek kadar değerli bir girişim olarak niteledi. Hatta bazı politikacılar, ikisinin de yeni bir savaş istememek gibi ortak bir noktada buluşmalarına rağmen Sinvar’ın açıklamalarına yorum yapmayan Netanyahu’yu doğrudan kınadılar.

Yeni dili ile basın alanını meşgul ettiği ilk günden itibaren takipçisi olduğum Sinvar’ın açıklamalarını ben de okudum. Birçok Hamaslının, Sinvar’ın söylediklerini değil kime söylediğini önemsemeleri ve buna göre açıklamalar yapması doğrusu hoşuma gitmedi. Görünüşe bakılırsa Hamaslılar daha çok Sinvar’ın “Yediot” gazetesine röportaj vermesini bir yanlış olarak görüyor ve bir yanlış anlama olması halinde düzeltilmesi ya da savunulması gerektiğini düşünüyor. Bu kişilerin dayanak noktası; kendisinin aslında bir İtalyan gazetesine röportaj verdiği ardından Yediot gazetesinin bu röportajı satın alarak yayınladığıdır. Yani aslında Sinvar, Hamas’ın politik alanda takip ettiği metodu kullandı . Herhangi bir düzeyde İsrailli yetkililer ile bir konuda görüşmek ilkesel olarak sakıncalı ancak basın aracılığıyla dahi olsa dolaylı bir şekilde görüşmek mübah.

Nebil Amr

https://turkish.aawsat.com/2018/10/article55442575/sinvar-yediot-ahranotta

 

Netten okumalar

 

  • YAHUDİLERİN ORTAÇAĞ ARAP DÜNYASINDA KONUŞTUĞU AZ BİLİNEN DİL

http://www.avlaremoz.com/2018/10/12/yahudilerin-ortacag-arap-dunyasinda-konustugu-az-bilinen-dil/

 

  • İZMİR’DE PIRLANTA ÜÇGEN

http://www.milliyet.com.tr/izmir-de-pirlanta-ucgen/orhan-besikci/ege/yazardetay/11.10.2018/2758065/default.htm

 

  • YAHUDİ MUHACİRLER-46

http://www.yeniduzen.com/yahudi-muhacirler-46-13072yy.htm

 

  • TÜRK YAHUDİLER NEDEN GÖÇ EDİYOR?

http://www.milliyet.com.tr/turk-yahudiler-neden-goc-ediyor--gundem-2760094/

 

Takılan tweetler

 

CON SINOV‏ @lordsinov 11 Eki

Daha fazla

Yahudi İzak Safarti, 1454'te Avrupa Yahudilerine yazdığı mektupta, Fatih dönemi İstanbul'unu bakın nasıl anlatmış:

 

https://twitter.com/lordsinov/status/1050440400127840256

 

Talha Uğurluel @Talhaugurluel 12 Eki

Daha fazla

Bugün Kötü Yakalanmışım! Yıllardır kitaplarımın bütün fotolarını kendim çekerim. Konulu bir kare yakalayınca peşinden koşarım. Bugün Yafa Kapısından 8 çocuklu musevi bir aile şabatta duvara yetişmek için koşuyorlardı. Tabi ben de peşlerinden. Meğer bizi de çeken varmış :)

 

https://twitter.com/Talhaugurluel/status/1050831217678082048

 

Primat‏ @Primat19 14 Eki

Daha fazla

Erikli gelincik (gaya) balığı en tipik Sefarad mutfağı örneklerinden

 

https://twitter.com/Primat19/status/1051432369264177153

 

Columbia Hebrew Manuscripts‏ @CULHebrewMss 13 Eki

Daha fazla

Ketubah : Korfu. Corfu :, 1789. https://archive.org/details/ldpd_11549020_000 …

 

 

https://twitter.com/CULHebrewMss/status/1051200920610959360

 

bir vakitler Edirne...‏ @birvakitler1 15 Eki

Daha fazla

Alyans Mektebi'nin öğrencileri arasında düşünce ve siyaset hayatımızın önemli isimlerinden Mihri Belli de yer alacaktı.. Belli, hatıralarında "Türk okulu dururken Yahudi okuluna gönderilmemi ilkten yadırgadım" derken, bu tercihi şöyle izah edecekti... #Edirne #Αδριανούπολη #Одрин

 

https://twitter.com/birvakitler1/status/1051921319498010624

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün