Bilinmeyen Türk Musevi kahramanlık türküsü - Port Artur

Dünyanın farklı coğrafyalarında da oluştuğu gibi, Osmanlı coğrafyasında ve Ukrayna’nın güneyinde bulunan Kırım Yarımadasında farklı grupların etkileşimi ve senkronizasyonu neticesinde farklı diller ve kültürler şekillendi veya oluştu. Port Artur Türküsü ise bunu Türk-Musevi etkileşimi açısından anlatan 1890-1910 yılları arasındaki olaylar neticesinde şekillenmiş bir kahramanlık türküsüdür.

Perspektif 1 yorum
10 Ekim 2018 Çarşamba

Avraham Zafer İşcen

Tarih kimileri için sıkıcı, kimileri için trajik, kimileri için ders çıkartılması ve tekrarlanmaması gereken bir tecrübeler kümesi... Kimileri için hepsi, kimilerine göre ise hiç biridir. Tüm bunlara bir tanım daha eklemek istersek şunu söyleyebiliriz; tarih sürprizlerle ve kesişimlerle dolu bir girdaptır.

Farklı halkların, dillerin, ideolojilerin, inanç sistemlerinin ve milletlerin etkileşimini, bazen de kesişimini tarih bizlere remzedebilir. Dünyanın farklı coğrafyalarında da oluştuğu gibi, Osmanlı coğrafyasında ve Ukrayna’nın güneyinde bulunan Kırım Yarımadasında farklı grupların etkileşimi ve senkronizasyonu neticesinde farklı diller ve kültürler şekillendi veya oluştu.

Port Artur Türküsü ise bunu Türk-Musevi etkileşimi açısından anlatan 1890-1910 yılları arasındaki olaylar neticesinde şekillenmiş bir kahramanlık türküsüdür.

“Port Artur nedir? Port Artur neresidir? Tarihte hangi önemli olaylara sebebiyet vermiştir? Türk-Musevi literatürü ve anılarına nasıl bir giriş yapmıştır?

Hangi önemli Türk-Musevi evladı, Port Artur Türküsüyle ebedileşmiştir?” konularına açıklık getirelim.

Ruslar, Uzakdoğu’da hiç buz tutmayan bir üsten mahrum olmanın acizliği içerisindeydiler. Ne zamana kadar? 1896 yılına kadar…

1896 yılında Çin ile Rusya arasında imzalanan anlaşma neticesinde Rusya Port Artur Limanını kullanma ve bütün Çin limanlarına serbest giriş hakkını elde etti. İngiltere bu limana yalnız Rusların sahip olduğunu görmeyi hiç de arzu etmemekteydi. İngiltere, Çin üzerindeki Rus egemenliğinin, kendi idaresindeki Doğu Hindistan’daki yerleri tehlikeye sokmasından korkarak Çin’de uygulanacak açık liman politikası hakkında Amerika’yla bir anlaşmaya varmayı denemişti. Port Artur Limanının kontrolü Rusya’ya Pekin’e kadar, ticarete hâkim olmak gücü veriyordu.

 Mançurya sahilinde buzla kapanmayan tek parça

Port Artur, kısa Mançurya sahilinin buzla hiç kapanmayan tek parçası olma özelliği taşır. Burasını çevreleyen tepeler limanı çok iyi korur ama aynı zamanda limanın genişletilmesine de engel olur. Dar bir yarımadanın ucunda bulunması bazı sakıncalar oluşturur. Doğal olarak yaklaşma yolları çok dardır ve iç limanda su derinliği azdır.

Mançurya kıyısında bu kadar hızlı bir siyasi değişime daha önce hiç tanık olunmamıştı.

Rusya ve Japonya arasında ve onların 1904-1905 savaşından evvel yapılan görüşmeleri sırasında Tokyo’ya verilen notalardan biri Mançurya ve kıyısının Japonya’nın hâkimiyet bölgesinin dışında kaldığının tanınmasını Japonya’dan talep ediyordu. Rusya bu tanınmaya karşılık Japonya’ya Kore kıyılarında özel haklar vermeye hazır olduğunu bildirmişti.

Rusya - Japonya arasındaki savaşın başlarında Rusların Port Artur ile Vladivostok olarak iki üsleri vardı. Rus - Japon Deniz Savaşının en ateşli cephelerinden birisi Port Artur’da gerçekleşti.

Rusya’nın çeşitli bölgelerinden farklı milletlere, dinlere, sosyal katmanlara mensup bireyler de bu savaşa iştirak etmek amacıyla Port Artur Cephesine intikal etti. Savaş genel olarak Rusların istihbaratının zayıflığı ve filolarının büyük bir kısmının Karadeniz’de olmasından dolayı, Japonların lehine sonuçlandı.

Ruslar birçok bölgede mevcut mevzilerinden çekilerek, daha önceden tahakküm altında bulundurdukları bölgeleri dahi, Japon himayesine bırakmak mecburiyetinde kaldı. İşte bu çalkantılı dönemde Kırım Yarımadasının yerel halklarına mensup bireyler de bu cephedeki mücadeleye iştirak etmek için bölgeye intikal ettiler.

 

 

Kırım Karay topluluğundan savaşa iştirak

Hazar Hakanlığının mirasçısı sayılan halklardan biri olan Kırım Türk Musevi Karay toplumunun, Rusya yönetimine yakın aristokrat ailelerinden Tapsaşar Ailesinin fertlerinden Mark (Nesim) Fedoroğlu (Feodoroviç) Tapsaşar da bu cenke iştirak etti.

Mark (Nesim) Fedoroğlu Tapsaşar 1872 yılında Odesa (Akerman) şehrinde dünyaya geldi. Askeri eğitimini Odesa’da tamamladı. Yüzbaşı rütbesiyle, Japon -Rus Savaşında Port Artur’da savaştı. Kvantunski’nın yedinci deniz birliğine komutanlık yaptı.

Karay Türk Musevi Milli Kahramanı Yüzbaşı Tapsaşar, 1904 yılında 15 Ekim’i 16 Ekim’e bağlayan gece, karşı tarafın sahip olduğu üstünlüğe rağmen, giriştikleri çatışma sırasında, Japonlara yaptığı karşı hücum sırasında hayatını kaybetti.

Japon siperlerine girip, 16 düşman Japon askerini etkisiz hale getirdi.

Japonlar, onun cesaretine hayran kaldı. Yüzbaşı Tapsaşar’ın naaşına gereken hürmeti göstererek cepheden taşıdılar; askeri törenle Rus tarafına teslim ettiler. Naaşın devri sırasında, taraflar tüm cephelerde süreli ateşkes kararı aldı.

Japon İmparatorunun himayesi ile Kırımlı Mark Tapsaşar’ın kılıcının bir kopyası hazırlatıldı ve İmparatorluk Askeri Müzesinde, ‘Mücadelenin Zaferi’ adıyla sergilendi.

Savaştan sonra orijinal kılıç, Rus Komutanlığına iade edildi. Karay Türk Musevi halkının bağrından çıkmış kahramanın naaşı askeri törenle Liaoteşan Askeri Şehitliğine defnedildi.

Kahraman Türk Musevi Karay Mark Fedoroğlu Tapsaşar için Balta Tiymez (Balta Değmeyen) Mezarlığında, Bahçesaray, Kırım, Ukrayna’da bir anıt mezar (yolci taş) yapıldı. Karay Türk Musevi halkının bağrından çıkmış büyük Komutan Mark Tapsaşar’ın adı Karay Türk Musevi Halk Türküsü Port Artur ile beraber ebedileşmiştir.

Türk Musevi ortak tarihinde derinler iz bırakmış, halkının yüreğinden kopmuş asker ağıtı niteliği de taşıyan halk türküsünün sözlerini paylaşmak istiyorum.

Port Artur Musevi Türk Halk Türküsü

Çıktım çeşme başına, / Sabun kuydım taşına /Meni saldat (asker) aldılar, da, / Otuz eki (iki) yaşımda

Nakarat:

Agleme, anem, agleme, babam, / Belki de Mevlam kutkarır.

Filis-fidan boyumız, /Ağlap kaldı soyumız /Port-Arturdan kaytkan (döndükten) son da, /Bolır (olur) bizim toyumız (düğünümüz)

Maşinalar (arabalar) yağlandı, / Birbirine bağlandı. / Port Arturğa barğan (vardığımızda) son da, / Başım, közüm aylandı (döndü).

Port Arturnıñ kalesi, /Ne oksektir (yüksektir) malesi. / Yüz bin asker anda (orada) bar (var) / Neç (neden) tabılmay (bulunmuyor) çaresi.

Kurapatkin başımız, / At etidir aşımız (yiyeceğimiz). / Port-Arturnın içinde /

Kaldı cümle leşimiz.

Bizim Poruçik (Teğmen) Tapsaşar / Em (hem) karaman (kahraman), em batır. /

Yaponlarnı (Japonları) pek kırıp,/Anaların ağlatır.

 

Geçtiğimiz haftalarda girdiğimiz 5779 yılının tüm dünya için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Soho’lu Antigenos, Tanrı ile Maaminler arasındaki olması gereken ideal ilişki hususunda şöyle bir tavsiyede bulunurdu.

Efendiye bir ödül almak için hizmet eden hizmetkârlar gibi olmayın. Aksine, efendiye ödül alma beklentisi olmaksızın hizmet eden hizmetkârlar gibi olun.

 

Kaynakça:

-Voenniye Traditsii Krimskih Karaimov (V. S. Kropotov)

-Antologia Krımskoy Narodnoy Muziki (Fevzi Aliev)

-The Influence of the Sea on the Political History (Vice Amiral G. A. Ballard)

-Japan and World Peace (K. Kawakami)

-The Eclips of Russia (E. J. Dillon)

-Empires of The Far East (Lancelot Lawton)

-Foreign Financial Control in China (T.W. Overlach)

-The Memoirs Of Alexander Isvolsk

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün