Nesli Kohen’in hayatı müzik!

Nesli Kohen, nam-ı diğer Nesly K, yaşamını ve eğitimini ABD’de sürdüren yetenekli gençlerimizden biri… Aile ortamından başlayarak küçüklüğünden beri iç içe olduğu müzik çalışmaları kendisine rehberlik ederek meslek seçimine vesile olmuş. Halen master yaptığı New York’ta yoluna ‘teaching artist’ olarak devam eden Kohen, beste ve söz yazarlığının yanı sıra çocuklara müzik öğretmenliği ve her yaşa modern ses eğitmenliği de yapıyor.

Dora NİYEGO Sanat
20 Mayıs 2020 Çarşamba

Nesli’yi tanımakla başlayalım…

Herkese selam ve sevgiler! Bu söyleşiyi yapmak benim için büyük zevk ve mutluluk, çok teşekkürler. 25 yaşındayım, İstanbul doğumluyum. Vokalist, beste ve söz yazarlığının yanı sıra, hem çocuklara müzik öğretmenliği, hem de her yaşa modern ses eğitmenliği yapıyorum, ayrıca koro ve akapella şefiyim. Hisar Okullarındaki lise eğitimimin ardından üniversiteyi Boston’da tamamladım. Lisans eğitimim sırasında İrlanda ve Danimarka’da müzik ve psikoloji alanlarında değişim programlarına katıldım. Son iki senedir de master eğitimi sürdürdüğüm New York’ta yaşıyorum. 

Müzik kariyeriniz ne zaman ve nasıl başladı?

Kendimi bildim bileli müzik hayatımın merkezi olmuştur. İki-üç yaşımdan beri şarkı söyler, dans ederim. İlkokul birinci sınıftan lise sonuna kadar koro üyesiydim. Ortaokul ve lisede, Hisar Okullarının birçok ödül kazanmış ‘B Yüzü’ Orkestrasında yer aldım. İlk bestemi, ortaokulda zor bir dönemden geçerken yazdım. O zamandan beri hem yaşamımdan, hem etrafımda değer verdiğim insanlardan, hem de doğadan ve dünyadan ilham alarak şarkı yazmaya devam ediyorum. Lisedeki iki yazımı Berklee College of Music’in performans programında geçirerek pop ve caz vokali üzerine sertifika aldım. Üniversiteyi Boston’da Wheaton College’da psikoloji ve müzik çift ana dalında tamamladım. Okul bittiğinde, müzik ve vokal öğretmeni olarak çocuk ve yetişkinlerle çalışmaya başladım. Öğretmenlik yapmaktan hem inanılmaz keyif aldım hem de öğretmenliğin ne kadar değerli bir meslek olduğunu anladım. Yıllar boyunca öğrendiklerimi başkalarına aktarmak ve onların müzikal gelişimine tanık olmak paha biçilemez bir duygu. Bu nedenle master eğitimimi vokal performansı, pedagoji ve müzik eğitimi üzerine almaya karar verdim ve New York’taki Columbia Üniversitesine kabul edildim. Şu anda yoluma ‘teaching artist’ olarak devam etmekteyim; öğretmenliğin yanı sıra performans vermeyi de sürdürüyorum. Özel derslerde birebir eğitim veriyor, koro ve akapella gruplarıyla çalışıyorum. 

“ŞABAT AKŞAMLARI AİLEME, SEYRETMEK ZORUNDA KALDIKLARI ŞOVLAR SUNARDIM”

Çocukluğunuzda da müzikle iç içe olduğunuzu söylediniz. Biraz bundan bahseder misiniz? 

Çocukluğum boyunca evde, okulda, Yahudi Toplumunda hep çeşit çeşit müzikle çevriliydim. Annemin çift ses yeteneğini, babamın keman tınılarını ve her sabah güne müzikle başlamalarını hayranlıkla izledim. Şabat akşamları aileme, hazırlığı bazen günler süren, seyretmek zorunda kaldıkları şovlar sunardım. Henüz 10-11 yaşlarımda çevremdeki kişilere şarkı sözleri yazıp satmaya çalışırdım. İlerleyen dönemde çoğu zamanım Hisar Okullarının koro ve pop-rock orkestrası ve İzzet Bana’nın Estreyikas D’Estambul Grubu ile geçti: Provalar, konserler, yerel ve uluslararası yarışmalar... İnanılmaz güzel ve heyecanlı zamanlardı. Gerek okulda gerekse cemaat içerisinde birçok müzikalde görev aldım, çok sayıda bar/bat mitzva dansına hem katıldım, koreografisine destek oldum.

Nerelerde koro yöneticiliği yaptınız?

Wheaton College’da ‘World Music Ensemble’ında ve Pop-R&B Akapella grubum ‘Voices United to Jam’deki belli şarkılarda asistan koro şefliği yaparak başladım. Ardından, İrlanda’daki değişim programında bestelediğim dört sesli şarkıyı programın diğer katılımcılarından oluşan koroyu yöneterek söylettim. Mezun olduktan sonra Boston’da Rock and Roll Daycare isimli bir anaokulundaki çocuk korosunu yönettim: Orada ‘Türkiye’ teması işleyerek, iki-beş yaş aralığındaki öğrencilerle Spotify’da ‘Turkish Heritage Song Book’ çıkarttık. Bu projenin içerik belirlemesi, şarkı sözü çevirileri ve seslendirmesi tarafımdan gerçekleştirildi. Master dönemimde de Columbia Üniversitesi Teacher’s College’ın altmış kişilik cemiyet korosunda ‘Soprano Bölüm Lideri’ oldum. Türkçe ve Balkan dillerindeki şarkıları sahnede yönettim. Aynı zamanda ‘Chamber Ensemble’ dersinde asistan öğretmen oldum. Nicole Becker’in kurmuş olduğu ‘Çocuk - Genç ve Konser’ korolarında ve ünlü vokal pedagog Jeanne Goffi-Fynn’in yönettiği müzikal tiyatro grubu ‘Singers Workshops’ta da hem öğretmen hem de asistan şef olarak yer alıyorum. Ek olarak, resmi olmayan irili ufaklı birçok projeyi de sayabiliriz; kurmuş olduğum ve yönettiğim ‘Sing Easy’ isimli akapella grubum gibi.

“ÖĞRENCİLERİN EKSİKLERİ YERİNE GÜÇLÜ OLAN YÖNLERİNE ODAKLANIYORUM”

Müzik öğretmenliği de yaptığınızı da söylüyorsunuz. Öğrencilerinize nasıl bir yaklaşım içindesiniz? 

Müzik, pedagoji ve psikoloji dallarında öğrendiğim her şeyi bir arada kullanmaya gayret ediyorum. Ağırlıklı olarak PIMS (Positive Instruction in the Music Studio) ve ‘Constructivist Education’ (Yapılandırmacı Eğitim) modellerini izliyorum; öğrencilerin eksikleri yerine güçlü olan yönlerine odaklanıyorum. Çünkü onların mevcut yetenek ve özellikleri ile yeni bilgiler arasında öyle bir ilişki kurabilmeliyim ki, bu onlar için anlamlı ve hayat boyu sürdürülebilir olsun. Her öğrencinin kendine özel bir öğrenme şekli var, dolayısıyla çoklu alternatifler yaratabilmek çok önemli. Bir öğretmen olarak, yetenek ve bilgi egomuzu ve geleneksel beklentilerimizi bir kenara atıp, öğrencilere olumlu bir pekiştirme ve geri-dönüş sistemi ile yaklaşılması gerektiği kanısındayım. Onlarla, onların olduğu yerde buluşmalıyız. Tabii ki bu onlara olumsuz bir yorumda bulunmayacağımız, yanlışlarını göstermeyeceğimiz anlamına gelmiyor. Dürüstlük her zaman var olmalı, ancak bunu yaparken özgünlüğü zedelememek de gerekli. En az bizim fikrimiz kadar öğrencinin kendi kulağına neyin güzel neyin çirkin geldiği de önemli. Aslını isterseniz, müziğin ve modern ses eğitiminin matematikten pek bir farkı yok: denklemler ezberlenebilir ancak öğrenci denkleme kendi mantığı ile ulaşırsa asla unutmaz ve bunu farklı sorularda farklı çözümler için kullanabilir. 

Öğretmenin yokluğunda da öğrencinin soruya kendi mantığını yürütebiliyor olması çok önemli. Modern ses derslerimizde bunu hedefliyoruz. Öğrenci ders dışında bir şarkı söylediğinde, kendini nasıl daha gelişmiş bir noktaya getirebileceğine dair farkındalığı ve becerileri oluşturmaya çalışıyoruz. Neyi neden yaptığımızı, hangi çalışma ile neyi hedeflediğimizi öğrenciye aktarmanın gerekli olduğunu düşünüyorum. Müzik ve ses eğitiminde çoğumuz büyürken yetenekli ve yeteneksiz olarak ayrımlara uğradık, potansiyelimiz ya vardı ya yoktu. Ben, modern bir öğretmen olarak herkesin sesini geliştirebileceğine inanıyorum. Bazısı daha yavaş öğrenir kimisi ise daha hızlı; ama gerçekten müzik kulağı hiç olmayıp, şarkı söyleyemeyecek çok az insan var. Herkesin şarkı söyleyip müzik yapma hak ve özgürlüğü var. ‘Güvenli alan’ oluşturabilmek çok önemli. Öğrencimizin sesini etkin ve rahatlıkla kullanabilmesi için bize güvenmesi gerekiyor. Biz, görülemeyen fakat bedende hissedilebilen, bütün gün konuşma yoluyla kullandığımız, bizi biz yapan bir enstrüman ile çalışıyoruz. Ses, insanın kişiliğini direkt etkileyen bir unsur. Dolayısıyla, birinin sesini ‘düzelttiğiniz’ zaman, o kişinin karakterini de geliştiriyor ve değiştiriyorsunuz. Bu yüzden, çok büyük bir dikkat ve hassasiyet ile yaklaşılması gerekiyor. Öğrencilerimle sıkı bir güven sistemi oluşturduktan sonra, onların kendilerine özel tarzlarını bulmalarına yardımcı oluyorum. 

Ne tür müzik yapıyorsunuz? Sizi nerelerden dinleyebiliriz? 

Gerek dinlediğim gerekse yazdığım şarkılar birçok müzik türünü barındırıyor. Ağırlık pop ve elektronik müzikte olsa da, dünya müziği, folk, hip hop ve caz etkilerini de bulabilirsiniz. Vokalist olarak genellikle İngilizce ve popüler şarkıların aranjman ve coverlarını yapıyorum ancak Balkan, Ortadoğu, Bollywood, Güney Asya, İspanyol, Latin ve Bossa Nova tarzlarını da çok seviyorum. Her bir müzik türünün kalbimde ayrı bir yeri var ve farklı projeler için farklı seçimler yapıyorum. Instagram ve Facebook’da oldukça aktifim. Ayrıca, Spotify ve Apple Music gibi platformlarda da orijinal şarkılarımı paylaşmaya başladım. ‘Unnatural’ ve ‘Tired as Hell’ isimli iki single’ım çıktı bile! 

Şu aralar çalışmalarınız ne durumda? 

Şu sıra, Columbia Üniversitesi Teachers College’da birkaç öğrenciye özel vokal öğretmenliği yapıyorum. Mayıs itibariyle Müzik ve Müzik Eğitimi lisansüstü programından mezun oluyorum. Yukarıda bahsetmiş olduğum dört koro ile çalışmalarım devam ediyor. Ayrıca, Brooklyn’de Grammy adaylığı bulunan Kerim Wilhelm ile Corner Studios’da hem kendi orijinal müziğimi hem de farklı cover ve aranjmanları çalışıyorum. Müzisyen olarak ‘Nesly K’ ismini kullanıyorum. New York City’de DROM, Mercury Lounge ve The Bitter End gibi tanınmış müzik mekânlarında konserler veriyorum. Mart 2020’de ilk single’ım ‘Unnatural’, Nisan 2020’de ikinci single’ım ‘Tired As Hell’, Mayıs 2020’de ‘Sure Honey’ ve Catch Kindred ile ‘Games’ isimli şarkılar Spotify, Apple Music, YouTube, Sound Cloud ve benzeri birçok platformda yayınlandı. Önümüzdeki bir-iki sene içerisinde yedi-sekiz şarkı daha çıkarmayı planlıyorum!

Müzik sevginiz nereden kaynaklanıyor? 

Müzik dinlerken ve yaparken her hücremle o an’a bir adanmışlık hissediyorum. Kalbimden, aklımdan, ailemden, arkadaşlarımdan, kültürümüzden, doğadan kaynaklanan bir müzik sevgisi ile besleniyorum. Müzik ve özellikle de şarkı söylemek, hem kendi içimizde, hem de çevremizdekilerle oluşturabileceğimiz en güçlü bağlantı bence. Şarkı söylediğinizde, sesiniz kelimenin gerçek anlamıyla bir fark yaratıyor. Hele ki grupla söylediğinizde, sesiniz o bütüne farklı bir katkıda bulunuyor, siz olmadan, hiçbir şekilde aynı olmayacak bir katkı. Özellikle de dünya genelinde çoğu şeyin durakladığı bugünlerde, her şey yok olduğunda, müziğin ve şarkı söylemenin insanı yalnız bırakmadığının daha da çok bilincine varıyorum. Son olarak altını çizmek isterim ki, ses doğaçlaması, farklı perspektiflere açık olmayı, sezgiselliği geliştirmeyi, korkunun üstesinden gelmeyi ve her tür yargılamadan bağımsız olmayı gerektirdiği için oldukça dönüştürücü bir deneyimdir. Özellikle de işin içine kendi tarz ve yaratıcılığınız girdiği zaman.

Ülkemizde de sizi dinlemek isteriz. Öyle bir projeniz var mı? 

Ne yazık ki, önümüzdeki sene içerisinde şimdilik böyle bir olanak veya proje görünmüyor. Ancak sosyal medya hesaplarım üzerinden herkesin katılabileceği bir sürü canlı performans yayını yapıyorum. Takip ederseniz haberdar olabilirsiniz. Instagram: @neslymusic, Facebook: @neslykmusic

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün