Tazria- Şabat Ahodeş Brit Mila

Rav İzak ALALUF Köşe Yazısı
7 Nisan 2016 Perşembe

Geçtiğimiz hafta okuduğumuz Şemini peraşasının son bölümünde hangi hayvanların yenilebileceğini hangilerinin ise yenemeyeceğini kısaca bazı Kaşerut kurallarını öğrenmiştik. Bu hafta okuduğumuz peraşada ise Tora insanların hangi durumlarda ‘tame’ yani manen kirli olabileceklerini betimlemektedir. Nasıl ki yaratılışta hayvanlar insandan önce yaratıldıysa benzer şekilde Tora da önce hayvanların daha sonra da insanların tame durumlarını incelemektedir. 

Buna paralel bir Midraş da mevcuttur. Eğer insan Tanrı’nın ondan istediği gibi insan olmanın gereklerine uygun bir şekilde yaşayacak olursa yaratılışın esas amacında belirtildiği gibi bir numaralı yaratılan olacaktır. Çünkü yaratılışın esas nedeni insanın yaratılması, onun Tanrı’yı tanıması ve Tanrı’ya ibadet etmesidir. Ancak sahip olduğu yetenekleri geliştirmek ve ilerlemek konusunda istekli davranmaması halinde de basit bir böceğin bile kendisinden önce yaratıldığı fikri aynı Midraş’ta beyan edilmektedir. 

Gerçekten de yaşayan bir fiziksel beden olarak insanoğlu birçok hayvansal dürtüye de sahiptir ve bunları Tanrı’ya yakınlaşmak yolunda ne kadar hizaya getirecek olursa ruhanilikte melekleri geçecek bir konuma bile sahip olabilir. Melekler kutsaldır çünkü onlar kutsal olarak yaratılmışlardır. İnsan ise belirli bir çaba göstermek suretiyle bu kutsallığa erişebilir. 

Ancak ne yazık ki birçok insan bir hayvanın durumunun altına da inebilir. Hayvanların doğuştan gelen bir takım içgüdüleri vardır. Onlar sadece açlıklarını gidermek için yemek yerler ve buna ulaştıklarında dururlar. Türlerini koruma altına almak amacıyla çoğalırlar ve dururlar. Hatta öldürerek avını yakalayan hayvanlar bile ancak aç olduklarında avlanırlar yoksa kimseye dokunmazlar. Hayvanların içgüdüleri yaşamlarını devam ettirmek üzere programlanmış gibidir. 

İnsan ise bu sınırlı içgüdülere sahip değildir. İnsan, fiziki ihtiyaçlarının peşinde şımarabilir ve bu istekleri onu baştan çıkarabilir. Kişinin bu şekilde kendini şımartması ve yoldan çıkması onun kendi kendini yok etmesi anlamına bile gelebilir. Hayvan sadece beslenmek veya korunmak amacıyla öldürürken insan bazen bunu bir duygu içermeden bile yapabilir. Kişi kendi fiziksel isteklerinin eline esir düştüğünde bir hayvandan daha düşük bir seviyeye bile inebilir. 

Ancak kişi kendini ruhani olarak terbiye ettiğinde ve bu yolda ilerlediğinde hayvanlardan düşük olmak yerine meleklerden daha üstün olabilme şansını elde eder. Bir melek kendisine verilen sadece bir görevi yapabilirken insan birçok görevi icra edebilme şansına da sahiptir. Yaratılış konusunda Teilim 8’de yer alan “vatehasereu meat ME:loim – onu Tanrı’dan biraz aşağıya koydun” ifadesi doğru yolda ilerleyen insanın neler yapabileceğinin bir kanıtıdır. Bu şekilde insan yaratılışın esas amacı haline gelir. Bu şekilde yaratılışın ikinci gününde yaratılan meleklerin bile üzerine çıkabilir. 

 

Her ne kadar insan egosu onu yoldan çıkarmak üzere hareket etse de doğru yolu seçmiş bir insan yaratılışın gurur kaynağı olmaya adaydır. Bir anlamda Tazria peraşasının doğum gibi doğal bir olayla başlaması ve Brit Mila gibi doğaüstü olmayı simgeleyen bir olayla devam etmesi buna gönderme yapar. İnsan normal bir doğum sonrasında Brit Mila mitsvasını yerine getirerek yukarıya giden yolda doludizgin yol almaya başlayacaktır.