Cenevre Barok solistler topluluğu İstanbul’daydı

Tülay GÜRLER KURTULUŞ Köşe Yazısı
20 Ocak 2016 Çarşamba

Ş ehirde neler olduğundan haberiniz oluyor mu? Kültür-sanat dergilerini takip ediyor musunuz, bilmiyorum. Sanki eskiden daha yatkındık bu tür işlere çünkü AKM vardı. Hiçbir şey yapmasak bile oradan geçerken bir program alıp o ay içinde neler var neler yok bakar, sonra mutlaka kendimize göre bir faaliyet bulur, biletlerimizi almış olarak çıkardık oradan. Bu lüksü şimdilik kaybettik.

Ben yine de şanslıyım. Etrafımda sanatla bilfiil ilgilenen çok başarılı isimler var. Böylece sergilerden, konserlerden, yeni çıkan kitaplardan haberim oluyor. Nihan Atalay, bu isimlerden biri… Nihan’la Gedik Üniversitesinde tanıştım. Oranın sanat danışmanlığını yapıyor. Aynı zamanda Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarında öğretim üyesi, yan flütte dünya çapında dereceleri olan bir akademisyen. Gencecik ve çok güzel… Mesleğini çok seviyor çünkü müzik onun için bir yaşam biçimi… Çok küçük yaşta başlamış müziğe. Gitar, piyano ve ardından yan flüt onun müzikteki basamakları yavaş yavaş tırmanmasında etkili olmuş. Yan flütte inanılmaz başarılara imza atmış. Avrupa’da klasik müzik alanında saygın isimlerle tanışmak ve onlarla beraber olmak imkânını bulmuş. Geçtiğimiz cumartesi gecesi CRR’de barok müzik alanında, dünyaca bilinen isimlerle beraber barok müzik dalında şahane eserler icra etti ve dinleyenlere muhteşem bir gece yaşattı.

Müzik insanın ruhundaki boşlukları o kadar yumuşak, sıcak ve sakince dolduruyor ki böyle konserler sonrası hiç konuşmadan dinledikleriyle baş başa kalmak istiyor insan. Çok güzel bir manzaraya bakmak, çok güzel bir kitap okumak, çok özel bir ‘an’ı yaşamak gibi, çok güzel bir müzik dinlemek…

Nihan Atalay’ın o gece sahneyi paylaştığı Cenevre Barok Müzik Topluluğu, eski müzik alanında dünyaca tanınmış İtalyan, Türk, Avusturalya ve Fransız sanatçılarından oluşan bir grup… Çalışmalarına Cenevre Yüksek Müzik Konservatuvarında başlamış. Özellikle 17. Ve 18. Yüzyıl müzikleri üzerine yoğunlaşmışlar. Eserlerini otantik çalgılarla icra ediyorlar. Gruptaki en önemli sanatçıların başında Florence Malgorie geliyor. Şeflik ve sanat yönetmenliği yapan sanatçının kendi kurduğu bir grubu var. Japonya, Brezilya ve ABD’de konserler ve masterclasslar, Cenevre Yüksek Müzik Konservatuvarında ise keman ve oda müziği dersleri veriyor. Guido Balestracci, viola da gamba enstrümanını çalıyor. 1977’de kurduğu grubu 2.Amoroso ile yaptığı kayıtlar Fransa sayısız ödül kazanmış. O da Cenevre Yüksek Konservatuvarında viola da gamba dersleri veriyor. Amandine Solano da gruptaki diğer keman sanatçısı… Onun da kendi alanında sayısız başarıları var. En son 2014’te Uluslararası Francesco Maria Ruspoli Barok Keman Yarışmasında birincilik almış. Sanatçı, 1777 yapımı Aegidus Klotz yapımı bir keman çalıyor. İnsan, hayretler içinde kalıyor gerçekten! Jonathan Rubin, bir Luth sanatçısı. Bu enstrüman bizde pek bilinmiyor. Ud ile gitar arası bir yapısı var. Son derece hoş ezgilere ve farklı bir tarza sahip. Sanatçı da aynı üniversitede luth dersleri veriyor. Birçok ünlü müzisyenin eserlerini bu enstrümana uyarlayarak dünya çapında ün kazanmış. Paolo Cosi, piyanist…O da Cenevre Yüksek Müzik Konservatuvarında klavsen eğitmeni görev yapmakta ve org sanatçısı olarak mesleğine devam etmekte…

Bizim gururumuz Nihan Atalay, 1998’de Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarından mezun olduktan sonra, aldığı sanat bursuyla Lyon Devlet Konservatuvarına kabul edilmiş ve oradan pekiyi dereceyle mezun olmuş. İsviçre Hükümetinin verdiği artistik bursa layık görülerek Lozan Konservatuvarına kabul edilmiş. Konser stilistlik ve pedagoji bölümlerinden üstün başarıyla mezun olmuş. Ardından barok müziğe olan ilgisi onu Cenevre ve Basel Konservatuvarları Yüksek Devrelerinde lisans yapmaya yönlendirmiş.2012’de ABD Uluslararası Flüt Derneğinin Las Vegas’ta düzenlediği Barok flüt yarışmasında birinci olmuş. Aynı yarışmada Jüri Özel Ödülüne de layık görülmüş.

Büyülü bir geceye imza atarak dinleyicilere nefis bir gece yaşatan sanatçıları yürekten kutluyorum. Sanata hasret kalmış bizlere kim olduğumuzu, neden hoşlandığımızı bir kez daha hatırlattılar. Ve en önemlisi de Nihan Atalay gibi isimlerin bizlerin arasından çıkabildiğini bize ispatlamış oldular.