Futbolda insan faktörü teknolojiye karşı

Roza SABA Köşe Yazısı
2 Aralık 2015 Çarşamba

Galatasaray’da geçtiğimiz günlerde Hamza Hamzaoğlu’nun görevine son verilmesinin ardından kulübün deneyimli teknik adam Mustafa Denizli ile anlaştığı duyurulmuştu. Mustafa Denizli, 23 seneden sonra ilk defa Kasımpaşa karşısında Sarı-Kırmızılı ekibin başında görev aldı.

Geçtiğimiz Çarşamba, Atletico Madrid karşısında aldığı 2-0’lık mağlubiyetin ardından Şampiyonlar Ligi’nden elenen Galatasaray, yeni teknik adam Mustafa Denizli yönetiminde Kasımpaşa karşısında sahaya çıktı. Bol gollü karşılaşmanın kazananı olmadı. Sarı-Kırmızılı ekip rakibi karşısında iki kere gol üstünlüğü yakaladı ancak 90 dakikanın sonunda sahadan beraberlikle ayrılmak durumunda kaldı. 2-2’lik skorla biten karşılaşmanın en tartışılan kararı ise şüphesiz Donk’un 26. dakikada Galatasaray karşısında yakaladığı pozisyondu. Donk’un penaltı noktasının hemen gerisinden Galatasaray kalesine çektiği şut önce üst direğe, daha sonra da zemine çarparak oyun alanına geri döndü. Kasımpaşalı oyuncuların tüm gol itirazlarına rağmen hakemler oyuna devam etme kararı aldılar.

Peki, top gerçekten çizgiyi geçmiş miydi?

Evet, geçmişti.

Maç oynandığı sırada ekran başındaki biz seyirciler o topun çizgiden geçtiğini net bir şekilde gördük, ancak karşılaşmanın hakemleri göremediler.

Verilen kararın tam tersine gol geçerli sayılsaydı, Kasımpaşa - Galatasaray maçının seyrinin ne kadar değişebileceğini kestirmek imkânsız tabi ki. Söz konusu karşılaşma sıradan bir lig karşılaşması elbette ancak büyük tabloya baktığımızda bu tip hakem hatalarının takımların kaderlerini ne kadar etkilediğini tartışmak gerekir.

Spor Toto Süper Lig’in daha ortalarındayız ve takımlar arasındaki puan yarışı henüz kızışmış durumda değil. Bu noktada hatalar belki biraz daha tolere edilebilir. Ancak ligde oynanan tüm maçlardan alınacak puanların toplamını bir bütün olarak düşündüğümüzde her bir puanın önemi daha da ortaya çıkıyor.

Hakemlerin 90 dakika boyunca sahada verdiği her kararın yüzde yüz doğru olmasını beklemek büyük haksızlık olur şüphesiz ki. İnsan faktörü devreye girdiğinde hata payını her zaman hesaba katmak gerekir. Peki, hakemlere destek noktasında teknolojinin devreye girmesi bu hata payını azaltabilir mi? Ya da teknolojinin devreye girmesinin oyuna negatif bir etkisi olur mu?

Bildiğiniz gibi basketbol ve voleybolda kararsız kalınan noktalarda yeniden oynatma teknolojisinden yararlanıyoruz. Futbolda ise buna denk bir gol çizgisi teknolojisi mevcut. Bu teknoloji elektronik araçlar yoluyla topun çizgiyi geçip geçmediğini tespit ederek hakemin karar vermesinde yardımcı bir sistem olarak tasarlandı. Gol çizgisi teknolojisinin yakın zamanda kullanıldığı en büyük turnuvalardan biri de 2014 FIFA Dünya Kupası’ydı hatırlayacak olursak.

Gol çizgisi teknolojisini destekleyenler bu teknolojinin hakemlerin hata payını oldukça azaltacağını savunuyorlar. Bu teknolojiyi eleştirenlerin bir kısmı küçük ve gelirleri kısıtlı federasyonlar için maliyetin artacağını öne sürerken, bir kısmı ise hataları tartışmanın keyfinin ortadan kalkacağından endişe ediyorlar. 

Ülkemizde henüz gol çizgisi teknolojisi mevcut değil. Süper Lig için belki de daha fazla teknoloji kullanmak yerine futbolun süre gelen gelenekselliğini bozmadan daha iyi hakemlik yapmak şimdilik en mantıklısı…