HAYE SARA - Her şey ‘iyi’ olabilir mi?

Rav İzak ALALUF Köşe Yazısı
4 Kasım 2015 Çarşamba

“Vayiyu Haye Sara mea şana veesrim şana veşeva şanim şene haye Sara – Sara 100 yaşında ve yirmi yaşında ve yedi yaşındaydı ve bunlar Sara’nın yıllarıydı.” Peraşamızın hemen başında yer alan bu cümleyi birçoğumuzun bildiği gibi Raşi “ kulan şavin letova - hepsi iyiye eşittir” şeklinde açıklayarak Sara’nın dünyaya veda ettiği 127 yaşında saf ve günahsız olduğunu öğretmektedir. Sara İmenu’nun dünyaya veda ettiği bu haftaki peraşada ilginç bir Midraş göze çarpmaktadır: “Sara öldüğünde Adam Arişon Targum Onkelos konuşmaya başlar.”

İlk bakışta fazla bir şey anlaşılmayan bu Midraş’ı anlayabilmek için bu dünyadan ayrılan her insanın öncelikle Adam’ı sorguladığını söylememiz gerekir. Bu dünyayı terk edenler önce Adam ile karşılaşır ve ona neden günah işlediğini bu günahın dünyaya ölümü getirdiğinin ve herkesin mutlaka ölmek zorunda olduğunun hesabını sorar. Aslında bu soruya Adam’ın da cevabı hazırdır. “Ne yani. Önce kendine bak. Senin günahların yok mu? Ancak hayata veda eden Sara ile karşılaşacak olsa Adam aynı cümleyi kullanmaktan acizdir. Çünkü Sara bir tsadeket’tir ve ona günahlarını hatırlatma şansı yoktur. Bu yüzden Adam Sara’nın günahsız ölmediğini savunan Raşi’nin aksi görüşünü benimseyen Targum Onkelos’un yazdıkları ile konuşmaya başlar. 

Raşi’nin midraşik açıklaması, her şeyin iyiye eşdeğer olduğu, aslında hepimize gönderilen bir mesaj niteliği taşır. Mantıken Sara’nın hayatındaki her şeyin ‘iyi’ olduğunu düşünmek aslında biraz fazla iyimserlik olabilir. Çünkü yaşamında birçok zorluklara göğüs germek zorunda kalan Sara’nın yaşamı nasıl ‘iyi’olarak açıklanabilir? Bunun yanıtı aslında zor değildir. Bir insan öldüğü zaman yaşamın iyi olduğunu algılar. Ancak diğer tarafa geçtikten sonra hayatında geçirdiği her evrenin aslında iyi olduğunu görür ve anlar. Ancak Sara için durum biraz daha farklıdır. O bu dünyadaki yaşamında geçirdiği bütün zorluklara rağmen Tanrı’nın bu zorlukları sadece onun iyiliği için verdiğinin bilincindedir.  

İnsan bir şeye konsantre olduğu zaman veya odaklanmak istediği şeye bakarken gözlerini kısar. Bunu da sadece bakmak istediği yere odaklanmak ve diğer yönleri görmemek için yapar. Gözlerini kısmak yani biraz kapatmak, odaklanmak için iyidir. Ancak insan sıkıntıda olduğu zaman gözlerini tamamen kapatır. Bunu daha derin bir düşünceye sahip olmak ve daha anlamlı düşünmek için yapar. İnsan bu durumda gözlerini kapatarak Tanrı’nın verdiği her şeyin aslında iyi olduğu algısını anlamaya çalışır. İşte Şema duasında da gözlerimizi kapatmanın nedenlerinden biri de budur. Şema duasında Tanrı’nın hem merhamet hem de yargı içeren isimleri kullanılır.  Bu da insan olarak Tanrı’nın gerek merhamet ve gerekse yargı olarak hakkımızda hep iyi düşündüğünü, iyiyi verdiğini anlamamıza ve kabul etmemize yarar.