Bu “tarz” kimin peki?

İşi gücü bıraktık, tarzın peşine düştük milletçe… Peki, nedir bu tarz? Tarz sözcüğünün anlamı, Türk Dil Kurumunun güncel sözlüğünde şöyle geçiyor: “Özel oluş veya davranış biçimi, üslup, stil, janr. Bir kimsenin kendine özgü anlatım biçimi. Güzel sanatlarda üslup, stil, konsept. Biçim, yol.” Tüm anlamlarının ortak noktası, anlatım tarzı.

Tülay GÜRLER KURTULUŞ Köşe Yazısı 0 yorum
4 Şubat 2015 Çarşamba

Yaklaşık dört aydır hanımlar, öğleden sonra kuşağındaki evlilik programlarını, yemek düzenlerini, kek savaşlarını ellerinin tersiyle itip tarzlarını arayan on üç genç kadının serüvenine takıldılar. Bu Tarz Benim, şu kısa kış günlerinin belki de tek eğlencesi oldu ev hanımları için…

Yarışmacıların, 100 bin liralık ödülü kazanmak için jürinin her hafta belirlediği iki farklı konsepte uygun olarak giyinmeleri ve jüri tarafından beğenilmeleri gerekiyor.

Yarışmada moda dünyasının önde gelen isimlerinden Nur Yerlitaş, toplum tarafından bir dönem “İkoncan” olarak adlandırılmış, tarzı ve seçimleriyle beğeni kazanan ve örnek alınan ,bir dönemin Miss Yugoslavyası İvana Sert, ünlü koreograf Uğurkan Erez ve saç tasarımcısı, aynı zamanda imaj danışmanı Kemal Doğulu’nun jüri üyeliğini yapıyor; programının sunuculuğunu BBG Evi programını zamanında fenomen haline gelmesinde sunumundaki başarısıyla çok büyük etkisi olan Öykü Serter üstlenmiş.

Buraya kadar çok renkli, eğlenceli hatta bütün bu amaçlarının yanında belki de eğitici denebilecek nitelikte hazırlanmış bu program, tarz sözcüğünün anlamının yeniden düşünülmesini sağladı.

Bu da yetmedi bir başka kanalda aynı yarışmanın rekabet maçlı yeni kadrolu bir versiyonu daha yayınlanır oldu. Seç, beğen, al durumu.

İşi gücü bıraktık, tarzın peşine düştük milletçe… Peki, nedir bu tarz?

Tarz sözcüğünün anlamı, Türk Dil Kurumunun güncel sözlüğünde şöyle geçiyor:

“Özel oluş veya davranış biçimi, üslup, stil, janr. Bir kimsenin kendine özgü anlatım biçimi. Güzel sanatlarda üslup, stil, konsept.  Biçim, yol.”

Tüm anlamlarının ortak noktası,  anlatım tarzı.

Kişinin kendisini yalnızca giyimi kuşamıyla değil, oturması kalkması, yerine ve kişinin konumu ve yaşına göre konuşabilme yeteneği, jest ve mimiklerini doğru bir şekilde kullanma becerisi, adına tarz denen o bütünü oluşturuyor. Biz bu bütüne neredeyse yüzyıllardır terbiye diyoruz.

Televizyona çıkmak, orada kendilerini seyreden farklı yaş gruplarından kişilere doğru örnek olmak, onların hem gözlerine hem de gönüllerine hitap etmek ve bütün bunları yaparken de o insanların hiçbirini tanımadığını, hepsine doğru bir imaj sergilemek zorunda olduğunu unutmamak gibi büyük sorumluluklar gerektiriyor.

Yarışmacılar, farklı zevklerde, altyapılarda ve dünya görüşlerinde kişiler… İçlerinde son derece kibar, hanımefendi ve doğru tavırlara sahip olanlar olduğu gibi, Türk toplumunun genç nesline örnek olmak ya da bir şeyler öğretmek için oldukça yanlış özelliklere sahip olanları da var. Bu sebeple, Nur Yerlitaş gibi toplumu çok iyi tanıyan bir modacının, İvana Sert gibi bu toplumu yeni tanımasına rağmen ona çoktan adapte olmayı başarmış bir imaj ustasının, Kemal Doğulu gibi farklı yaratıcılıklara ve sanatçı ruha sahip bir tasarımcının ve Uğurkan Erez gibi Türkiye’nin önde gelen mankenlerinin hocalığını yapmış bir tecrübenin, çaresizlik içinde olanı biteni izlediği bir şova dönüştü program.

Programların reyting için farklı incelikler denemesi, bazı riskleri göze alması, günümüzde artık normal karşılanıyor. Ama burada jürinin bile nezaketini ve terbiyesini bozmamak, izleyenlere doğru örnek olmak adına ses çıkarmakta zorlandığı, yarışmacıları kibarca uyarmayı seçtiği, onlara her şeye rağmen yol gösterdiği, buna rağmen tartışmaların, kavgaların, incitmelerin asla bitmediği bir sinir harbidir gidiyor.

Bu yarışma yarışmacılardan dolayı, modanın ön planda olduğu bir serüvenden çıkıp kendini her anlamda doğru ifade etme terbiyesi ve nezaketine, aynı zamanda becerisine sahip olanı bulma yarışmasına dönüştü.

İzleyicilerde, tarz sahibi kim olacak sorusu yerine; acaba bu toplumda prim alan, beğenilen, hala geçerliliğini koruyan ortak değerler mi yoksa zaman uyan ve istenene cevap veren zihniyet mi galip gelecek merak var.

Bu Tarz Benim’i kim kazanacak bilmiyorum. Ama umuyorum ki tarz kelimesinin tüm anlamlarını karşılayan yapı ve karakterde, topluma örnek olacak nitelikte biri kazanır. Böylece hem jürinin değerli çabaları boşa gitmez hem de toplum bugün elinde kırıntıları da kalmış olan değerlerini yeniden hatırlar. Çünkü bu tarz kimin, inanın bilmiyoruz. 

1 Yorum