Birlikte ama yalnız iki yabancı

Rıfat KARAKÖY Köşe Yazısı
7 Ocak 2015 Çarşamba

Evet, beklenen oldu ve yabancı sınırlaması kalktı. Artık kulüplerimiz ilk on birinin hepsini yabancılardan oluşturabilecek. Kadrosuna on dört yabancı dahil edebilecek. Peki ne getirecek bu yeni kural?

Her şeyden öte bana göre istisnalar haricinde profesyonel olamayan Türk futbolcusuna bir sopa niteliğinde bu yeni kural. Artık Türk futbolcusu, Avrupa’da üst düzey futbolcuların cebine girebilen paraları kazanıp kendilerini dev aynasında göremeyecekler. Artık Türk futbolcuları kapris yapamayacaklar. Artık Türk futbolcuları gruplaşıp hocanın kuyusunu kazıp hoca gönderemeyecekler.

Bursapor Ozan Tufan için on iki milyon Euro isteyemeyecek. Eskişehirspor Tarık Çamdal için Alper Potuk için milyon Euro’lar isteyemeyecek. Kısacası artık pazar gerçek değerini bulacak. Kimse havyar fiyatına soğan ekmek almayacak. Böyle olunca soğan da soğanlığını bilecek ve göz yaşartmayacak.

Bu kuralın milli takım için hayırlı bir kural olduğunu düşünüyorum. Bir keresinde Tümer Metin’in Lig TV’de bir konuşmasına şahit oldum. Tümer konuşmasında “Futbolcu milleti antrenmana gider, antrenmandan çıkar, Bebek’te 3-5 tur atar” tarzı açıklamalar yapmıştı. Bu bizim Türk futbolcusunun mantığıydı elbet. Bu kadar kolay para kazanan, aynı zamanda takımı sabote edebilecek gücü elinde bulunduran futbolcu yatmasın da ne yapsın ki zaten?

Geçenlerde arkadaşlarla futbol muhabbetinde, arkadaşlar Emre Belözoğlu’nu eleştiriyordu. Cevap olarak şunu verdim: Emre gibi Türk futbolcu yok, adam oynuyor. Gülü seven dikenine de katlanacak.

Artık Emre Belözoğlu gibi öfke kontrolünü yapamayan Türkler de öfkesini kontrol edemezken iki kere düşünecek. Çünkü Türk pasaportu olan başka Emre yok belki, ama dünya üzerinde tararsan 83 tane Emre Belözoğlu bulursun.

Yabancı sınırının serbest bırakılmasının ligimiz ve futbolumuz için doğru bir karar olduğu inancını taşıyorum.

Yalnız kafamı kurcalayan bazı şeyler de yok değil. Kulüplerimiz zaten yıllardır yabancılara oldukça büyük paralar ödediler. Şimdi kulüpler yabancı oyunculara çok daha fazla para akıtacaklar. Bunun anlamı şu: Türkiye Cumhuriyeti’nin parası bu yolla yurt dışına daha çok akacak. Tabii burada devreye ülkeyi yönetenler girecek ve diyecekler ki; “Kardeşim sen benim ülkemin parasını çar çur ediyorsun. Ondan ben vergiyi Avrupa’daki gibi yükseltiyorum.”

İşte bu durumda Türkiye yabancı çöplüğüne döner. 90’lı yıllarda olduğu gibi birçok Afrikalı ya da Balkan ülkelerinden ismi bile duyulmamış 3. sınıf yabancı oyuncu ile dolar taşar ligimiz.

Sneijder gibi adamları Türkiye’ye getirmek imkânsız hale gelir. Bu sebeple verginin yükselmemesi gerekiyor.

Bunun dışında artık kesinlikle Türk hocaların yabancı dil bilmesi gerekecek. Bu demek oluyor ki yabancı sınırlamasının kalkması ile yabancı hocalar çok daha fazla önem kazandı,  çünkü maalesef çoğu Türk hocamız kendi dilini bile adam gibi konuşamıyor.

Yabancı sınırlamasının kalkması dışardan bakılınca bana göre iyi bir karar dedim, ancak şunu da atlamayacağım. Önceden “yabancı sınırı kalkmayacak” diyen de bu federasyon. Şimdi kaldıran da bu federasyon. Yani Beşiktaş gibi kulüpleri Türk futbolculara yatırım yapmaya zorlayan da bu federasyon olmuş oluyor. Beşiktaş gibi kulüpleri mağdur bırakmamak adına bu uygulamaya kademeli olarak geçilmeliydi. Bir anda bu kadar geniş bir serbestlik yerine belki üç sezon içerisinde yavaş yavaş sayı yükseltilerek bu uygulamaya geçilse daha adaletli bir iş yapılmış olunabilirdi.

Zaman ne gösterecek bilinmez ama beni şimdiden Türk futbol tarihinin en hareketli transfer sezonu olacak olan yaz transfer sezonunun heyecanı sardı diyebilirim.