Biraz kibar olsak

Tülay GÜRLER KURTULUŞ Köşe Yazısı
27 Ağustos 2014 Çarşamba

Feci bir üslupla konuşur olduk. Herkes tahammülsüz, sinirli ve kaba...

Toplu taşımadaki şoförler, yolcular... Mağazalardaki tezgâhtarlar, araba kullananların tamamı ve tabii parti göz etmeksizin politikacılar...

Bu millet bundan anlıyor, bundan hoşlanıyor; sert, hafif maço ve yumruğunu masaya güm diye vuran erkek modellerinin geçer akçe olduğu varsayılıyor şu günlerde ve bu adam tipine yatırım yapılıyor, herkes böyle olmak istiyor, kadınlar gizli gizli hoşlanıyor böylelerinden hatta onlarda bile erkeksi bir tavır var, afra tafralarından geçilmiyor.

Biz böyle değiliz halbuki.

Çocukluğumun İstanbulunda bambaşkaydı insanlar, esnaf, siyaset adamları... Herkes terbiyeli, saygılı, yerine ve zamanına göre konuşan, asla kabalık etmeyen hatta bunun için özellikle çaba sarf eden insanlardı hepsi.

Şimdi, gençlere bile örnek teşkil edecek türde insan bulup çıkaramıyoruz biz öğretmenler, onlara nelerin doğru nelerin yanlış olduğunu anlatmak için hep tek taraflı örnekler veriyoruz, bunlar gibi olmayın!

Dünyaya, hayata bakış açısı; siyasi görüşü, kendini dışa vurumu nasıl olursa olsun, kişinin önce ses tonunu ayarlaması, karşısındakinin kim olduğunu hatırlaması, konunun ne olduğunu aklından çıkarmaması, sonuçta yapacağının yalnızca bir konuşma olduğunu unutmaması lazım...

Bir sözü söylemenin bin bir yolu vardır.

Hele de karşınızda gençler varsa onların yaşlarını, heyecanlarını, heveslerini ve gençliklerini unutmadan; anlayacakları dilden ama üslubu asla bozmadan, doğru sözcüklerle, doğru ses tonuyla anlatmamız lazım onlara anlatacaklarımızı...

Ancak doğru örnek olarak onların doğru yetişkinler olabilmeleri için yardımcı olabiliriz onlara. Etrafta bu kadar çok yanlış örnek varken, televizyon kanallarında bir birinin boğazına sarılacak kadar büyük öfke içinde spor programı yapanlar, canlı yayında birbirini yemenin eşiğine gelen gazeteciler ve birbirleriyle durmadan sen diliyle konuşan siyasetçilerle onları asla istediğimiz gibi büyütemeyiz.

Kapıyı vurmadan giriyorlar, büyüklerin sözünü kesiyorlarsa, ağızlarından olur olmaz zamanlarda günlük konuşma dilinin bir parçası haline getirdikleri küfürleri kaçırıyorlarsa, onları ilgilendirmeyen konularda ahkam kesmeye kalkıyor ve uyarıldıklarında ters ve kaba cevaplarla size dönüyorlarsa, bu onların suçu değil...

Onlara bir türlü doğru örnek olamayan, toplumun içinde doğru örnek bulamayan bizlerin suçu..

Bazıları ikna oluyor çocukların.

“Siz başkasınız, İstanbul’da doğdunuz, büyüdünüz, bu şehirde yoğruldu hamurunuz, güzel okullarda okuyorsunuz, iyi bir çevreye sahipsiniz, o zaman bu özelliklere yakışır davranmak zorundasınız,” demek lazım onlara.

“‘On üstünden on’a yakın bir yerlerdeyseniz, değilmiş gibi yapmayın, bu yaptığınız, kendinize haksızlık olur. Doğru örnekler olmasa da doğrunun tanımı var hiç olmazsa, o zaman bu tanıma uygun davranın.”

Kibar ve etrafını dinleyen, gözleyen, tartan ve seçen çocuklarımız var. Ne olur onlara iyi örnekler olalım, iyi örnekler bulalım.