İslamiyet öncesi Fars-Yahudi ittifakları

Yahudilerin Farslarla, veya farklı isimlendirmelerle Persler, Acemler veya İranlılarla ilişkileri, Babil Kralı II.Nabukadnezzar’ın Yahudi devletini yıkıp onları MÖ 587 yılında sürgüne gönderdiği Babil’in Pers Kralı II.Kuruş (Cyrus, Koreş, Keyhüsrev) tarafından MÖ 538 yılında fethedilmesi ve sürgünlere yurtlarına dönme imkanı sağlaması vesilesiyle başlamıştır. Kabaca 2550 yıllık bir ilişkiden bahsediyoruz

Denis OJALVO Köşe Yazısı
15 Ocak 2014 Çarşamba

Konuyu güç kıstaslarıyla irdelersek, Ahameniş (Hah’amanişiyan) Hanedanı kontrolündeki Pers İmparatorluğu (MÖ 550 – MÖ 330) antik dünyanın küresel güçlerinden biriydi. MÖ 547’de Lydia’yı (Anadolu), MÖ 539’da Babil’i (Mezopotamya), MÖ 525’te Mısır’ı topraklarına katmıştı.

Hz. Davud tarafından kurulan ve Hz. Süleyman tarafından geliştirilen İsrail Krallığı (MÖ 1020 – MÖ 931) bölgesel bir güç; onun İsrail ve Yehuda devletlerine bölünmesini müteakip varlığını Babilliler tarafından yıkıldığı MÖ 587 yılına kadar sürdürebilen ve Yahudilere ismini vermiş olan Yehuda Krallığı ise güçsüz ve MÖ 605’ten itibaren Babil’e bağımlı bir devletti. 

Pers Kralı II.Kuruş’un Yahudileri Babil esaretinden kurtararak ülkelerine dönmelerini ve tekrar devletleşmelerini sağlaması - Yehud Medinata                                                                                                        

Yahudi halkının Perslerin himayesinde yeniden kurdukları bağımlı (vasal) devletlerinin Pers yönetimiyle olan ilişkisi asimetrik özellikteydi. Aramice dilinde Yahudi Eyaleti anlamına gelen Yehud Medinata, imparatorluğun Eber Nari (Aramice dilinde Nehir Ötesi) yani Fırat Nehri’nin batısında olan Suriye, Fenike, Yehuda’yı kapsayan eyaletinin (Satraplığının) kendi parasını basabilecek derecede özerk bir bölgesiydi(1).

Bu devrin Yahudi kültürel ve dini tarihi açısından önemi birinci derecededir. Şöyle ki, II.Kuruş’un fermanıyla yurtlarına geri dönen Yahudiler 22 yıl zarfında Babilliler tarafından yıkılmış olan Hz. Süleyman Mabedini tekrar inşa ettiler (MÖ 516). Pers Kralı I.Artahşaşta (Artaxerxes I)  MÖ 458 yılında Yazıcı Ezra (Üzeyir) liderliğinde ilave bir grup sürgünün yurtlarına dönmesine müsaade etti. Yazıcı Ezra, din âlimlerini bir meclis halinde toplayıp Tevrat’ın bugün bildiğimiz şekliyle düzenlenmesini, okunacak olan duaların içeriğinin tespitini, özetle Musevi dininin ilmihalinin ortaya çıkmasını sağlayan kişidir. Kral I.Artahşaşta, MÖ 445 yılında Yahudi tebaasından Nehemia’yı Yehud Medinata’ya vali olarak tayin etmiş ve Kudüs’ün surlarının ve yollarının yenilenmesini sağlamıştır(2). Bu yüzden Yahudilerin, idareleri altında bulundukları Perslerle araları hep iyi olmuştur. Yehud Medinata varlığını yeni küresel güç Büyük İskender yönetimindeki Makedonya İmparatorluğu’nun bölgeyi ele geçirdiği MÖ 332 yılına kadar sürdürdü.

Büyük İskender’in ardıllarının kurduğu devletlerin Yehuda coğrafyasındaki rekabetleri

Büyük İskender MÖ 323’te Babil’de ölünce kurmuş olduğu imparatorluk yakın silah arkadaşları ve generalleri arasında vilayetlere (satraplıklara) bölündü. MÖ 281 yılına gelindiğinde, imparatorluk dört hanedan tarafından yönetilen dört bölgeden oluşuyordu. Bunlardan Ptolemiler Mısır’ı Selevkoslar ise Suriye ve Mezopotamya’yı kontrol eden bölgesel güçler haline gelmişlerdi. Yehuda coğrafyası bu iki Helenistik bölgesel gücün arasındaki mücadelenin alanlarından biri oldu. Ptolemilerin kontrolünde olan Yehuda bölgesine Selevkoslar ilk defa MÖ 221’de girdiler. İki güç arasında birçok kez el değiştiren bölge MÖ 198’de Selevkosların kontrolüne girdi(3). 


 


Yahudilerin Selevkoslara isyanı

Başlangıçta Yahudilere dinsel özgürlük tanıyan Selevkoslar, kralları Antiochus IV Epiphanes döneminde Yunanlılaştırmaya ve ağır vergilendirmeye teşebbüs edince Yahudiler isyan ettiler (Maccabi İsyanı MÖ 168 -164 ve Hanuka Bayramı) Selevkoslardan önce özerkliklerini ve MÖ 134’ten itibaren de bağımsızlıklarını elde ederek MÖ 63 yılına kadar kadar sürdürecekleri devletlerini tekrar kurdular (Haşmonayim Hanedanı). 

Partlara dolaylı Yahudi desteği, Yahudilere dolaylı Part desteği

Selevkoslar MÖ 192’de küresel güç olma yolundaki bölgesel güç Roma İmparatorluğuyla savaşa girdiler. Keza, MÖ 238’de Selevkos İmparatorluğu’nun kuzey doğusunda varlık göstermeye başlayan Pers kökenli ve isimlerini Part bölgesinden alan Partlar MÖ 171 ile MÖ 138 yılları zarfında hem günümüz İranının kuzeyinde olan Medya’yı hem de Mezopotamya coğrafyasını Selevkoslardan aldılar. Eş zamanlı olarak Yahudi isyanıyla ve Partlarla uğraşmak Selevkosları çok zayıflattı. Antiochus Epiphanes MÖ 164 tarihinde Partlarla yaptığı savaşta öldü. Partlar, Selevkosları Romalılarla aralarında elverişli bir tampon devlet olarak gördüklerinden bu devletin varlığını sürdürmesine göz yumdular. Selevkosların Partlar tarafından zayıflatılması neticesinde Roma Senatosu MÖ 139 yılında Yahudi devletini tanıdı.

Yahudilere Part desteği

Ancak MÖ 63 yılında Roma Konsülü Pompeius Suriye coğrafyasına sıkışmış olan Selevkos Devleti’ni yıktı, Suriye’yi ve zayıf bir hanedan tarafından yönetilen Yehuda’yı ilhak etti ve MÖ 51 yılında Partlar Roma kontrolündeki Suriye’yi istila ettiler. Romalıların iç iktidar mücadeleleri ve Partların desteği Haşmonayim Hanedanı’na bir müddet nefes aldırdı. MÖ 40 yılında Yahudilerin hanedan kavgalarına taraf olup Romalılarca desteklenen II.Hyrcanus’u tahttan indirip yerine yeğeni Antigonus’u oturttular. Nihayet MÖ 37’de Romalılar kontrolü tekrar ele geçirip Edom asıllı Herodes’i Yahudi devletinin kralı olarak ilan ettiler. Herodes Kudüs kentini ve Hz. Süleyman Tapınağı’nı eski görkemine kavuşturdu. MÖ 4 yılında ölen Herodes’in krallığı önce Romalılar tarafından üç çocuğu arasında pay edildi. Bunların bölgeyi iyi yönetememeleri sonucunda bölge Provincia Judaea adıyla Roma’nın bir eyaleti yapıldı. 

Kürt – Yahudi dayanışması

MS 66 yılında Yahudiye (Yehuda /Judaea) Yahudileri ağır vergiler koyan Roma yönetimine isyan etti. MS 70 yılında Kudüs, Romalılar tarafından talan edilip yıkıldı; halkı öldürüldü, köle yapıldı ve sürgün edildi. Son isyancı grubu ancak MS 73 yılında saf dışı edilebildi. Bu savaşta başkenti Erbil olan ve Musevi dinini kabul etmiş olan Kürt Adiabene Krallığı Roma’ya karşı Yehuda’ya gönüllü savaşçılar göndererek isyana destek oldu(4).

Part – Yahudi eşgüdümü

MS 113 yılında Roma imparatoru Traianus İranlı Partlarla Mezopotamya ve Ermenistan toprakları için savaşa girdi. Ermenistan’ı 114 yılında ilhak etti. Mezopotamya Yahudileri isyan edip İranlı Partlara destek çıktılar. Keza 115 yılında günümüz Libya’sındaki Cyrenaica’da, Kıbrıs’ta ve Mısır’da İskenderiye’de yerleşik Yahudilerle Yunanlılar ve Romalılar arasında çıkan dinsel gerginlikler ve salınan ağır vergiler Yahudilerin isyan etmesine sebep oldu. İsyan artık bir Roma vilayeti olan Judaea’ya yani Yahudiye’ye de sıçradı. Romalılar Yahudi isyanlarını kanlı bir şekilde bastırdılar(5) ancak Partlarla olan savaşlarını durdurmak zorunda kaldılar(6).

 

 

MS 132 yılında Yahudiler Roma’ya isyan ettiler. Romalılar isyanı kanlı bir şekilde bastırıp Yahudi köy ve şehirlerini yıktılar; halkı kılıçtan geçirdiler, köleleştirdiler ve sürgün ettiler. Neticesinde, Yehuda bölgesinin adı onu isyancı Yahudi halkından soyutlamak amacıyla, MS 135 yılında İmparator Hadrian tarafından Provincia Syria Palaestina olarak değiştirildi ve bölge Batı medeniyeti nezdinde modern İsrail devleti kurulana kadar Palestine (Filistin) olarak anıldı.

İç iktidar kavgaları yüzünden zayıflayan Part Devleti MS 224 yılında gene Pers kökenli Sasaniler tarafından ikame edildi.

Sasani - Yahudi eşgüdümü

MS 350 yılında Roma İmparatorluğu Sasanilerle savaş halindeydi. II.Constantius, tahtına olan bir tehditle başa çıkmak için Batı’ya dönmek zorunda kalınca yerine kuzeni Gallus’u tayin etti. Gallus savaşı yöneteceği Antakya’ya 351 Mayısında varır varmaz eski adıyla Provincia Judaea yeni adıyla Provincia Syria Palaestina Yahudileri isyan ettiler(7). Bu isyanın gerçekleşmiş olması bütün katl ve sürgünlere rağmen söz konusu coğrafyada o tarihte ciddi bir Yahudi varlığının olduğuna ve bunların Perslerle olan eşgüdümüne işaret ediyor. Yahudi isyanı Gallus’un generali Ursicinus tarafından 352 yılında yıkım ve kanla bastırıldı(8).  Sonradan imparator olan, Gallus’un kardeşi ‘Mürted’ Julianus, 362 yılında Yahudilerin Kudüs’e dönmelerine müsaade edecek ancak 363 yılında Sasanilerle girdiği bir çatışmada ölecekti.

Sasani – Yahudi ittifakı

602-628 yılları arasında süren Sasani-Doğu Roma (Bizans) savaşları esnasında, İslamiyet öncesi son Fars-Yahudi işbirliğinin Bizans İmparatoru Heraklius ve Sasani İmparatoru II.Hüsrev zamanında olduğunu görüyoruz. Doğu Akdeniz coğrafyasında dağınık şekilde mevcudiyetini sürdüren Yahudiler, II. Hüsrev’in Kudüs’ü Bizans yönetiminden kurtarıp kendilerine vereceği vaadiyle işbirliğine girdiler. 20.000 civarında Yahudi askerin olduğu Pers ordusu 613 yılında Antakya’yı Bizans’tan fethedince tüm bölgeye yayılan Yahudi isyanı patlak verdi. Pers-Yahudi güçleri eski ismiyle Judaea, ikinci defa yenilenmiş ismiyle Palaestina Prima ve Palaestina Secunda vilayetlerini ele geçirdiler. Pers-Yahudi güçleri Temmuz 614’te Kudüs’ü fethettiler(9). Bölgesel güç Sasanilerin himayesinde kurulan vasal (bağımlı) Yahudi devleti Bizanslıların bölgede 625 yılında tekrar etkin olmaları ve 628 yılında Heraklius’un Kudüs’e girmesiyle son buldu. Neticede, bölgedeki 43 yerleşim merkezinde yaşayan 150.000 kadar Yahudinin büyük bir kısmı kırıma uğradı ve yurtlarından sürüldü(10).

Kadisiye Savaşı ve Sasanilerin tarih sahnesinden silinmeleri

636 yılında Halife Hz. Ömer’in Arap – İslam orduları Sasanileri Kadisiye Savaşı’nda yendi ve Mezopotamya coğrafyasından çıkardı. Sasani Devleti’nin ortadan tamamen kalkması 653 yılında kral III.Yezdgerd’in Hz. Osman devrinde öldürülmesiyle gerçekleşti.

 

 

 

 

Judaea / Palaestina coğrafyasının Arap – İslam orduları tarafından fethi

Hz. Ömer’e bağlı Arap – İslam güçleri 637 yılında Kudüs’ü Bizans’tan fethettiler ve Yahudilerin kente tekrar yerleşmesine müsaade ettiler.

Sonuç niyetine

Tarih boyunca Yahudiler ve Persler bulundukları coğrafyanın, sorunlu ortak komşularının ve mensup bulundukları toplulukların gücüyle doğru orantılı olan bir iş ve kader birliği sergilediler. Buna jeopolitik bir gereklilik de diyebiliriz. Ortak sınırları olmayan ancak ortak sorunlu komşulara sahip, her ikisi de bölgesel güç konumunda olan günümüz İran ve İsrail devletlerinin ideolojik takıntılarını rafa kaldırmaları kaydıyla Fars ve Yahudi ulusları arasındaki tarihi iş ve kader birliğinin canlanması akla yakın bir olasılık olarak görünüyor.

1 http://www.iranicaonline.org/articles/eber-nari

2 Timeline of Exile of Judah and History written about in Daniel http://www.journeyatcreekside.com/handouts/Daniel_-_Timeline_of_Exile_-_Visions_-_Overview.pdf

3  http://www.myjewishlearning.com/history/Ancient_and_Medieval_History/539_BCE-632_CE/Palestine_in_the_Hellenistic_Age.shtml?p=2

4  Encyclopedia Iranica, Adiabene maddesi,  http://www.iranicaonline.org/articles/adiabene

5  http://cojs.org/cojswiki/Jewish_Revolt_against_Trajan,_115-117_CE

6  http://www.jewishvirtuallibrary.org/jsource/judaica/ejud_0002_0020_0_19991.html

7  http://www.haaretz.com/news/features/this-day-in-jewish-history/this-day-in-jewish-history-galilee-jews-revolt-against-the-caesar-of-the-east.premium-1.519657

8 http://en.wikipedia.org/wiki/Jewish_revolt_against_Constantius_Gallus

9 http://www.think-israel.org/loewenberg.persianconquestjerusalem.html

10 http://en.wikipedia.org/wiki/Jewish_revolt_against_Heraclius