I. Dünya Harbi’nde bir subay: VİTALİ MİTRANİ

(...) O andan itibaren, Birinci Dünya Harbi’nin sonuna kadar Vitali, devamlı olarak Alman üst komuta kademesinde kalacak ve Alman generallerini tüm cephelerde takip edecektir…(...)

Sami AJİ Köşe Yazısı
17 Temmuz 2013 Çarşamba

Aşağıda anlatacaklarım, bana Vitali Mitrani’yi yakından tanımış bir akrabamız tarafından nakledilmiştir. Dolayısıyla ben üçüncü “ağız” oluyorum. Oluşacak yanlış algılamalar veya maddi hatalardan dolayı şimdiden özür dilerim.

Rahmetli Vitali Mitrani,  varlıklı, kültür seviyesi çok yüksek olan bir aile ortamında büyüdü.

Daha genç yaşlarında zekâsı, bilgisi, iyimserliği ve müthiş mizahi yaklaşımlarıyla ünlenmişti1.

Orta öğrenimini bitirdikten sonra yüksek tahsili için Berlin’e gitti ve İktisat Fakültesini bitirip İstanbul’a döndü. İş sahasına atılmak üzereydi ki Birinci Dünya Harbi patladı ve Osmanlı hükümeti kısa süre sonra Almanya ile birlikte kaderini bağlamaya karar verdi.

O andan itibaren, askerlik mecburiyeti tüm vatandaşlara yaygın hale getirildi ve Vitali yedek subay okuluna gönderildi. Ancak daha bir hafta geçmeden, Çanakkale’ye düşman taarruzu haberi gelmişti: Cepheye derhal asker sevkiyatı gerekiyordu. Vitali kısa süre sonra kendini yedek asteğmen rütbesiyle, Çanakkale’ye doğru yol alan bir gemide buldu.

Şimdi sözü kendisine bırakıyorum:

“Çanakkale’ye yaklaşırken emir geldi. Düşman ateşi her an başlayabilirdi. Bu yüzden gemi rıhtıma gece karanlığında yanaşacak ancak halat bile bağlanmayacaktı... Sürati mümkün olduğu kadar düşürülecek, gemi sadece rıhtıma sürtünecek ve o kısa zaman zarfında tüm askerler rıhtıma atlayacaklar ve koşarak sahilden uzakta bulunan toplanma noktasına gideceklerdi. Gemi yavaş yavaş rıhtıma yaklaştı ve sürtünmeye başladı; askerler atlamaya başladılar. Sıra bana geldiğinde duruverdim. Zıplayamıyordum: o anda popoma korkunç bir tekme yediğimi ve havalandığımı hissetim… Bu suretle sağ salim Çanakkale’ye ayak basmış oldum.”

Ertesi gün Vitali, birliğine katılır ve görevine başlar. Ancak kısa zaman sonra birliğe bir haber gelir. Cephe komutanı ünlü General Liman von Sanders2, birliğe gelecek, teftişini yapacak ve bu arada kendine, Osmanlı karargâhı ile irtibatı temin edebilecek bir subay seçecektir.

Derhal hazırlıklara başlanır. Ve teftiş günü gelir. Sözü tekrar Vitali Mitrani’ye bırakıyorum:

“Lisan bilen subaylar olarak en ön sıraya çıkmış ve dizilmiştik. Birazdan Liman von Sanders bütün heybetiyle ve arkasındaki tüm maiyetiyle birlikte göründü. Her subayın önünde duruyor ve bazı sualler sorduktan sonra diğerine geçiyordu. Sıra bana geldi. Benim gibi tıknaz kısa boylu yuvarlak yüzlü biri karşısında dev adam gibi duruyordu. Sert bir sesle sordu:

- İSMİN?

- Mitrani,Vitali efendim

- ALMANCAYI NEREDE ÖĞRENDİN?

- Berlin Üniversitesi İktisat Fakültesi mezunuyum efendim.

- BAŞKA LİSAN BİLİYOR MUSUN? 

- Fransızca ve İngilizce efendim.

Dev adamın gülümsediğini gördüm. Yanıma yaklaştı ve ceketimin iki yakasından tutarak beni havaya kaldırdı ve tam 180 derece döndürerek maiyetindeki diğer subayların yanında yere indirdi ve gür bir sesle: ‘TERCÜMAN SUBAYIMIZ BUDUR’ diyerek yoluna devam etti ve ben de arkasından tabii”.

O andan itibaren, Birinci Dünya Harbi’nin sonuna kadar Vitali, devamlı olarak Alman üst komuta kademesinde kalacak ve Alman generallerini tüm cephelerde takip edecektir…

Vitali’nin savaşla ilgili diğer anılarına gelecek yazımda devam edeceğim.

1) Kayınpederim, Emilio Gueron, Vitali Mitrani ile iyi dosttu ve karısı, Hilda (Fernandez) Mitrani ile kuzendi. Dolayısıyla, eşim Renée-Jeanne, küçüklüğünde devamlı evlerinde idi.  Hilda, gülerek dost meclisinde şunu anlatırmış: “Bir gün Vitali beni evime götürken, durdurdu ve heyecanlı heyecanlı bana evlenme teklif etti… ama farkında değildi, pis kokan bir çöp tenekesi yanında duruyorduk!”

2) Otto Liman Von Sanders: 1855-1929. Tüm Birinci Dünya Harbi boyunca Osmanlı ordusuyla muhtelif cephelerde görev yapmıştır. 1918 de harbin sonunda 6 ay Malta’da tutuklu kaldıktan sonra Almanya’ya dönmüştür.

3) Bu yazımı, yakından tanıdığım Yvette Mitrani Aluf  (Vitali ve Hilda’nın kızı) ve Vitali’nin en küçük kardeşi, herkesin “Tante Aimée”si olan Aimée Mitrani’nin hatıralarını anarak, onlara ithaf ediyorum.