Terezin Futbol Ligi

Vedat LEVENT Köşe Yazısı
8 Mayıs 2013 Çarşamba

B

u hafta oldukça enteresan bir konuyu işlemek vesile oldu. Holokost’un anlatılmamış hikâyelerini araştırmayı severim. Geçenlerde sevgili Metin Delevi’nin sayesinde elime tam da bu doğrultuda bir doküman geçti.

Nazilerin dünyayı kandırmak için kurduğu Terezin Toplama Kampı’nda bir futbol ligi olduğunu biliyor muydunuz? Peki, Nazilerin bu ligi filme aldırdığını biliyor muydunuz?

Başlıyoruz…

1939 yılında Avrupa’nın her ülkesinde bugünkü gibi profesyonel futbol kulüpleri vardı. Hitler’in başlattığı savaş kıtayı vurduğunda kulüpler dağıldı. Futbolcuların birçoğu askere çağrıldı. Şaşırtıcı şekilde sporun oldukça kısır olduğu bu dönemde bünyesinde aktif bir futbol ligi bulunduran sayılı yerlerden biri yapısal anlamda Nazi transit kamplarının en enteresanı olarak tabir edilen Terezinstadt’tı.

Nazi tutsağı olan profesyonel ve amatör Yahudi futbolcuların, bu kampta hareketli bir futbol ligi organize etmelerine izin veriliyordu. 1942-1944 yılları arasında Liga Terezin olarak adlandırılan ligde yüzlerce futbol maçı yapıldığı kayıtlarda mevcut. Yahudiler için hayatta kalma mücadelesine dönüşen bu dünyanın en popüler sporu Naziler içinse dünyayı kandırma stratejilerinin basit bir parçasıydı.

Terezinstadt, hiçbir şekilde zalimlikte diğerlerinden daha aşağı kalır bir kamp değildi aslında… 160.000 Yahudi geçmiş gettodan savaş boyunca... 35.409 kişi bizzat gettonun içinde hayatını kaybetmiş. 88.129 kişi ise kamplara gönderilmiş. Terezin’den sadece 4136 kişi sağ çıkmış.

Örneğin Çekoslovak Milli Takımı’nın dünyaca ünlü futbolcusu Paul Mahrer, Terezinstadt’ın bir mahkûmuydu. Bugün bile futbol otoriteleri tarafından dünyanın en iyi futbolcuları arasında sayılan Mahrer, gettoda yaptığı maçlar sayesinde diğer mahkûmlardan fazla yemek yiyebildi ve kamptan sağ çıktı. Daha sonra ABD’ye göç etti ve 1985’te bu ülkede hayatını kaybetti. Paul Mahrer’in 25 yaşındaki küçük torunu Dani Mahrer, “Şu an nefes alabiliyorsam, bu futbol sayesindedir. Futbol ailemin hayatını kurtardı” diyor.

Ligin bir diğer futbolcusu olan ve Auschwitz’de hayatını kaybeden Pavel Breda’nın halen Raanana’da yaşayan kardeşi Moshe çok ilginç açıklamalar yapıyor: “Holokost’u derinlemesine araştırmama sebep olan şey futboldu. 1959’da elime siyah beyaz bir fotoğraf geçti. Fotoğrafta kardeşimi futbol oynarken görebiliyordum. Asıl beni şaşırtan olay fotoğrafın arkasında yazan “Terezinstadt 1943” notuydu. “Orada neler oldu?” sorusu rüyalarıma giriyordu. Bunun üzerine araştırmalarıma başladım. Karşıma o kadar detaylı ve profesyonel bir futbol ligi çıktı ki neredeyse küçük dilimi yutacaktım.  Liga Terezin’in bir lig yönetimi vardı, komiteleri vardı ve profesyonel hakemleri vardı. Lig sonuçları, fikstürleri ve tablosu düzenli olarak getto gazetesinde basılıyordu. Ligde en az 12 takım vardı.”

Lig, görünüşe göre işlediği üç yıl boyunca barakalarda yaşayan Yahudilerin yaşama tutunmasına sebep olan en önemli etken olmuştu.

13 yaşındayken girdiği Terezin’de lig maçlarını izleyenlerden biri de ünlü Çek-Yahudi yazar Toman Brod’du. Brod, “Futbol aslında bir zevk kaynağıdır ve bizim korkunç hayatlarımıza ışık tutacak böyle bir zevk kaynağına hayati derecede ihtiyacımız vardı. Kendimize duyduğumuz saygıyı kaybetmememiz gerekiyordu. Kulağa delilik gibi gelebilir ancak futbol bizim hayatımızı kurtardı.”