Türkiye son derece üzücü iki hafta geçirdi

Alber NASİ Köşe Yazısı
26 Ekim 2011 Çarşamba

Önce terör saldırılarında hayatını kaybeden askerlerimiz sonra da pazar günü Van’da yaşadığımız deprem ülkenin genelinde ilan edilmemiş olsa da genel bir yas durumu yaşanmasına sebep oldu. Ne yazık ki son zamanda yaşananlar ülke genelinde halkın tamamının psikolojisini bozdu. Millet olarak unutmaya başladığımız önemli bir gerçeği, ‘deprem’ gerçeğini tekrar hatırlamış olduk. Depremin ne zaman ve nerede olacağı tam olarak hiçbir zaman tahmin edilemez ise de Van depremini tahmin etmek pek de zor değildi. Matematik biliminin bir alt kolu olan istatistik bilimi yeterince kullanılmış olsa belki can ve mal kayıpları daha az olabilirdi.

Van’da deprem ilk defa olmuyor. Ama ne yazık ki bölgede sanki ilk defa deprem olmuş gibi davranılıyor. Yaşananlar ‘Tanrı’ya veya ‘kadere’ bağlanıyor. Oysa yaşanan depremin benzeri 35 sene önce de yaşanmıştı. 1976 yılındaki yaşanan depremde 4 bin’e yakın kişi hayatını kaybetmiş ve binlerce bina yıkılmıştı. Bu sefer depremde ölü sayısı daha düşük gibi görünmekle beraber çok sayıda çocuğun hayatını kaybetmesi olayı daha da düşünülesi kılıyor. 

Bir okulun tamamen yıkılması, 9 okulun hasar görmesi, 22 öğretmenin ve 8 öğrencinin okulda can vermesi devlet binalarının bile gereken deprem normlarında yapılamadığının açık bir kanıtı. Bu binalara izin veren, göz yuman kontrol memurları bu binalar yapılırken neredeydiler?

Van’da depremden ölenlerin bir çoğu doğal afetten çok, bilinçsiz, bilgisiz ve lâkayit kontrolün kurbanı oldu. Binalarda deprem ve yangın güvenliğini sağlamak binayı yapan müteahhit kadar devletin de sorumluluğundadır. Deprem sonrasında az da olsa müteahhitlerin ceza aldığı göründü. Oysa bu binalara izin veren, ruhsat veren belediye ve kontrol mercileri asla ceza görmüyor veya yargılanmıyor.

***

Libya’nın eski Lideri Muammer Kaddafi’nin linç edilerek öldürülmesi, İsrail’in Gilad Şalit karşılığında Hamaslı teröristleri serbest bırakması, başka bir İsrailli İlan Grapel ile 81 Mısırlı tutuklunun değiş tokuşunun gündeme gelmesi haftanın en önemli olayları arasındaydı.

İsrail’in vatandaş ve askerlerine bu denli sahip çıkması son derece takdire şayan bir hareket. Ancak İsrail’in zaafını bilen düşmanları, Hamas’ın yaptığı gibi, bir asker karşılığında kabul edilemeyecek koşullar öne sürebiliyorlar.

Kaddafi’nin örnek bir insan veya aklı başında bir lider olduğu söylenemezdi. Gerek açıklamalarıyla gerekse aldığı kararlarla zaman zaman tepkileri üzerine çekmişti. Diktatörlüğünün son zamanlarında Batı dünyası ile barış yapmayı kabul etmiş ve Libya’yı kalkındırmaya yönelmişti. Şüphesiz bir diktatörün devrilmiş olması son derece olumlu. Ancak yine de Libya’nın Kaddafi döneminden daha bayındır ve daha gelişmiş olacağına inanmak oldukça güç geliyor...