Geçtiğimiz hafta sonu ‘Limoudnik’*oldum

Sibel CUNİMAN PİNTO Köşe Yazısı
16 Mart 2011 Çarşamba

Limoud France bu yıl 11- 13 Mart tarihleri arasında beşinci kez gerçekleştirildi. Limoud’un temel taşları olan ‘öğrenme, tanışma, paylaşma’yı biraraya getiren bu hafta sonu bedenime, ruhuma, beynime çok iyi geldi.

Paris’e 70 km. mesafedeki miniminnacık Ury kasabasında yeşillikler içinde bir otelde gerçekleştirilen, 60’ın üzerinde gönüllünün her bir sorumuza, sorunumuza yanıt vermek için canla başla çalıştığı ‘Le Forum de la Vie Juive’(Yahudi Yaşamı Forumu) organizasyonunda hepimiz verdik ve hepimiz aldık.

Ury küçük bir kasaba ama dokuz kilometre mesafedeki Fontainbleau UNESCO Kültür Mirası Listesi’ne kayıtlı geniş park-bahçe içinde ortaçağ, rönesans ve klasik dönem etkisinde mimarisi ve İtalyan sanatıyla Fransız geleneğinin izlerini taşıyan iç dekorasyonlu şatosuyla her yıl 300.000 üzerinde ziyaretçi alan bir turizm merkezi. Aynı adı taşıyan 25.000 hektarlık ormanıyla empresyonist ressamları, fotoğrafçıları, yazarları ve şairleri etkilemiş yemyeşil bir bölge. Fontainbleau’da aynı zamanda dünyanın en prestjli business okullarından biri olan INSEAD’ın Avrupa kampüsü var. Singapur ve Abu Dhabi’de diğer kampüsleri, İsrail’in Caesarea şehrinde de bir araştırma merkezi olan okulda MBA, Executive MBA ve PhD programlarında 80 farklı ülkeden binlerce öğrenciye eğitim vermekte.

LIMOUD’dan mesajlar…

Limoud’a geri dönersek işte bu doğa ve tarih kokan mekanda üç gün boyunca 150 civarında etkinlik için on bir farklı salon arasında koşturup durduk. Çoğunluğu Fransızca, bir kısmı  İngilizce olan sunumlar kültür, felsefe-psikoloji-maneviyat, Tora, İsrail, tarih, cemaat, eğitim-liderlik-sosyal ve dinlerarası olmak üzere sekiz başlık altında toplanmıştı. 

Limoud Fransa Başkanı Michael Ouazana’nın konuşmasında da belirttiği gibi “Her ilk büyülüdür. Limoud’a ilk kez geldiğinizde yeni insanlar, yeni sunumlar, yeni konseptler, yeni tanışmalar, yeni aktarımlar ve yeni paylaşımlar keşfedersiniz. İkinci gelişinizde yine aynı yenilikleri yaşarsınız. İlk kez veya beşinci kez, her seferinde diğerini keşfetmenin   büyüsünü ve Limoud’a has çeşitliliği tekrar bulursunuz, her yeni Limoud bu anlamda yeni bir İLK kezdir. Nedeni katılımcıların her birinin aslında ‘acticipant’ (acteur participant’dan üretilen kelime, aktör katılımcı anlamında) olmasıdır. Herkes aktarır, tartışır, iletişim kurar, daha iyiyi arar.”

Fransa Hahambaşısı Gilles Bernheim’ın mesajı da anlamlıydı: “Öğrenmek ötekiyle buluşmayı, onu keşfetmeyi, daha iyi tanımayı ve sevmeyi sağlar. Herkes kendi sorularını, yorumlarını, deneyimini ve hayallerini beraberinde getirir. Yahudi öğrenimi, ister Tora, ister tarih, ister sanat, ister felsefe, ister dinlerarası diyalog olsun, her birey Yahudilikle bağını perçinleştirir.’’

Cuma akşamı başlayan Limoud 2011’de Ortodoks, Massorti ve Liberal cemaatlerinin ayrı Şabat duaları çok sesliliği en güzel şekilde temsil ediyordu. Hafta sonu boyunca bütün eğilimleri, bütün nesilleri, bütün akımları biraraya getiren bu çeşitlilik oldukça hoştu. Hiç bir politik veya dini amaç gütmeden öğrenme paydasında buluşulan tarih, sanat, yemek, şarkı, dans, cemaat, felsefe, gelenek, maneviyat, Yahudi hayatı, Yahudi kimliği başlıklarında öğrenmek ve keşfetmekle dopdolu bu Yahudi öğretisi karnavalı, aklın ve ruhun festivaline dönüştü.

LIMOUD’da neler neler vardı…

Rock’dan latin caza konserler dinlendi, klezmerden İsrail folklörüne koro çalışmaları yapıldı. İbranice öğrenmek, tartışmak ve pratik yapmak isteyenler lisan derslerine katıldı. Kimi poker oynamanın inceliklerini keşfederken kimileri emprovist tiyatro yaptı, kimi ‘Awakened Heart Project’ kapsamında Yahudi meditasyon atölye çalışmasına katıldı. İsrail ordusunun savunma taktikleri Krav Maga öğretildi. Havrouta’da ikili tartışmalar yapıldı. Kimi Küba salsasının kıvrak figürlerini öğrenmeye çalışırken Avustralyalı McLean’in ‘şarkı söylemenin fiziksel ve ruhsal iyileştirici niteliği’ni ispat eden çalışmasına temel alan grup Shlomo Artzi’nin şarkılarını öğrendi. Çiçek aranjmanlarıyla Purim’e hazırlananlar Yahudi hat sanatını öğrenenlerle yaptıklarını paylaştılar. İspanyol ve Portekiz Yahudilerinin melodilerine kulak verip eşlik eden bir gruba yan salonda Bob Dylan’dan Leonard Cohen’e rock müziğinde Yahudi kökleri araştırılan grup öğrendiklerini anlattı. Çoğunlukla anlamadan/düşünmeden söylediğimiz dualarin anlamı üzerine kafa yoruldu. Herzl’den Şimon Peres’e Siyonizm irdelendi. Fransa’daki Yahudi kurumlarının panaroması sergilendi. 

Çocuklar 0-3 yaş arası Baby Limoud, gençler 4-12 yaş arası Jeunes Limoud ile kendileri için özel hazırlanmış programlara katıldılar.

Amerikalı Haham Shmuley Boteach’in ‘Kosher Sex’ ve ‘Wrestling with the Divine’ kitaplarından yola çıkarak pozitif psikoloji ile nasıl mutlu oluruz’ öğretisine Haham Harold Kushner’in ‘Niye kötü şeyler iyi insanların başına gelir?’ tartışması eklendi. ‘Bir hahama asla sormadıklarınızı sorun’ platformunda ilginç sorular yöneltildi.

Kimlik tartışmaları hiç bitmeyen bir konudur Fransa’da. Bu kapsamda katıldığım 21. yüzyılda hem Yahudi, hem Fransız ve hem Avrupalı vatandaş olunabilir mi, her birey mesleki, ailevi ve derneksel yaşamıyla bu denkleme nasıl katkıda bulunabilir ve Fransız Yahudi Cemaati gerekeni yapıyor mu tartışması etkileyiciydi. Medyada geniş yer alan ‘Pour un İslam de France’ kitabının yazarı, yurtdışı kaynaklı radikal İslamın yükselişi ve burka’ya karşı söylemleri nedeniyle ölüm tehditleri altında yaşayan Drancy camisinin imamı Hassen Chalghoumi Fransız İslamı konusunda fikirlerini paylaştı.

Marine Le Pen’in partisi Front National’ın son anketlerde hızlı yükselişe geçtiği şu günlerde en geniş katılımlardan birini sağlayan konferans, antropolog Dailly’nin FN’ın içine sızarak militanlar arasında yaptığı üç yıllık araştırmanın sonuçlarını ve kendi hayatına etkilerini içtenlikle paylaştığı son bölümdü.   

Nereye yetişeceğimi bilmeden, katılamadıklarımda aklım kalarak, yeni tanıdığım insanlarla paylaşımlarımın yanısıra beynimde, kalbimde, ruhumda yeni bilgiler, yeni düşünceler, yeni açılan kapı ve pencereler, yeni bakış açılarıyla zenginleşmiş Ury’den ayrılırken Limoud’un sloganı ‘ancak birlikte inşa edebiliriz’ ileNobel Barış Ödülü sahibi Albert Schweitzer’in sözü kulaklarımda çınlıyordu: ‘’Mutluluk, paylaşıldığında ikiye katlanan tek şeydir.’’

*İngilizce versiyon Limmud’a Fransızlar Limoud, katılımcılara da Limoudnik(e) diyorlar.