TT Arena deneyimlerim

Rudi DİRİMAN Köşe Yazısı
9 Şubat 2011 Çarşamba

Spor Toto Süper Lig’in ikinci yarısının başlaması ile beraber, bir Galatasaray taraftarı olarak yeni statta maç seyretmenin keyfini yaşıyorum. Galatasaray’ın kötü gidişine rağmen henüz yeni statta her şey istediğimiz gibi gidiyor.

Son günlerde futbol sohbetlerinin çoğunda Galatasaray adına tek konuştuğumuz yeni stadımız TT Arena. Bu yüzden konu ile ilgili sizleri bilgilendirmek, açılış maçı ile beraber 3 maçlık TT Arena Stadı’ndaki deneyimlerimi sizlere aktarmak istiyorum.

İlk maçlarda stat ‘Ali Samiyen Spor Komleksi TT Arena Stadyumu’ olarak anılıyordu, fakat Galatasaray-Eskişehir maçından sonra Ali Samiyen ismini herhangi bir yerde göremedik. Her konuya bir kılıf bulduğu gibi buna da bir açıklık getirilecektir. Ayrıca stat yolundaki yönlendirici tabelalarda da Aslantepe olarak anılması, konuya hakim olmayanlar için durumu daha da karmaşık hale getirmekte.

Maç günü altından metro geçen AVM’lerde ciddi bir yoğunluk yaşanmakta. Bunun yanında maçtan önce alışkanlık gereği halen Ali Samiyen çevresinde toplanıp metroya binen birçok taraftar bulunuyor.

Metro yolculuğundan, turnikeleri atlattıktan sonra stada doğru yürüyüş başlıyor. İşte bu nokta stada ilk defa gelenler tarafından fotoğraf çektirilecek en ideal alan olarak belirlenmiş. Bütün taraftarlar Türk Telekom Arena’ya geldiklerini burada belgeliyor.

Stada gidiş yolunda oldukça geniş alanlar bulunuyor; buralar sponsorlar için etkinlik gerçekleştirmek için ideal. Ayrıca maç öncesinde taraftarların toplanıp bir şeyler içebileceği mekanların acilen faaliyete girmesi gerekiyor. Bu bakımdan Mecidiyeköy ve Ali Samiyen günlerimizi mumla arar oluyoruz o ayrı.

Herkesin ortak şikayeti büfelerin aşırı pahalı olması ve fazla çeşit bulunmaması ki bu biraz da yeni stada geçmenin verdiği bir şımarıklık olarak da kabul edilebilir. TT Arena’nın Ali Samiyen’e en fazla benzeyen noktası ise tuvaletleri, buraların yeni olmasına rağmen sular akmamasından dolayı eski günleri hatırlamamıza yardımcı oluyor. Ali Samiyen’den kalan alışkanlıkla halen taraftarlar tribünlerin adlarının Doğu, Batı, Pegasus tribünleri yerine Kapalı, Eski Açık ve Numaralı olarak dillendiriyor ki bu uzun zaman bu şekilde sürüp gidecek bence…

Bu stadın en önemli özelliği bence akustiği tam anlamı ile inanılmaz. Tam kapasiteli Sivas maçı sırasında hem bağırıp hem de kulaklarımıza inanamadığımızda kendimize şu soruyu sorduk: “Derbilerde kim bilir bu tribünler nasıl olacak?” Herkes merakla ilk derbi maçını bekliyor. Fakat derbilerden önce rakip taraftar tribünleri için bir an önce önlem alınmalı. En son Eskişehir maçında deplasman tribünlerinin altında bulunan taraftarlar ciddi tehlikeler atlattı. Hatta küçük bir Galatasaray taraftarı kafasına gelen pet şişe yüzünden hastaneye kaldırıldı. Burada maalesef ilkel olan kafes sistemine dönmemiz gerekiyor.

Son olarak 3 maçtır Türk Telekom Arena’da bitiş düdüğünü duyamadığımı belirmem gerek. Bunun sebebi ise stadın en kolay ulaşım aracı metronun maç sonunda herkes tarafından kullanılması. Metro durağı izdiham yaşanmaması için belli bir sayıya ulaşınca kapılarını kapatıyor ve sizi beklemeye alıyor. Bu yüzden maçtan 5 dakika önce çıkmanız izdiham yaşamamamızı sağlıyor.

Ali Samiyen’de yaşadığımız kâbus dolu maçlardan sonra TT Arena’da en azından sahasında yenilgiyi kolay kolay kabul etmeyen bir takımı sezon sonuna kadar seyretmek tek beklentimiz.