Yeni bir 365 gün arifesinde

Ester YANNİER Köşe Yazısı
29 Aralık 2010 Çarşamba

Geçende yeni bir ajanda aldım. Bu ‘bir 365 günü daha devirdik’ anlamına geliyor… Ne kadar da çabuk geçti değil mi?  2010’da yapmayı planladıklarımın bir kısmını “yapılacaklar” listesinden yok edememiştim bile. Yine evdeki hesap çarşıya uymadı… Biliyorum birçoğunuzun bahanesi benimkisiyle aynı… Her zaman  “çok işimiz var”ın arkasına saklanma huyumuz vardır ya… Şöyle bir iç hesaplaşma yaptığımda, çok da önemli olsaydı yapardım diye kendimi avutuyorum. Ancak bu 365 günün de bir öncekiler gibi aynı hızla aynı yoğunlukta geçeceğini atlıyorum. Yine birçok şeye zaman yaratamadığımızdan serzenişte bulunacağız…

Oysa ki;…

Amerika’da bir üniversitede, profesör derse şöyle başlamış:

“ - Düşünün ki bugün dünyanın son günü. Yarın bu saatte her şey bitecek. Kurtuluş şansınız yok. Bugün ne yapardınız?...”

Tüm öğrencilerden birçok değişik cevap gelmiş:

- İbadet eder, Tanrıdan günahlarımı affetmesini dilerdim.

- Tüm sevdiklerimle vedalaşırdım.

- Ailemle zaman geçirirdim.

- Anneme veya babama giderdim.

- Arkadaşlarımla yarım saat eski günlerdeki gibi basket oynardım.

- Barbekü partisi yapardım.

- Sevgilimle son ana kadar sevişirdim.

- Tüm sevdiğim yemekleri son bir defa yerdim.

- Yatar uyurdum.

- Ormanda son defa dolaşırdım.

- Güneşin doğuşunu ve batışını son defa seyrederdim.

- Akşam yıldızları seyrederdim.

- En sevdiğim yemeği hazırlar, tüm sevdiklerimi akşam yemeğe davet ederdim.

- Piknik yapardım.

- Hayatta en çok gitmek istediğim yere gider, orada ölümü beklerdim.

- Jet uçağına binerdim.

- Üzdüklerimi arar, özür diler, beni affetmelerini isterdim. vb.

Profesör bütün hepsini tahtaya yazmış. Sonra gülerek sınıfa dönmüş ve demiş ki:

“ - Bunları yapmak için dünyanın son günü olması şart mı?... “

Yukarıdaki profesörün verdiği dersten yola çıkarak… Dilerim bu 365 günde tüm yapmak istedikleriniz için “geç kalmadan”,  uygun zaman yaratırız…