İnsanlık, dostluk ve arkadaşlık adına

Eddi ANTER Köşe Yazısı
5 Mayıs 2010 Çarşamba

Hayat deneyimlerim bana, toplanan kalabalıkları, bir araya gelen yürüyüşçü ve grupları, miting alanlarını, hep siyasi ideolojileri duyurmak için olduğunu çağrıştırmıştır. Herkesin her zaman düşündüğü bir şeyler, paylaşmak istediği fikirler vardır. Düşünmek yetmez, sesini duyurman lazım...

İlk yürüyüşümü yaklaşık beş sene evvel Auschwitz’de March of Living’de yaptım. Yaklaşık on bin kişinin katıldığı bu yürüyüşte altı milyon Yahudi’nin çektiği acıyı, dökemediği gözyaşlarını, tükenmeyen umutlarının seslerini duydum, hissettim. Barış adına geride kalanların yaptığı bu kısa fakat anlamlı yürüyüşte kim olduğumu öğrendim ve bir daha unutmaya asla niyetim yok. Biliyorum ki unutursam hatırlatacaklar!

Keşke, keşke diyorum ki ‘bir Allah, tek dünya, hepimiz insanız’ zihniyeti tüm evrene yayılır ve hepimiz birlikte bu dünyayı ve onunla birlikte gelen velinimetlerini paylaşmayı bir gün öğreniriz. Olanların hepsi herkese yetecek kadar, yeter ki bunu görelim ve paylaşmayı bilelim. Bugün Chabad Parkland Sinagogu olarak ‘Walk for friendship’ yürüyüşüne ailecek katıldık. İtiraf etmeliyim ki şaşırdım. Sevdim...

Ortaköy Etz Ahayim Sinagogu’na yeni bir Sefer Tora armağan edildiğinde, kutlama, kurşungeçirmez demir kapıların ardında üç beş adımdan oluşan bir yürüyüşle gerçekleşmişti. Coşkumuzu sevincimizi bu kadar kısa bir yolculukta ancak gösterebilmiştik. Chabad’ın düzenlediği bu ilk yürüyüş dinler üstü bir dava içindi. Yardıma muhtaç, özürlü çocuklara bir mekân, biraz zaman, azıcık sevgi fakat fazlasıyla umut vermek için düzenlenmişti.

Liseli gençlerin her hafta mecbur oldukları sosyal hayat destek programlarıyla onlarca gönüllü eşliğinde Amerikan filmlerini aratmayacak ihtişamıyla, motosikletli ve atlı polisler, palyaço, bando, dansçılar eşliğinde tekerlekli iskemledeki çocuklara ek yaklaşık 700 kişi yürüyüşe katıldı.

Bağış toplama esnasında kimse birbirinin ense çizgisine bakmıyor, tek sıra olup saklanmıyor, büyük bağış yapanları alkışlamayı beklemeden karınca kaderince cebinde olanı paylaşıyordu. Yaklaşık bir saat süren kavurucu Florida güneşi altındaki yürüyüşün bitmesiyle ‘jazz band’ ile öğle yemeği servisi yapıldı.

Hem sanal ortamda hem de masa başında duranlara ek olarak, Danny de Vito’nun da video görüntüsüyle destek vermesi tabii ki katılımcıları daha da mutlu etti. Chabad Parkland’in de paraya ihtiyacı var. “O nasılsa gelir” diyor Rabi Shuey, maksat dostluk adına arkadaşlık adına bir başka dava adına birlikte olmak ve birbirimize yardım etmek. Ne kadar güzel bir duyguydu bir bilseniz...

Ben de The Friendship Circle Team’in yeni ve ufak bir parçası olduğum için çok mutlu oldum. Mutlu olmanın bedeli nedir, bilen bilir. İnşallah bir gün, hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için zihniyetiyle sınırların kalktığı, düşüncelerin insanı kısıtlamak değil de aksine evrene sevgi yaymak için kullanılacağı bir dünyayı görürüz. Ben görür müyüm bilemiyorum ancak olsun istiyorum. Kin, öfke ve nefretin sesiyse kükreyerek çıkar ancak çabucak susar. Umudun sesi aynı sevgi gibi kısık çıkar ancak kalıcıdır... Sen bugün arkadaşlık, dostluk ve sevgi adına ne yaptın?