Futbolcu ve etkisi

Cem MENASE Köşe Yazısı
29 Eylül 2010 Çarşamba

Enteresandır Türkiye’de Türk bir Musevi futbolcu bildiğim kadarıyla yok. En azından göz önündeki Spor Toto Süper Lig’de... Bunun sebebini daha detaylı araştırmak lazım ama bu konuda bir özeleştiri yapmamak da yanlış olur.

*

Futbolda alacağın yıllık kazancı hangi işten bulursun? Yasal olarak bulman zor.

Futbolda kazanacağın şöhreti hangi işte yakalarsın? Belki çok ünlü bir yönetmen olsan?... Zor.

Futboldaki kadar sempatizanının olacağı başka bir iş var mı? Yok.

Futbol oynamaktan kadar zevkli, hobi-iş karışımı bir mesleği hangi keyifli meslekle karşılaştırabilirsin? İmkansız.

*

Buna benzer daha birçok farklı avantajın karşısına bazı dezavantajlar koyabiliriz ama bunlar devede kulaktır bence... Bir insanın işinde isteyeceği temel iki şeye (Tatmin edecek miktarda bir ücret, işi sevmek) de fazlasıyla sahip olmak yeter de artar bile.

*

Üstelik futbolcuların, özellikle de ülkemizde, sadece kendi takımlarının sorumluluklarını değil, büyüdüğü şehrin ve mahallenin prestijini, toplumsal refahını artırdıkları, kendi etnik kimliğine genellikle de pozitif olmak üzere bir düşünce ekimi (Inception da güzel filmdi ama...) sağladığı bir gerçek.

*

Buna paralel olarak, özellikle de günümüzdeki koşullarda, Musevi cemaatinin spora yönelik çalışmalarını artırması, teşvik edici konferansları çoğaltması Hidayet’in dediği gibi maddi-manevi yarar sağlayacaktır. Bu konunun önemli olduğununun farkına varmak ve bir kişinin neler değiştirdiğini Revivo’dan hatırlamak gerekir.

*

Aynı kalibreyle ailelerin de elini taşın altına koyması ve çocuklarını spora yönlendirmesinin faydalı olacağı düşüncesindeyim. Çocuğun hayallerinin ilkokul zamanlarında başladığını düşünürsek onu raya sokacak bir dokunuş gerekiyor. Bu gerçekleşmeyince lise ve üniversite dönemi günümüz çağında geç kalınmış, belli bir yola girilmiş ve virajın çok keskinleşmiş olduğu bir hal alıyor ki haliyle o virajı almak isteyen de pek çıkmıyor. Bu anlamda yetenekli ve istekli çocukların hem kendi, hem ailesi hem de bulunduğu toplumu temsil etme arzularını desteklemeliyiz. Çok sevdiğim bir mentalite vardır. Çalışmak için mi yaşamak, yoksa yaşamak için mi çalışmak… Genellikle çalışmak için yaşayan toplumumuzda, yaşamak için çalışılan bu mesleği önemseyelim...

“On yıl önce yaşananlar bir rüyamıydı. Ya da bugün yaşananlar bir kâbus mu?”