Zeki, çevik ve ahlâklı…

Vedat LEVENT Köşe Yazısı
6 Ocak 2010 Çarşamba

Muvaffak olmak için her türlü yardımdan ziyade bütün milletçe sporun mahiyeti, kıymeti anlaşılmak ve ona kalpten sevgi göstermek, onu vatanî vazife sayma lâzımdır.

Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük devlet adamlarından biri olan Mustafa Kemal’in sözleri, üzerinde düşünülmesi gereken derin anlamlar içerir.

Atatürk’ün ileri görüşlülüğü spor konusunda da hayranlık uyandırıcıdır. 1926 yılında, henüz 20. yüzyılın başında dünya savaşlarla kaynamış, ekonomik buhranlarla boğuşurken sporun ve sporcunun uluslar için önemini kavramıştır Mustafa Kemal…

Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlâklısını severim…

Yine o üzerinde çok düşünülecek sözlerden biri… Ata, neden “ahlâklı” kelimesini bu çok bilinen sözün sonunda kullanmıştır? Neden ona vurgu yapmıştır?

Yıl 2010, spor artık büyük bir ekonomi oldu. Bireyleri değil, dünyayı peşinden koşturuyor. Dünya Kupası’nı neredeyse bütün dünya izliyor. Fransa Bisiklet Turu, milyonlar tarafından takip ediliyor. NBA kartları Asya’nın en ücra köşelerinde bile satılıyor. Tenisçiler, Hollywood yıldızları gibi dünyanın herhangi bir yerinde sokakta yürürken tanınmamak için bere takıyor.

Sporcu bu ortamda bir rol model / idol olarak karşımıza çıkıyor. Kitleleri peşinden sürükleyen bu kişiler - özellikle gençlerin spora olan ilgisi düşünüldüğünde- toplumun temeline doğrudan etki edebiliyor.

Dolayısıyla sporcu güç sahibidir. Toplumu sözleri, oyun içi ya da dışındaki hareketleri ya da davranışlarıyla yönlendirme gücüne sahiptir.

Atatürk’ün düşüncesi şöyledir;  Sporcu ahlâklı olmazsa sporcu özelliği taşıyamaz. Sporcu aynı zamanda eğitimcidir. Halkı evrensel değerler konusunda eğitir. Sporcu sporu sevdirmelidir. Halkı, yaptığı işe âşık etmelidir. Sağlıklı bir toplumun temelini sporcu atmalıdır.

Dolayısıyla iş aslında teknik okullar açıp, gençlere futbol, basketbol v.s. öğretmek değildir. İş, ilk başta evrensel değerlere saygılı, değer yargıları olan beyefendiler, hanımefendiler yetiştirmektir.

İsviçre olaylarını, 70 milyonun gözü önünde boğaz kesme hareketleri yapanları, şike yapıp takımını neredeyse küme düşüren basketbolcuları, oynayacakları maçlar üzerine bahis oynayan milli futbolcuları düşündükçe Atatürk’ün sözleri hep aklıma geliyor.

Umarım 2010’da daha güzel spor müsabakaları ve daha ahlâklı sporcular izleyebileceğiz.

Herkese iyi seneler.