Nasıl Bir Demokrasi?

Haymi BEHAR Köşe Yazısı
7 Ekim 2009 Çarşamba

Türkiye haftalardır “demokratik açılımı” konuşuyor ancak halen bu açılımın tam olarak içeriği netleşmedi. Fırsat bu fırsat deyip tam anlamı ile bir demokrasi olabilmek için kendimce acil açılım bekleyen konuların bir listesini yaptım:

1. Demokratik Temsil Hakkı: Dünyanın en yüksek seçim barajı bizde! Yüzde on seçim barajı nedeniyle seçmenin tercihleri meclise doğru yansımıyor. Milyonlarca kişiden oy alan bir parti baraj nedeniyle parlamentonun dışında kalabiliyor. 2002 seçimlerinde oy verenlerin %45’inin siyasi tercihi meclise yansımadı. Temsili Demokrasinin gereği yapılmalı ve seçim barajı en azından Almanya’da olduğu gibi %5’e çekilmeli. Çoğunluk sultası yerine, çoğulcu bir demokrasi için seçme seçilme özgürlüğü genişletilmeli.

2. Kuvvetler Ayrılığı: Demokrasinin olmazsa olmazı. Yasamanın (meclis) Yürütmenin (hükümet) emrinde veya kontrolünde olmadan bağımsız hareket edebilmesi gerekiyor. En önemlisi yargının her ikisinden de bağımsız tam özerk bir yapıda çalışabilmesi şart. Adaletin temeli yargının bağımsızlığından geçer. Yasama ve yürütmenin yargı üzerindeki etkileri Avrupa Birliği İlerleme Raporlarında da belirtildiği gibi sınırlanmalı.

3. İfade Özgürlüğü: İfade özgürlüğünün kısıtlandığı topraklarda ne insan haklarından ne de demokrasiden söz etmek mümkündür. Gazeteciler sokak ortasında kurşunlanıyor, basın kuruluşlarının baskı altına alınıyor, İnternet erişimi kısıtlanıyor. İnternette yasaklı site sayısı altı bini bulmuş. Youtube’u yasaklayan birkaç üçüncü dünya ülkesi ile listedeyiz. Dahası ülkemizde Nefret Yasaları yeterli değil ve olanlar da işletilmiyor. Etnik ve dini ayrımcılığı körükleyen, hakaret ve aşağılayıcı söylemler cezasız kalıyor.

4. Kadın Hakları: Kadınlar ilk “öteki”dir. Erkek egemen toplumlar binlerce yıldır sopa zoruyla ve zorbalıkla kadınların özgür iradelerini bastırmış ve onları eve hapsetmişler. Ancak 20. yüzyılda dünyanın sadece en gelişmiş ülkelerinde kadınlar eşit haklara sahip olmuştur. Atatürk Türkiye’si kadınların seçme seçilme hakkını birçok dünya devletinden önce tanımasına rağmen sonraki hükümetler cinsiyet ayrımcılığını durdurmak için fazla bir şey yapmamışlar. Namus cinayetleri halen yaşanmakta, kadınlar Türkiye’nin birçok yerinde halen baskı ve zulüm altında yaşamaktadır. Son yapılan araştırmalar Türkiye’de her iki kadından birinin şiddete maruz kaldığını gösteriyor. Şiddet gören kadınların üçte ikisi yaşadıklarını içine atıyor. Demokratik açılımdan söz ediyorsak işe öncelikle cinsiyet ayrımcılığından başlamalıyız. Fransa, Yunanistan gibi ülkelerde kabinenin yarısı kadın bakanlardan kuruluyor. Birleşmiş Milletler Kadın Gelişmişlik endeksine göre kadınlara eşit haklar tanımada 109 ülke arasından tam 101. sıradayız. Mısır’ın üstünde Pakistan’ın altında…. Birleşik Arap Emirlikleri ise bu listede 25. sırada. 

Cumhuriyet’in kurucusu Atatürk’ün koyduğu “Muasır Medeniyetler Seviyesine” ulaşmamız için tüm eksiklikleri yasal düzenlemeler ile gidermemiz, uygulamada da hayata geçirmemiz şart. Bunlar olmadan gerçek bir demokrasinden söz etmemiz mümkün olamaz.