Karl Marx haklı mı çıktı?

Komünizmi yıllardır öcü olarak görenler ve gösterenler bugün ‘Karl Marx haklıymış’ veya ‘komünizm geliyor’ diye başlıklar atıyorlar... Kârı özele, zararı devlete bindirmek ne güzel! Yoksa, gerçekten de Marx haklı mıydı?

İvo MOLİNAS Köşe Yazısı
8 Ekim 2008 Çarşamba

ABD’deki tarihi ekonomik kriz ile ilgili buradaki gazete sayfalarına yansıyan haber başlıkları 1970’ler Türkiye’sini yaşayanlar için inanılır gibi değil!

Şu manşetlere bakınız hele: “Marx 150 yıl sonra haklı çıktı”... “Karl Marx haklıymış. Kapitalist sistem dünyayı bu hale getirdi” (Anglikan Kilisesi söylemiş! -evet dinsel bir kurum. Acaba Marx’ın ateist olduğunu unuttular mı?)

Bir başka başlık: “ABD komünist, Rusya kapitalist oldu.” Allah Allah!...

Ve birden bir büyüğÄmüzün haklılığı ortaya çıkıyor kafamın bir yerinde. Yine çok yıllar önce bu büyüğÄmüz “bu kış komünizm gelebilir” demişti. Gazete haberine göre galiba bu da gerçekleşti en azından müttefikimiz, kapitalizmin kalesi ABD’de!....

Gerçekten Karl Marx haklı mı çıktı?...

***

Marksizmin babası, insanlık tarihini sosyoekonomik bağlamda 5 ana sürece bölmüştü. İnsanın dünyada görünmesi ile birlikte yaşanan ‘ilkel komünizm’ yerini, daha sonra ‘kölelik’ sürecine bırakır. Akabinde, ‘feodalizm’ süreci ve nihayet ‘kapitalizm’ devri. Marx, sonuncusunun kaçınılmaz olarak ‘komünizme’ dönüşeceğini savlamıştı 1850’li yıllarda.

Komünist Manifesto’sunun giriş cümlesinde şöyle der: “Şimdiye kadarki bütün toplumların tarihi, sınıf savaşlarının tarihidir.” Karl Marx, bütün eski sosyoekonomik sistemlerde gerçekleştiği gibi, kapitalizmin de kendini yok etmeye yol açacak içsel dinamikleri yaratacağına inanıyordu ve bunu da diyalektik materyalizm teorisiyle açıklıyordu.

İnsan, tarihsel süreçte üç ana gelişim devresi yaşıyordu Marx’a göre. İlki, ilkel kendinde farkındalık, ikincisi kendiyle yabancılaşma (bu dönem vahşi kapitalizm dönemidir ve insan ekonomik özgürleşme adı altında yaşadığı kapitalist dönemde iyice bencilleşir ve kendine yabancılaşır) ve son olarak kendini gerçekleştirme dönemi (sınıfsız sosyal düzen).

Ne var ki Karl Marx’ın bir temel yanlışı, bir de öngöremediği bir oluşum vardı.

Marx’ın kehanetinin gerçekleşmesine en büyük engel işçi sendikaları oluyordu. Sendikalar sayesinde kapitalizmin moturu olan artı-değer nispeten, az da olsa artık işçilere de dağıtılmaya başlanıyor ve proleter sınıf, kölelikten işçi sınıfına terfi ederek refahtan pay alıyordu. İşçi sendikaları sayesinde gelişen işçi hakları insanca yaşama adına önemli ilerlemeler yarattığından Marx’ın öngördüğÄ doğal proleter devrimler bir türlü gerçekleşemiyordu.

Marx’ın temel yanlışı da bence, insanın, ‘kendini gerçekleştirme’ süreci için gerekli olan uygun insan karakterine sahip olmadığını görmemesiydi...

İnsanın bencil, benmerkezci, çıkarcı ve paylaşımcı olmayan genel karakter yapısı Marx’ın teorisinin önündeki en büyük engeldir. Zaten, O’ndan esinlenerek gerçekleştirilen sözde komünizm devrimi Marx’ın öngörüsünün aksine halka eziyet çektiren bir diktatörlükten öteye gidemedi ve 75 yıl sonra ‘duvar’ çöktü.

Bu saptama insana dair kötümser bir inançtan kaynaklanabilir. Lakin, iktisatçı Ege Cansen’in başka bir saptamadan yola çıkarak dediği gibi, “kapitalizm diye düş?nülmüş, tasarlanmış bir sistem yoktur çünkü insanın kendisi, iktisadın, kapitalizmin içinde doğal olarak vardır.” Bundan çıkan sonuç sudur: Kapitalizm doğal bir sistemdir, insana uygun bir modeldir. Komünizm ise yapaydır, bünyeye uymadığı için yıkılmıştır nitekim.

Bir de Türkiye’nin en gerçekçi sosyalisti olan Mehmet Ali Aybar’ın sözüne kulak verelim: “Şunu bir kez daha anladım ki, insan sosyalizm için değil, sosyalizm insan içindir’....

Sonuç şu: Kapitalizm; dizginlendiği ve insanın ekonomik anlamda hırs ve tutkularına gem vurulduğu sürece, liberalizmin yarattığı rekabet ortamından dolayı insan şeytana uyup oportünizm ve makyavelizmin azgın sularına kendini kaptırmadığı takdirde bugüne kadar bilinen, insan doğasına en uygun ekonomik sistem olarak devam edecek. Tek engel, komünizmin yaşamasına engel olduğu gibi, kapitalizmin de çökmesine neden olabilecek sorunlu insan karakteri.

Bunu önleyecek olan da kanunlar ve adalet mekanizması.

Bunalıma düşen uluslararası kapitalizmi bugün kurtarmaya çalışanların yaptıkları bundan ibaret.

Sözde liberalizm adına, dünyayı çökertecek hale getiren, hırs ve tutkularının esiri olmuş vahşi kapitalistleri durdurmak!

Başarılı olunacak mı?

Cevabını ne Adam Smith bilebilirdi ne de Karl Marx.

Belki Emile Durkheim, ama mutlaka Sigmund Freud...