Adınız neden David?

Köşe Yazısı
28 Mayıs 2008 Çarşamba

Birkaç gün önce internet üzerinden, fakülteden bir arkadaşla “tanıştım”. Bir selamlaşma ile başlamayan, aramızdaki yazışmayı olduğu gibi paylaşmak isterim:

- Sen madem Türksün neden yabancı isim kullanıyorsun?

- Adımı ailem verdi. Dini olarak azınlıkta olan bir Türk vatandaşıyım.

- Neden böyle bir isim vermiş, merak ettim?

- Türk Yahudi cemaatinde ve dünya Yahudileri arasında çok kullanılan bir isimdir David.

- Türklerde Yahudi olmaz ki!

- Anayasaya göre Türkiye Cumhuriyetine vatandaşlık bağıyla bağlı herkese Türk denir. Ayrıca Hazar Türklerini araştırmanızı önerebilirim ve açıkçası yaklaşımınızı biraz yadırgadım.

- Yanlış anladın, o anlamda demedim. Neyse, iyi günler.

***

Bugüne kadar sayısız kere “Adınız neden David?” sorusuyla karşılaştım. Çoğu kişi bir merak ve ilgi ile sorar. Ben de elimden geldiğince nedenini açıklamaya çalışırım. Öte yandan az sayıda kişi adımdan yola çıkarak bir “Türk Yahudi”si olduğumu anlar ve sohbetimiz daha farklı bir noktadan başlar.

***

Büyük bir çoğunluğu İstanbul’da olmak üzere Türkiye’deki Yahudilerin sayısı yaklaşık 20,000 civarındadır. Ülke geneline vurduğumuzda her 3,500 kişilik toplulukta bir Yahudi bireye rastlanılabilir. Bu orana göre, çoğunluğun içinden azınlık dinine sahip bir bireyle karşılaşmak elbette “bir ilk” olabiliyor. Oysa söz konusu insan ilişkilerinde, farklı kültürlere yaklaşımlarda istatistiksel verilerden çok daha öncelikli gelen değerler var. Bunlar da eğitimle kazanılabilir. Alıntıladığım diyalogu gerçekleştirdiğim kişi iyi bir eğitim aldı, alıyor; ama onun için “Türk olmak” ve “Yahudilik” sanki birbiriyle çelişen iki kelime. Neden?

“Adınız neden David?” ve benzeri soruları bugüne kadar birçok kişi iyi niyetle dile getirdi, buna hiç şüphem yok. Bu soruları, doğal karşılıyorum. Çok farklı tepkiler de alıyorum. Anayasadaki cümleyi hatırlatmaya gereken benim “Türk vatandaşı” olduğumu bilenler de oldu, adımdan yola çıkarak illa da etnik kökenimi açığa çıkartmak isteyenler de... Öte yandan farklı bir dine mensup bireyler olarak, ben ve çoğu dostum, kimi zaman zorlanıyoruz bu sorular karşısında. Doğru bir duruş ortaya koymak, korkmadan, kendine güvenerek ifadesi etmesi gerekiyor insanın adını. Çoğunluğun ister-istemez uyandırdığı bu “azınlık psikolojisi”nin içinden sıyrılmak, atalarının 500 yılı aşkın bir süredir bu topraklarda yaşamlarını sürdürdüğünü bilerek bir “yabancılık hissi” duymamak gerekiyor.

Kolay mı? Değil.

***

İlkokul yıllarımda “Din kültürü ve ahlâk bilgisi” dersinden muaf tutulurdum; ama yine de derslere girer, öğretmenimizi ilgiyle dinlerdim. Bizlere Kuran-ı Kerim’den, İncil’den, Tevrat’dan metinler aktarırdı. Sınıfta adı David olan tek Yahudi öğrenci bendim. 15 yıl aradan sonraki sınıf buluşmamızda çok özel bir frekans hâkimdi ortama, artık birtakım izler silinip gitmiş, bazılarımız bazılarımızı neredeyse hiç hatırlayamasak da. Yine de buluşmada herkes adımı ve kim olduğumu biliyordu; farklı dinlerin, Türk vatandaşı olmak için bir çelişki yaratmadığını biliyordu. Bu açıdan iyi bir eğitim görmüştük. Şanslıydık.