Prof.Dr.Esther Benbassa, Şalom`un 60.yıl etkinliklerinde konuşması olarak davet edildiği panelde Yahudi bilincinin oluşumunun salt acı deneylerden yola çıkarak açıklanmasına karşı çıktığını, köklü Yahudi kültürünün olumlu bir yaklaşımla da irdelenmesinin zorunluluğunun altını çizdi.
Şalomun 60. yıl etkinliklerinde konuşmacı olarak davet edilen Sorbonne Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Esther Benbassa, Prof. Dr. Elda Abrevayanın; Freud ve Derridayı örnek göstererek Yahudilik bilincinin oluşmasında antisemitizmin rolüne değinen konuşmasını çok beğenmekle birlikte görüşlerine tam olarak katılmadığını belirtti.
Tarihçi, Yahudi kimliği ve bilincinin oluşumunu niye hep pogromlar, antisemitizm, Holokost gibi acı deneyimlerden yola çıkarak açıklamaya çalışıyoruz. Olumlu bir yaklaşımla Yahudi dinini ve köklü kültürünü irdeleyelim, Yahudiliği bu olumlu değerlerde arayalım. Yoksa alanı Lubavitchlere bırakırız görüşünü ileri sürdü.
Geçmişte Holokostun, Yahudilik kimliğinin temel taşlarının en önemlilerinden biri olduğunu ileri sürmüş ve bu konuda duyarlılığımı dile getirmiştim. Ancak bugün düşünüyorum da Lubavitch akımının, Yahudilik dinini ve uygulamalarını, bu dinin mensuplarına hiçbir zorlamaya gitmeksizin güler yüz ile benimsetmeye çalışması ve bu yönde oldukça önemli yol alması pek de kınanacak bir davranış olmasa gerek.
Bir ravın dediği gibi Yahudileri sinagoglara çekmek adına güleç, hatta komik bir din adamına gereksinme varsa o da sağlanmalıdır.
Ben dayatmaya, güncel tanımıyla mahallenin baskısına karşıyım, yoksa her bireyin özgür iradesi ile kendi yolunu seçmesine değil.
* * *
60. yıl kutlamalarından sonra Yayın Yönetmeni Tilda Levi ve eşlerimiz ile birlikte, maalesef etkinliğe katılamayan gazetemizin Judeo- Espanyol sayfası duayenlerinden Klara- Eli Perahyayı ziyaret ettik. Bu ziyaretin üç amacı vardı; ilki Eli Perahyaya geçmiş olsun demek, ikincisi yine Eli Perahyanın tüm bilgeliği ile çözümlediği bir soru hakkında kendisinden bilgi edinmek ve de Şalomda 60 yıl kitabını armağan etmek.
Eli Perahya nükteli bir tavırla kitabı eline aldı ve tartar gibi yaparak; çok da ağır, belli ki çok değerli dedi.
60. yıl etkinlikleri kapsamında yayımlanan almanağa birkaç kez başyazılarımda değindim. Ben şahsen 1965 yılında Onursal Başkanımız Bensiyon Pintonun rahmetli dostum Hayim Eskenazinin yönetimindeki Yıldırımspor Kulübü tarafından sahneye konan Batşeva oyununda Kral David rolünde oynadığını, Dostluk Yurdu Derneğinin 1967 yılında Av.Yuda Saygıbilenin yanı sıra Mişon Aydoğan, David Eskenazi, Avram Behar, Moşe Behar, Şapat Aviente ve Moris Behar gibi gençler tarafından kurulduğunu, Milli Güvenlik Kurulunun 1979 yılında Mişne Toraya 7.000 Liralık bir bağışta bulunduğunu ve bu tür ilginç haberleri okuduğumda ayrı bir haz duydum.
Şalomda 60 yıl kitabı, cemaatimize 60 yıl boyunca hizmet etmiş nice kişinin özverili çalışmalarını Şalomun penceresinden izleyebilme olanağını sağlıyor
* * *
Dostluk Dergisinin 10. sayısı elime geçti; Editörü Aylin Yenginin de belirttiği gibi 10. sayıda istikrar yakalanmış. Dergide yer alan tüm yazılar amacına uygun, hatta işlevsel olarak belli bir dernek konseptini bile aşar nitelikte.
Alis Daron ve Elza Kohenin Hasköy Ruhani Lisesini ele aldıkları inceleme tarihsel bir belge olarak dikkati çekiyor. Keza Coya Delevinin Anılarımdaki ve şimdiki Galata da geçmişi araştırmaya yönelik nostaljik bir girişim. Deniz Razon Torosun Kenaanın kapısı Yeriho başlıklı yazısını okurken yine aynı tarihi tadı ediniyoruz.
Rav Mendy Chitrikin Tevrat Döneminin gerçek kanıtlarına İstanbul Arkeoloji Müzesinde ulaşması beni gerçekten hayrete düşürdü. Yeruşalayimde ortaya çıkan 3000 yıl önceye ait en eski belge yanı başımızdaymış da haberimiz yokmuş. Şaşırmamak mümkün mü?...
Bu vesile ile yakında AKMde sahne alacak olan dev proje Masada müzikali için Dostluk Yurdu Derneğini şimdiden kutluyor, başarılar diliyorum.