Hitler`in Yahudi askerleri

"Kara Kare" bir ilk olarak son derece önemli bir girişim. Söz konusu sinema etkinliğinin sonrasında Bryan Mark Rigg`in oldukça ses getiren "Hitlerin Yahudi Askerleri" adlı araştırmasına dayanarak NBC televizyonu için gerçekleştirilen çarpıcı bir belgeselden söz etmek istiyorum.

Yakup BAROKAS Köşe Yazısı
3 Mayıs 2006 Çarşamba

Holokost’u anma etkinlikleri kapsamında düzenlenen "Kara Kare" film haftası bir ilkti. Amaç, BM Genel Kurulu’nun 1 Kasım 2005’te aldığı karar doğrultusunda, bildiride imzası bulunan ve 107 ülke arasında yer alan  Türkiye’de de Holokost hakkında halkın eğitilmesi yönünde bir adımın atılmasıydı.
25 Nisan’da gerçekleşen açılış galasına hiçbir yerel veya idari yetkilinin katılmamış, Ertuğrul Özkök, Sedat Ergin, Güneri Cıvaoğlu gibi basının etkin kalemleri dışında medyanın pek ilgisini çekmemiş, filmleri genelde Yahudi cemaati mensuplarının izlemiş olmasına karşın  girişim yine de büyük önem taşımaktadır.
Özellikle Hürriyet Gazetesi’nin 22 Nisan tarihli "Keyf" ekinde "Kara Kare" Holokost filmleri haftasının kapaktan verilmesi ve söyleşide yer alan  Hahambaşılık Müşavirleri’nden Lina Filiba ve Moris Levi’nin içerik yönünden aydınlatıcı açıklamaları en azından gösterileri izlememiş olan kamuoyunun  bir bölümünün Holokost hakkında bilinçlenmesine veya en azından bir ön bilgi sahibi olmasına katkıda bulundu.
Röportaja tepki gösteren, ne gereği vardı diyenler de oldu. Çeşitli gerekçeleri olabilir, saygı gösteriyorum...
* * *
Etkinliğin düzenlendiği günlerde, Bryan Mark Rigg’in oldukça ses getiren "Hitlerin Yahudi Askerleri" adlı incelemesine dayanarak, Lary Price tarafından NBC televizyonu için gerçekleştirilen belgeseli  izledim.
Hitler’in iktidara geldiği 1933 yılında Almanya’da yaşayan, "mischlinge" diye adlandırılan, Alman-Yahudi karışık evliliklerin iki ve üçüncü kuşak çocuklarının sayısı 120 bindi. Bunlardan 150 kadarı Nazi ordusunda hizmet etti.
Amos Elon’un sabırla da olsa mutlaka okunması gereken "Çöküşe Tırmanış" adlı tarihi incelemesinde Martin Buber’in 1939 gibi ileri bir tarihte bile heyecanla bir Alman-Yahudi "sembiyozu"ndan bahsettiğini öğreniyoruz. Hem iyi bir Alman, hem de Yahudi olunmasını ne engelleyebilirdi ki...
Hitler’in Yahudi askerleri Nazi ordusunda görev görmekten iftihar ediyorlardı, ailelerinin de; "işte oğlumuz gamalı haçlı üniforması ile ordumuza hizmet ediyor" diye onur duyacaklardı... Babaları, dedeleri de birer Alman olarak 1. Dünya Savaşı’nda vatanları için çarpışmamış mıydılar?..
Hatta "İdeal Alman Askeri" olarak ari ırkın tüm afişlerde yer alan simgesi  Onbaşı Werner de, Goldberg soyadını taşıyan yarı Yahudi bir aileden gelmekteydi. İnanılması güç ama gerçek...
Tabi 1940 yılında Hitler’in tüm Yahudi askerleri ordudan uzaklaştırıldı. Hitler onların Alman olmadıklarına karar verdi. Pek azı "nihai çözüm"den sağ olarak kurtuldu, pek çoğu aileleri ile birlikte yaşamlarını yitirdi.
Örnek asker Werner Goldberg savaşın bitiminde Berlin’e geri döndü, yetimler için bir yardım derneği kurdu, milletvekili seçildi ve özgürlüklerin kazanılmasından yana mücadele verdi. Holokost’ta yaşamlarını yitirenlerin ailelerine tazminat ödenmesi için çalıştı. Hala hayatta.
Holokost filmleri haftası ile ilgili bir yazı yazarken Holokost’un anlamına fazla bir katkıda bulunmamakla birlikte bilinen ancak fazla sözü edilmeyen bir olguyu derinlemesine inceleyen bir film hakkında öğrendiklerimi aktarmak istedim.
Yahudi kimliğini yitirmeden Türk vatandaşı olmak... İşte bir "mischlinge" olmamanın yolu yordamı...