Söz uçar, yazi kalir...

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
9 Ocak 2008 Çarşamba
Gazeteye gelen araştırmacılar arasında en şanslı olanlar sosyologlardır. Bunu sadece ben değil, yıllar önce ziyaretimize gelen bir araştırmacı söylemişti. İrvin Mandel’in ‘Mozotros Ailesi’ başlıklı karikatürleri, cemaat hakkında bilgi edinmek isteyen sosyologlar için bulunmaz bir bilgi/belge niteliği taşıyor.
İş gereği şehir dışında bulunması nedeniyle bir türlü konuşma olanağı yaratamadığım İrvin Mandel’e bu vesile ile okurların yeni bir albüm beklentisinde olduklarını anımsatıyorum.
* * *
Yaz mevsiminin son demlerini yaşadığımız şu son dönemde bir yandan balkonda otururken, boş durmamak için, uzun zamandır ayırmak istediğim kağıt, dosya gibi birikmiş malzemeyi ayıklamaya başladım İlk olarak, küçük boy bir telefon rehberini gözden geçirdim. Hayli eski bir defterdi; zira telefon numaraları 147... veya 527 gibi sayılarla başlıyordu. Ara ara defterin içine sıkıştırılmış notlar ise adeta bir anı defteriydi. Sayfaları çevirdikçe kah gülümsedim, kah burkuldum. Numaraları yazılı olan kişilerin çoğu artık hayatta değildi. İşyerlerinin birçoğu kapanmış veya şehrin dışına taşınmıştı. En çok kimlerin numaralarını yazmışım diye baktım. Kredi kartı ekstrelerinde daire şeklinde bir grafik vardır. Yaptığınız harcamaları yüzde oranıyla gösterir. Örneğin, sağlık, yiyecek vs. Aynı onun gibi bir grafik oluşturdum defterdekiler için.
%30 sağlık (ilk numara Amerikan Hastanesi); %30 özel öğretmenler (çocuklar çok çalışkandı) takviye olsun diye evimize kek yemeğe gelirlerdi; %20 akraba ve arkadaşlar; %10 marangoz/boyacı - erkekler salonda futbol oynamayı severdi- ; %10 ise çeşitli...
Şaka bir yana, telefon rehberini karıştırmam bir saatten fazla sürdü. Tabii sadece sayfaları çevirmedim. Bir yandan da yılları, anıları çevirdim. Ve de tahmin üzere defteri atamadım...
* * *
Şalom’un son birkaç sayısında, gazetemizin / gazetenizin 60. yayın yılı ile ilgili yazılar yazdık. Herhalde kokteyle daha fazla katılım olsun düşüncesiyle yola çıkmadık. Ya da insanlar 14:00’ten 22:00’ye kadar cefa çeksin diye hiç yapmadık. İsteyenin katılacağı bir zaman dilimi muhakkak bulunur. ‘Dayanışma’ dönemlerle değil, altyapılarla bağlantılıdır.
Dileğim her kurumun böylesi güzellikler yaşaması. Konuşulacak, anlatılacak ve bir tatlı seda ile son bulacak. Ama, ‘söz uçar, yazı kalır’. Kutlamalardan geriye bir kitap kalacak. Birkaç aydır üzerinde çalıştığımız “Şalom’da 60 yıl / 1947- 2007” başlıklı kitap Zebra Yayıncılık’ın süratli işbirliği ile doğru zamana yetişti.
Okuyun, eleştirin; on yıl sonra daha iyilerini yapabilmek için...