Engellere karşin

Avram VENTURA Köşe Yazısı
9 Ocak 2008 Çarşamba

Max Brod, Kafka’nın yaşamöyküsünde, yazarın Balzac’tan hoşlanmadığını yazar. Aynı kitapta Balzac’ın, bastonuna şöyle bir cümle kazıttığını söyler: “Her engeli parçalarım ben.” Kafka, yazarın bu sözlerine karşın şöyle demiş: “Her engel beni parçalar.”
Bunları okurken aklıma şu soru takıldı:
-Her iki yazar, engelden söz ederken neyi amaçlıyorlardı acaba?
Aslında “her engel”, yoruma yer vermeyecek kadar açık sözcükler; ama yine de bunlar, doğal, sosyal, ekonomik ve politik olarak ayrı ayrı düşünülebilir. Ya da... Her iki yazarın yaşamöyküsünü okuyanlar ve onların hayata bakış açılarını bilenler için, bu birbirine karşıt sözler olağan karşılanabilir. Hele Balzac’ın yazma ve yayımlama konusunda, kendisini tüketircesine zamanla nasıl yarışmış olduğunu okuyoruz. Buna karşın Kafka’nın, ölümünden sonra tüm yazdıklarının yakılmasını vasiyet ettiğini göz önüne aldığımızda, bu sözler daha farklı bir anlam kazanabilir.
Ünlülerin yaşamöyküleri, kuşku yok ki onları hem birer sanatçı, önder ya da bilim adamı olduğu kadar insan olarak anlamamıza, hem de onların deneyimleriyle kendi düşüncelerimiz üstüne yoğunlaşmamıza olanak sağlamaktadır.
Bana göre Balzac ve Kafka, yukarıdaki sözleriyle yaşam boyu karşılaşabileceğimiz engeller konusunda iki karşıtlığı temsil ediyor:
Etken ya da edilgen!
Güçlü ya da dirençsiz!
Bu iki yazarın sözleri üstüne, hangisinin yanında yer alabileceğimi düşündüm. Sanırım ben, ne her engeli parçalayabileceğimi öne sürebilirim, ne de her karşıma çıkan engelin beni parçalayacağını... Bu denli kesin konuşabilmem için kendimi ya çok tutkulu görmeli ya da tümüyle güçsüz duyumsamalıyım. Direncimin kırıldığı, yaşama kara gözlüklerle baktığım anlar olabildiği gibi, tersine, her şeyin üstesinden gelebileceğimi sandığım zamanlar da olmuştur. Sonuçta, hepsi gelip geçici duygular.
Attığımız ilk adımdan başlayarak, son soluğumuzu verinceye kadar, engeller yaşantımızdan eksilmiyor ki... Önce alçak bir eşik çıkıyor karşımıza, sonra uzaklıklar, araya giren boşluklar, bazen de uçurumlar!.. Dış dünyamızdakiler kadar, iç dünyamızda da yaşantımızın rotasını değiştiren engelleri saymakla bitiremeyiz. Bunları olumsuz anlamda ele alabileceğimiz gibi, bizi bileyen, güçlendiren, yaşamın dalgalarına karşı bir dalgakıran gibi direnen birer gerçek olarak da algılayabiliriz.
Kendi payıma her zaman kendimi Balzac’ın söylediği gibi güçlü olabilmeyi...
Önüme çıkan engellerin birer deneyim olduğunu, beni yaşama eskisinden daha sıkı bağlayacağını görebilmeyi diliyorum.
Sözlerimizi Edip Cansever’in dizeleriyle noktalayalım:
“Kim ne derse desin ben bu günü yakıyorum
Yeniden doğmak için çıkardığım yangından”