Disiplinli ebeveynlerin korumaci kimlikleri

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
9 Ocak 2008 Çarşamba

Siz hiç çocukken anne ile babanızın arasında yattınız mı?
Ben yatmadım.
Çocuklarımı da yatırmadım.
Halbuki, bazı yaşıtlarım daha yenilikçi davranarak, kimi zaman ağlatmamak, kimi zaman da ‘sözde’ Pazar keyfi yapmak için çocuklarını aralarına aldılar.
Bu yaklaşım bana hiç bir zaman uymadı. Bütün gün çocuğun her istediğine boyun eğebilirdim. Ama gece vakti, asla. Çok kolay olmadıysa da, sonuna kadar direttim. Anne/baba kendi yatağında, çocuk kendi yatağında! Pazar sabahı “keyfi”ne gelince, yatağın üstünde yürümeye çalışıp, doğal olarak dengesini kaybederek üstünüze düşen ‘ufaklık’ o anda çok da hafif gelmiyor. Veya aniden iki eliyle yüzünü örten bir yastık, eminim kuştüyü olmaktan çıkıyordur. Eşimin yalvaran bakışlarına rağmen, evimizde böyle manzaralar yaşanmadı. Benzer sahneleri sinemada Amerikan filmlerinde seyretmeyi yeğledim. 
Ancak, bir gün ‘olağanüstü’ hal ile karşılaşacağımı ve kuralı bozmam gerekeceğini düşünmemiştim.
Mevsim: kış; devir: Ecevit Hükümeti dönemi; mazot durumu sıfır; kaloriferler buz. Akşam yemeğinden önce mutfak kapısı örtülüyor, içerisi ısınsın diye havagazı fırını yakılıp kapağı açık bırakılıyor, oyalanmadan yemek yemeğe çalışılıyordu.
‘Yatma’ konusuna gelindiğinde bizi aldı bir düşünce. Odalar buz. Çocuk nezle, öksürük derken bronşite doğru gidiyor. Hiç düşünmeden, küçüğün odasına gittim; minik yastığını, minik ayısını ve birlikte uyuduğu bütün ‘minik’ ordusunu toparlayıp bizim yatağın ortasına yerleştirdim. Böylelikle; anne ve çocuğun hep beraber nasıl uyuduklarını öğrendim. Daha doğrusu onlar uyudu, ben de en kenarda hazır ol şekilde uyukladım. Sonuç olarak; disiplin başka, ‘koruyucu kimlik’ başka..
* * *
Koruyucu kimliğim, halen aynı güçle devam ediyor. Tabii, disiplin sözcüğünün yıllar içinde zaman aşımına uğradığını vurgulamam gereksiz..
Gerçi, aşırı korumacı davranmanın Doğulu ve Akdenizli annelere özgü genetik bir davranış olduğu bilinir. Neyse ki, geçtiğimiz hafta sonu Hürriyet’in İnsan Kaynakları ekinde, Amerika’da ‘korumacı’ ailelerin giderek çoğaldığını ve üniversite mezunu çocuklarını iş görüşmelerine giderken eşlik ettiğini yazıyordu.
Forbes Dergisi’nde yayınlanan bir araştırmaya göre, milenyum çocukları olarak adlandırılan günümüz gençliği, kendi sorunlarını çözmek için uğraşmak, beklemek ve zaman kaybetmek istemiyorlar.
Çocuklarının çevresinde pervane olan ebeveynlere ‘helikopter aileler’ deniyormuş.
Yoksa, eksik bir iş mi yapıyorum!?