Zor ada Kıbrıs-1

Elif ULUĞ Köşe Yazısı
28 Temmuz 2021 Çarşamba

Kıbrıs, hepimizin ciddi biçimde hakkında bilgi sahibi olması gereken bir coğrafyamız ve Türkiye’nin en önemli gündem maddelerinin başında yer alıyor. Kıbrıs ile ilgili tüm gelişmeleri hem adanın tarihsel ve kültürel arka planına bakarak, hem de derinlemesine düşünerek anlamalıyız yoksa içinden çıkamayız. Kıbrıs yazımı iki bölümde yazacağım. 2003 Annan Planından ve birkaç gün önce ‘Maraş’ın Açılması’ ile ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından yola çıkarak bu yazımda 1878’den 1955’e kadar olan dönemi ve nüfus hareketlerini ele alacağım. Çünkü göçler adası Kıbrıs’ın geçmişini anlayamazsak bugünü aydınlatamayız. İkinci yazımda ise 1955’ten, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’na ve günümüze kadar olan dönemi yazacağım.  

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı ziyareti sırasında Kapalı Maraş ile ilgili açılım kararını duyurmasıyla birlikte Güney Kıbrıs Rum Yönetiminden (GKRY), Kıbrıslı Türklere yönelik tehdit açıklaması geldi. GKRY Lideri Nikos Anastasiadis yaptığı basın açıklamasında, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) Kapalı Maraş’ın bir kısmının daha açılmasına yönelik adımına karşılık Kıbrıslı Türklere yönelik önlemler almayı düşündüklerini belirtti. Bu önlemlerin başında da KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar başta olmak üzere Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanımayanların ve ayrı devlet olduklarını savunanların pasaportlarını geri almak olduğunu bildiren Anastasiadis, bu önlemlerin anayasa ve Yeşil Hat Tüzüğüne uygun olması için çalışma başlattıklarını ve ellerinde kapsamlı bir isim listesi olduğunu belirtti. Ayrıca kendisine yöneltilen, “KKTC ile GKRY arasındaki kapıları kısıtlamaktan mı söz ediyorsunuz?” sorusuna olumsuz cevap veren Anastasiadis, Kıbrıs Cumhuriyetini tanımayanların seyahat belgelerini geri almaktan söz ettiğini kaydetti. Anastasiadis, Seyahat belgelerini geri almaktan söz ediyorum. Kıbrıs Cumhuriyeti'ni tanımayan ve kendi devleti olduğunu iddia eden biri Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportuna sahip olamaz” dedi. Çünkü Anastasiadis için Kıbrıs’ta tek devlet var, o devlet Avrupa Birliği’ne girdi ve onun pasaportuna sahip olan Kıbrıslı Türkler var. Peki kim onlar? Anastasiadis’e göre, 160 bin Kıbrıslı Türk, KKTC Cumhurbaşkanı ve Başbakanı, 11 bakandan dokuzu Kıbrıs Cumhuriyeti yurttaşı” yani GKRY pasaportu da taşıyor.

Yukarıda alıntıladığım ve pek çok medya organında çıkan bu haber okurlar için ne gibi anlamlar taşıyor ve bu pasaportların tarihsel arka planını nedir? Kıbrıs halkı pek çok pasaporta sahip. KKTC pasaportu, GKRY pasaportu, İngiltere pasaportu. Nasıl oluyor da oluyor’un cevaplarını beraber bulalım. 2003’te Annan Planını Türk tarafının kabul etmesi ancak Rum tarafının reddinin sonrasında GKRY 2004’te AB’ye kabul edildi. Ve asıl o tarihte çok önemli bir gelişme yaşandı. 1974 öncesi tarihlerde doğmuş olanlara GKRY tarafından AB’ye girmiş olan GKRY pasaportu ya da Anastasiadis’in tek Kıbrıs olarak kabul ettiği Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportu verildi. Bugün önümüzde ciddi bir gerçeklik ve tehdit duruyor. Ve Anastasiadis’in yenmez yutulmaz açıklamaları… Anastasiadis’in açıklamaları bununla da kalmıyor. Karara ilişkin bazı önlemler düşündüklerini ve bu önlemlerin anayasa ile Yeşil Hat Tüzüğü protokolüyle uyumlu olmasını istediklerini belirten Anastasiadis, Bazı önlemler benimsenebileceğini düşünüyorum. Sorgulamak isteyenler de mahkemeye gitsin” ifadelerini kullandı.

Belirttiğim gibi 1960 öncesi doğumlu Kıbrıslıların pasaportlarının arasında İngiltere de var. Peki neden var? 29 Ekim 1914’te Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı’na fiili olarak katılması üzerine İngiltere 1878 tarihli antlaşmayı tek taraflı olarak hükümsüz ilan edip, 5 Kasım 1914’te Türkiye’ye harp ilan ederek aldığı bir kararla (Order in Council) Kıbrıs’ı İngiliz topraklarına kattığını, Mısır’daki Osmanlı hâkimiyetinin de artık sona erdiğini ilan eder. 27 Kasım 1917’de alınan bir başka kararla da adada yaşayanların iki yıl içerisinde İngiliz vatandaşlığına geçmeleri istenir. O dönemde bu kararı tanımayan pek çok Türk, Kıbrıs’ı terk etmek zorunda kalır. 24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Anlaşmasıyla Türk devleti İtilaf devletlerince resmen tanınmasına rağmen anlaşmanın 16, 20 ve 21. maddeleri ile Kıbrıs’ın İngiliz toprağı olduğu kabul edilir. Yani 1923’te Kıbrıs, İngiltere ve birleşiklerinin sömürgesidir. O güne kadar Türk tebaası olarak görülen Kıbrıslı Türklerden İngiliz uyruğuna geçmek ve adada kalmak isteyenler dışında kalan Türk tabiiyetine sahip olarak adayı terk etmek ve Türkiye’ye göç etmek isteyenlere tanınan haklarla yaklaşık 7-8 bin civarında Kıbrıslı Türk de kayıklar, tekneler veya vapurla Türkiye’ye göç eder. I. ve II. Dünya Savaşı arasında geçen dönemde de çok sayıda Kıbrıslı Türk adadan ayrılmak zorunda kalır. Bunların içlerinde öğrenciler ve öğretmenlerin de bulunduğu 20 bin civarındaki bir kısmı Türkiye’ye yerleşir. II. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla beraber ilk günlerde savaşın dışındaymış gibi görünen ve savaştan fazla etkilenmeyen Kıbrıs daha sonra fiili olarak savaşa dahil olmasa bile kendisini savaşın ortasında bulur. Acilen asker ihtiyacıyla karşılaşan İngiltere bu açığını kapatabilmek için Kıbrıs’ta da asker alma faaliyetlerine hız verir. Bu şekilde askere yazılan Kıbrıslı Rumlar ve Türkler katırcı ve kazmacı olarak geri cephelerde görev alır. Sadece on günlük bir eğitimden geçirilen Kıbrıslı askerler önce Fransa, Yunanistan ve Girit’te, daha sonra da Kuzey Afrika ve İtalya’da savaşlara katılırlar; pek çoğu esir düşerken, binlercesi de Kıbrıs’tan uzakta hayatlarını kaybederler. Ada dışında İngiltere adına savaşa katılan bu gönüllü askerlerden pek çoğu Fransa, Yunanistan, Girit, Afrika ve İtalya’da hayatlarını kaybederler, bazıları buralarda kaybolur ve kendilerinden bir daha haber alınamaz, esir düşenler Almanya ve Çekoslovakya’da bulunan esir kamplarında yıllarca esaret hayatı yaşamak zorunda kalırlar. Geriye dönebilenler ise İngiltere’den aldıkları tazminatla ada dışına çıkmayı tercih ederler ve genellikle İngiltere, Avustralya ve Kanada’ya göç ederler. Çünkü bellidir ki İngiltere diyetini pasaport vererek ödemek zorundadır.

Gelelim günümüze, 1990 Kasım ayı itibarıyla İngiltere ve birleşiklerinden olan Avustralya’da yaşayan Kıbrıslı Türklerin sayısı ise 18 bindir. Avustralya’ya göçmen olarak yerleşen Kıbrıs doğumluların yüzde 80’i bu ülkenin vatandaşlığını kabul etmiş durumda. Bu dönemde Avustralya dışında başta Türkiye olmak üzere İngiltere, Kanada, Amerika ve diğer bazı Avrupa ülkelerinde de somut veriler olmamakla beraber aşağı yukarı aynı sayıda insanın yaşadığı tahmin ediliyor. BBC World radyosunun yaptığı açıklamaya göre ise 2001 yılında ise 77.156’dır. Bu rakamlar sadece Kıbrıslı Rumları veya Kıbrıslı Türkleri değil, bütün Kıbrıslıları içine aldığından yasadışı yollarla İngiltere’ye gitmiş olanlar da hesaba katılacak olsa çok söylenilenin aksine İngiltere’de Kıbrıs’takilerden daha fazla Kıbrıslı Türk yaşadığı fikrini çürütmeye fazlasıyla yetmektedir. BBC’nin aynı şekilde yaptığı bir başka açıklamaya göre 1991 yılında İngiltere’de yaşayan Türkiye vatandaşı sayısı ise 26.757’dir[1].

Devam edecek



[1] www.news.bbc.co.uk/1/shared/spl/hi/uk/05/born_abroad_countries_html/cyprus.

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün