‘Zoom’lar yaz tatilinde

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
1 Temmuz 2020 Çarşamba

Bu hafta gündemimde iki konu var. Biri ‘Zoom’lar, diğeri de değişiklik olsun diye Prens/Prenses Adalarında bir türlü çözülemeyen ulaşım sorunu.

↔↔↔

Sokağa çıkma yasağının uygulandığı uzun zaman süresince, hayatımızın bir parçası haline gelen ‘Zoom’larla hem hoş vakit geçirdik, hem de ilginç konuklar sayesinde bilgilendik. ‘Normalleşme’ sürecine girdiğimiz şu günlerde artık farklı uğraşlarımızın da olması gerektiğini düşünüyorum. Tabii ki her programı izlemek gibi bir zorunluluğumuz yoktu. Ancak yerleşik kalıplar çerçevesinde “Ayıp olur adımız ekranda gözüksün, biraz izler çıkarız” zihniyeti artık doyuma ulaşıldığının bir göstergesi. Acaba ‘Zoom’lar da belli bir süre için yaz tatiline girmeyi düşünmez mi?

↔↔↔

Herkes Adalar’a gitmiyor elbet. Dolayısıyla dön dolaş şikâyetçi kutusu gibi, Adaların sorunlarını dile getirmek kimilerimize sıkıcı gelebilir. Ancak Büyükşehir’e bağlı olan bu beldeler kültürümüzün bir parçası. Ucundan da olsa sahiplenmek, güzellikleri korumak, herkesin yararına değil mi? Gerçi ‘Ada kültürü’ çoktan tarihe karıştı. Değişim rüzgârları, Adaların çok renkliliğini, birlik olmanın güzelliğini, beraberinde aldı götürdü. Geriye kalan tek özenti sahil lokantalarında tabak çatal seslerine karışan Rum müziği… Birkaç nesilden beri Adalı olanlar ise, kültürlerinin son kırıntılarını bir arada tutmaya çalışıyor.

↔↔↔

Geçtiğimiz yaz büyük tartışmalar sonucu, faytonların kaldırılması kararı alındı. Geldik 2020 yazına; atlı arabaların yerini alması gereken ulaşım araçları hakkında ne bir ses, ne bir seda…

Birkaç gün önce vapurdan inip, Saat Meydanına geldiğimde iki polis memuruyla karşılaştım. Altmış beş yaşımın verdiği güvenceyle yardımcı olacaklarını düşünerek, “Memur Bey, şimdi evime nasıl ulaşacağım?” dedim. Bütün iyi niyetimle, “Aracımızla sizi gideceğiniz yere bırakırız” sözlerini duymayı hayal ediyordum.

“Yürüyeceksiniz, başka çare yok. Zaten araçların pazartesi hizmete girmesi bekleniyor” demesine karşılık az ötede diğer memur arkadaş da “Pazartesi ama hangi pazartesi belli değil” diye ekledi.

İskele nerede, bizim ev nerede… Hemen telefon rehberimdeki, ‘özel akücü’ listesine bakıp, arabalarından birini çağırdım.

Önceleri yaşlı ve engelli kişiler için verilen akülü araba kullanma hakkı, zamanla her isteyenin bir tane edinmesiyle yollar bir karmaşaya dönmüştü. Şimdilerde ise, özel durumlar harici, tüm akülülerin toplatılması/yasaklanması düşünülüyor. İyi de, İskele’ye uzak oturanlar ne yapacak? Hem çözüm getirmeyeceksin, hem kendine çözüm yaratan halkı cezalandıracaksın. Yok böyle bir hayat…

Tüm engellere karşın, hâlâ iyi niyet elçisiyiz. Büyüklerimizin en kısa zamanda Adalıları sevindirecek bir sonuca varacaklarını düşünüyorum. Prens/Prenses Adaları’nın, cennetten bir köşe olarak kalmasını kim istemez ki?

 

 

 

 

 

 

 

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün