İsveç’in sağlık karnesi

David OJALVO Köşe Yazısı
10 Haziran 2020 Çarşamba

COVID-19 pandemisi karşısında uyguladığı sıra dışı politikalar sonucunda İsveç, pandemiye bağlı ölüm oranının en yüksek olduğu ülkeler arasında. Irkçı parti lideri Dagens Nyheter gazetesinde yayınladığı makalesinde hükümeti, politikalarını bel bağladığı devlet epidemiyoloğu Anders Tegnell’i görevden almaya çağırıyor. Diğer muhalefet partileri de hükümeti yoğun eleştiri yağmuruna tutmaya başladı. Yaşlı bakımevlerindeki ihmaller medyada geniş yer kaplıyor. Sağlık hizmetleri politik arenada ağırlık kazanırken, İsveç’in OECD (İktisadi Kalkınma ve İşbirliği Örgütü) verilerine göre sağlık karnesini inceleyelim. 

***

İsveç, Avrupa Birliğinde İspanya, İtalya, Fransa, Norveç ve İzlanda’dan sonra ortalama yaşam süresinin en uzun olduğu altıncı ülke. Ortalama yaşam süresinde cinsiyetler arasındaki farkın en düşük olduğu ülke aynı zamanda. İsveç’te 65 yaş üstü nüfusun yaklaşık yarısı en az bir kronik hastalığa sahip. Nüfusun yüzde 10’u her gün sigara içmekte, alkol tüketimi azalmakta; fakat genç nüfusta şişmanlık ve obezite artış göstermekte. 

İsveç sağlık harcamalarında Norveç, Almanya ve Avusturya’dan sonra dördüncü sırada. Milli gelirin yüzde 11’i sağlığa aktarılmakta ve İsveç bu oranla AB üçüncüsü. 2019 yılında yayınlanan son rapora göre İsveç, Norveç, Danimarka, Almanya ve İzlanda’da doktor ve hemşire sayıları yüksek. 

İsveç’in kamusal sağlık politikaları öngörülebilir nedenlerden ölümleri azaltmada başarılı, AB dördüncüsü. Hastane hizmetlerinden memnuniyet oranı da yüksek. Öte yandan İsveç’te uzman hekime ulaşmada ülke içinde bölgesel farklılıklar var. Kuzeye doğru gidildikçe hastaların yüzde 24’ünden fazlası uzman hekime muayene olmak veya ameliyat edilmek üzere 90 günden fazla beklemekte. Bu durum medyanın ve politikacıların gündeminde sıklıkla yer almakta. Yaşlanan nüfusun sağlık sisteminde baskısının daha da artması beklenmekte. Bin kişiye düşen yatak sayısında İsveç AB’deki en düşük orana sahip. 

***

Tüm bu verilerin ışığında İsveç’in pandemi nedeniyle neden bu kadar yüksek ölüm oranına sahip olduğunu yorumlamaya çalışalım. İsveç, İtalya ve İspanya gibi yaşam süresinin uzun olduğu bir ülke. 65 yaş üstü nüfusun oranı yüzde 19,9 (bu oranı İtalya’da yüzde 22,8). Yaklaşık 2 milyon 65 yaş üstü nüfusun 1 milyonu da en az bir kronik hastalığa sahip. Bu doğrultuda nüfusun önemli bir kısmı COVID-19 açısından risk faktörleri taşıyor. İsveç’in pandemi karşısında başarısızlığını aydınlatan önemli bir veri hastanelerde nüfusa oranla yatak sayısının azlığı. İsveç bütçesinden sağlığa AB ortalamasının üzerinde bir pay ayırsa da, pandemi bize şunu gösterdi: Yataklı sağlık hizmetlerine ayrılan payın artması lazım. 

Pandemiye bağlı olarak yaklaşık beş bin kişi İsveç’te yaşamını yitirdi. Öngörülen kötü senaryoda on bin kişinin yaşamını kaybetmesi sağlık sisteminde reformları zorunlu kılacaktır. Yeterli sayıda hekim ve hemşire sayısına ulaşmış İsveç’in sağlık hizmetlerinde verimlilik politikasını gözden geçirmesi gerekiyor. Pandemi gibi kriz durumları düşünüldüğünde İsveç sağlık sisteminin daha fazla esnekliğe yer vermesi kaçınılmaz. Özellikle de yaşlı bakımevlerindeki hizmetlerin iyileştirilmesi 2022 seçimlerinin vaatleri arasında yer alacaktır. 

İçinden geçtiğimiz pandemi sürecinde katı karantina önlemleri almayan İsveç hükümeti, ülke içinde seyahat kısıtlamalarını 13 Haziran’dan itibaren kaldırıyor. Sağlık hizmetlerinde olası iyileştirmeler doğru politikalarla ancak uzun vadede gerçekleştirilebilir. Kısa vadede, pandemi adına İsveç’te ikinci bir dalga beklemeye gerek yok. Seyahat özgürlüğüyle İsveç birinci dalgada kalmayı sürdüreceğe benziyor. Bakılırsa İsveç hükümeti yüksek ölüm oranını ‘olan oldu’ der gibi, kabullenmiş durumda. Birkaç zayıf özeleştiri dışında, durumun iyileştirilebileceğine dair henüz hiçbir işaret yok. 

 

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün