Satırlara Bağlanmak

Tülay GÜRLER KURTULUŞ Köşe Yazısı
24 Temmuz 2019 Çarşamba

Bağlılık, ne güzel bir kitap adı değil mi? Aslında bu başlıkla ilgili başka kişisel bir yazı da yazabilirim size ilerleyen günlerde ama kişisel yazılara bazen biraz ara lazım…

Lee G. Bolman ve Joan V. Gallos’un kitabı Bağlılık, hayatla, işle, patronlarla; kısacası zorluklarla başa çıkmanın formülünü veriyor okurlara. Kitap, “Yetenekli bir yöneticinin yeni işinde baskıcı bir patronla ve başarısız bir ekiple nasıl baş edeceğini içeren ilginç bir iş hikâyesini anlatan kitap, esler vererek, önemli noktaları vurgularken, teşhis edici durumları ve ilişki becerilerini güçlendirmenin yollarının altını çiziyor.”

İnsanlara güvenmenin, iş dünyasında onlarla samimi ve sahici ilişkiler kurmanın son derece zor, hatta neredeyse imkânsız olduğu bu dönemde, güveni oluşturmak, ilişkileri sağlam zeminlere oturtmak ve kalıcı hale getirmek için ihtiyacımız olan püf noktaları bize gümüş tepside sunuyor adeta.

Zor zamanların insanlarıyız. Birileri bize bir şeyler söylesin, bize yol göstersin de hayatımız az da olsa kolaylaşsın diye içimizden dilekler tuttuğumuz anlara cevap niteliğinde bir kitap Bağlılık; özellikle iş hayatına yeni atılacakları yakından ilgilendiriyor.

Diğer tavsiye edeceğim kitabın arka yüzünde şunlar yazıyor:

 “Arkadaşlarımın yaptığı gibi okuldan çıkar çıkmaz kitaplarımı bir köşeye atmazdım. Bilgimi geliştirmek için bol bol okurdum. Bu yüzden her konu hakkında az ya da çok fikir sahibi oldum.

Her bilgiyi sorguluyordum.

Sorgulamak, hiçbir şeyi kabul etmemek anlamına gelmez. Kabul etmemek başka şey, sorgulamak başka...

Öğrendiğim bütün yeni bilgileri sorgulamaya devam ettim. Her şeye şüpheyle yaklaştım. Zavallı beynim neredeyse bir savaş meydanına dönmüştü. Ta ki o güne kadar...

Aynalı Baba karşıma çıktığından beri herkesin hayal sandığı bir dünyanın ziyaretçisi oldum...”

Şehbenderzade Filibeli Ahmed Hilmi’nin kitabı Amak-ı Hayal, kahramanı Raci’nin aklındaki sorulara cevap bulma çabasının hikâyesi.

Raci’nin “İran’dan Satürn’e, Çin’den Jüpiter’e, İstanbul’dan Güneş’e kadar uzanan macerası”nın işlendiği kitap, tam bir gençlik edebiyatı ürünü…

Bu alanda yazmak zordur; çünkü gençler sınırsız biçimde hisseden, düşünen, hayal eden, sorgulayan ve her sorusuna amansız biçimde cevap arayanlardır.

Önemli olan soru sormak mı, yoksa doğru ve nitelikli soruları bulmak mı; sorusuna da cevap veren hikâyede Raci’yle hoş bir yolculuğa çıkacak, onunla yeniden genç olacaksınız. Zaten gençseniz, bu kitap tam size göre.   

Size önereceğim son kitapsa aşkla ilgili. Bence insan âşıksa yazmak ister. İçinde biriken bütün coşkuyu, önce kendisine sonra başkalarına anlatmak ister.

Bu kitap, biraz günlük, biraz deneme, çokça şiir…

Birini Pencere Kenarına Çiçek Koyacak Kadar Sevmek Lazım, böyle bir kitap işte… Kemal Hamamcıoğlu’nun kitabı kısa sürede çok sayıda okura ulaşmıştır diye düşünüyorum. Aşk, her daim okunur, yazılır çünkü. Yazılanlar merak edilir, her kalemde okur, kendisiyle yazar arasında ortak bir payda arar aşk üzerine. Bulursa rahatlar. Bu kitap, ortak paydaya çok çabuk ulaşmanızı sağlayacak kadar samimi, doğal ve farklı… Değişik, bir kitap okumak istiyorsanız hemen alın ve başlayın.

“Uzayan kısalan saçlardan, sana ait olmayan anlardan,

gitmediğin yollardan yorulmadın mı?

canım, 

birini pencere kenarına çiçek koyacak kadar sevmek lazım.

his boşluğu ve iç burkulması diye bir şey varmış. 

çok sevince anladım.

hayat, o evde yerin yok diyor. yerini bil.

evdeki ve sokaktaki tüm savaşları kaybettiğim yerdeyim.

hala güzel olduğunu bilmeden, güzel duranı seviyorum.

ellerini takip ediyorum, hala.

elin ısısıyla kalbin ısısı birbirine ne yakınmış.

kalp sıkışıyor, el buz.

yüzümü yağmura uzatsam geçecek diyorum.

geçmiyor.

ev buz.

anlamaktan yoruldum. 

sarılmaktan.

sen, o evde - sarılmaktan korkanların en uzağında dur, olur mu?

öyle birine aşık ol ki, her şeyi unut. dans etmeyi hatırla.

birini pencere kenarına çiçek koyacak kadar sev.”

 

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün