Metsora (Tahara): Şabat Agadol Şalom Evde başlar

Rav İzak ALALUF Köşe Yazısı
10 Nisan 2019 Çarşamba

Bu hafta okunan Aftara, Melahim yani kralların ikinci kitabının yedinci bölümünde yer alır. Burada dört tsaraat olmuş ve şehir dışına atılmış insandan söz eder. Bunlar kuşatma altındaki ‘Şomron’ şehrinin dışındadırlar. Bir süre sonra bu insanlar Tanrı’nın Şomron sakinleri için yaptıkları büyük mucizeye tanık olurlar.

Bilgelerimiz bu dört kişinin Elişa peygamberin yardımcısı Gehazi ve üç oğlu olduğunu bildirir. Bu Gehazi’ye verilen bir cezadır. Aram komutanı Naaman tsaraat hastalığından çekmektedir. Kendisi bütün yolları denedikten sonra Elişa peygamberin karşısına gelir, teşuva yapar, Yarden nehrinde yıkanır ve hastalığı geçer. Elişa, Naaman tarafından kendisine verilmek istenen hediyeleri kabul etmez. Ancak Gehazi Naaman’ın arkasından koşar ve hediyeleri kendisine alır. Peygamberin onurunu zedeleyen bu davranış sonunda tsaraat hastalığı onun ve oğullarının bedenini kaplar.

Soru açıktır. Gehazi hata yaptı ise neden çocukları bu hastalıkla cezalandırılır? Çağımızın büyük Tora bilgini Rabi Yaakov Kametensky buna bir başka soru ile yanıt aramaya başlar.

Yeşivalarda öğrenim gören ve Tora öğrenen binlerce insan varken neden Bene Yisrael’de çok nadir büyük bilgeler çıkmaktadır? Neden onlar olağanüstü Tora bilgelerine dönüşmemektedirler? Rabi bunun nedenini öğrencilerin yedikleri öğle yemeğine bağlar. Yeşivalar yemek için anne babalara yardım amaçlı olarak katkı sağlamaları için çağrıda bulunmakta ancak ebeveynler yanlış beyan vererek ve kendilerinin maddi durumlarını yanlış yansıtarak buna pek kulak asmamaktadırlar. Bir anlamda çocuklar öğle yemeklerini ‘çalıntı’ olarak yemektedirler. Bu şekilde davranan anne babaların çocukları hiçbir zaman büyük bilgeler olamamaktadırlar.

Benzer şekilde Gehazi’nin çocuklarının başına gelenlerinin nedeni de burada gizlidir. Onursuz, çalıntı veya olmaması gereken yollarla zenginliği yakalayanların sadece kendileri değil bu şekilde hayatlarını sürdüren çocukları da sıkıntıya gebedir. Bu şekilde kazanç sağlayan ebeveynler çocukların geleceğini de tehlikeye atmaktadırlar. Haksız kazanç çocukların geleceğini yıkmanın bir yoludur. Tora’ya göre yaşamdan söz ederken aynı zamanda dürüst ve iyi insan olmak yolunda bir yaşamdan söz ettiğimiz açıktır.

Rabi Yisrael Meir Lau bir konuşmasında çok güzel bir anekdot anlatır. Yisrael devletinin kuruluşunun yetmişinci yılını kutladığımız bu günlerde buna yer vermek yerinde olacaktır.

Bizlere genel bir isim olarak ‘Yisrael’ derler. Etrafımızda birçok şey bu isim etrafında döner. Erets Yisrael, bize Tanrı tarafından verilen vatanı, Torat Yisrael, sahip olduğumuz en değerli mücevher olan Tora’mızı, Medinat Yisrael de yetmişinci yılını kutladığımız devlet için kullanılır. Ancak acaba kimse bu ismin derininde neler olduğu konusunda kafa yormuş mudur? Elbette bu isim Tanrı tarafından Yaakov Avinu’ya verilmiştir. Bu isimdeki beş harfe yakından bakalım:

‘Yud’ hem Yaakov hem de Yitshak’ın isimlerinin ilk harfidir. ‘Sin’ ilk ata annemiz olan Sara’yı temsil eder. ‘Reş’ ata annelerden Rahel’in ve Rivka’nın isminin başladığı harftir. ‘Alef’ hepimizin ilk Yahudi olarak nitelendirdiği Avraam’ın isminin başlangıcıdır. Ve ‘Lamed’ Lea ismine gönderme yapar. Pek de tesadüf değil. Bir isimde hem üç ata hem de dört ata annenin isimlerinin ilk harfi yer almaktadır. Her şeyin temeli onlar olduğuna göre yaşamımızın temelini de onlar oluşturur.

Bizler hem ‘ahdut’ dediğimiz birlikten hem de ‘aava’ dediğimiz sevgiden hatta Bet Amikdaş’ın kurulması için ‘aavat hinam’ dediğimiz sebepsiz sevgiden söz ederiz. Rav Lau bunun temelinin on emrin beşincisinde gizli olduğunu söyler. Kabed et aviha veet imeha – anne baba saygısı Rabi’ye göre bunların temelidir. Çünkü bu sadece kendi anne ve babamıza saygıdan söz etmemektedir. Eğer biz nesiller boyu gelen öğretiyi korumazsak, atalardan gelen mirasa sahip çıkmazsak hatta Mişle’de yazdığı gibi “şema beni musar aviha veal titoş torat imeha – oğlum babanın emrini koru annenin öğrettiğini bırakma” ilkesini umursamazsak ne birlikten ne de sevgiden söz edemeyiz. Çünkü bunun temelinde anne baba sevgisi vardır. Bu onlardan korktuğumuz için değildir. Elbette Tora bunun için de “iş aviv veimo tirau” demektedir. Ancak onları sevmek bizim için yaptıklarına karşı duyulan sevgi ve minnettir. Sevgi ve birlik evde,  Yahudi ilkeleriyle dolu olan yuvamızda başlar. Tsedaka ve hesed yani iyi davranışlar ve bunların sonucu olan ‘Ş.alom’ yani barış evde başlar. “Kibud av vaem” Avraam’a kadar uzanmaktadır. Onların öğretisine sahip çıkmak hem birliği hem sevgiyi hem de barışla en son kurtuluşu getirecektir.

 

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün