Uzay haberlerini güncel hale getirelim…

Sami AJİ Köşe Yazısı
26 Aralık 2018 Çarşamba

Aman yanlış anlaşılmasın. Uzayda olup bitenleri sizlere özetlemek gibi bir niyetim yok, zaten imkânsız. Sadece geçmişte bahsettiğim bazı uzay projelerinin ne durumda olduğunu bildirmek isterdim.

Hepimiz günlük gailelerimizle 24 saat meşgul olduğumuzdan başımızı bir türlü yukarı kaldıramıyoruz. Belki bu yazı size ara sıra göğe bakmak hevesi yaratır.

Şimdiden hemen söylemeliyim. Bugünkü ve gelecekteki yaşantımız artık uzay araştırmalarının alacağı yöne göre şekilleneceği hemen hemen bellidir.

Şimdi raporumu sunmaya başlayayım:

4 Kasım 2015 tarihli yazımda size yerden 400 kilometre yükseklikte inşa edilen bir uzay istasyonundan bahsetmiştim. Bu istasyonun tüm bölümlerinin inşaatı bitti. Astronotlar gidip geliyorlar. Oraya özel bir kargo servisi de çalışıyor, isteyenler onlara hediyeler gönderebilir. O kadar pahalı da değil. Turistik seyahatler de başladı başlayacak.

Her şey düşünülmüş. Örneğin son günlerde yukarda futbol oynandığını gördüm. İki Rus kozmonot şahane röveşatalarla bir birbirlerine gol atmaya çalışıyorlardı. Ama kaleci inanılmaz akrobatik hareketlerle o topu yakalıyordu. Ancak elinden sektirdiğinde, karşı tarafın santraforu kafa ile golü atabiliyordu. (Acaba bunları Fenerbahçe’ye transfer mi etsek!) Özetle istasyonunda her şey yolunda.

30 Aralık 2015 tarihli makalemde, size Çin’de inşa edilmekte olan dev bir teleskoptan bahsetmiş ve bu aletin 2016 yılı sonunda tamamlanacağını bildirmiştim. Bu teleskop da tam zamanında bitirildi. Deneme süresi takriben iki yıl sürdü ve şimdi de gözlemler başladı. Orada görev yapan ilim adamların söylediklerine göre, bu radyo-teleskop 13 milyar (yanlış okumadınız) 13 milyar ışık yılı ötesinden işaretler alıyormuş. Hatta röportajı veren uzmanlardan biri tenis topu büyüklüğünde bir meteor olsa bile onun da işaretlerini alabildiklerini söyledi. İddialarına göre, evrenin sınırlarına varmışlar ve herhangi bir galaksinin herhangi bir yerinde bize benzer canlılar var ise mutlaka bunların şeklini ve şemaillerini ortaya çıkaracaklarmış. Diğer bir deyimle ‘FAST’(Five hundred meter, Aperture Spheric Telescope) merkezinde işler planlandığı gibi yürüyor. Bütün mesele, toplanacak bilgilerin kiminle nasıl, ne zaman ve nerede paylaşılacağı.

21 Eylül 2016 tarihinde size müthiş bir haber vermiştim. ‘Osiris-Rex’ adlı uzay gemisi ‘Bennu’ adlı göktaşı ile buluşmak üzere yola çıkmıştı. Bu yolculuk iki sene sürecekti. Hatırlanacağı üzere, Osiris-Rex yaklaşık bir çamaşır makinası büyüklüğünde bir alet ve Bennu da, takriben 500 metre kadar bir kaya parçası idi.

Osiris-Rex, 3 Aralık 2018’den beri, Bennu’nun çok yakın yörüngesine girmiş bulunuyor. 10 Aralık’ta gönderdiği ilk sinyallerden, orada su bulunduğunu öğrenmiş bulunuyoruz. Ocak 2019’da taşın üzerine inecek, oradan toplayacağı iki kiloluk numuneleri de içine emdikten sonra, dönüş yolculuğuna başlayacak ve 2024 yılında dünyamıza geri dönecek.

Gelecek numunelerin hangi ülkeler arasında nasıl paylaşılacağı da tespit edilmiş. Hedef dünyanın oluşumunu öğrenmek; zira Bennu’nun yaşı aşağı yukarı 4 milyar sene (yine de tekrar ediyorum,) dört milyar imiş. Bizim gezegenimizle yaşı eşit.

Hepsi güzel de, uzay istasyonunda futbol oynamak, 13 milyar ışık yılı ötesinde ne olup bittiğini öğrenmek veya milyonlarca kilometre mesafede bulunan bir göktaşından örnek toplayıp geri getirmek kime ne fayda sağlayacak? Hele hele bu ve benzeri projeler için yüz milyarlarca dolar harcamaya değer mi?

Belki şaşacaksınız ama bu konu hala tartışılıyor. Çok sayıda platformlarda uzay çalışmalarına son verip vatandaşlardan vergi yoluyla sağlanan bu fonların, dünyada süregelen, açlık, hava kirliliği, eğitim eşitsizliğinin giderilmesi yönünde harcanması gerektiği savunuluyor.

Ancak aynı platformlarda, uzay araştırmaları sayesinde, hedefe ulaşmak için, yaratılan teknolojilerin günlük hayatımızda, hayal bile edemediğimiz yeniliklerin ortaya çıkardığı kanıtlanıyor. Bu sayede, tarımda, ulaşımda, iletişimde, sağlık sektöründe her gün yepyeni sistemler yaratılıyor bunların tamamının tüketime sunulması elde edilen gelirler ve sağlanan ekonomik büyüme tüm masrafları kat be kat çıkarıyor. Savunma sanayiine katkılarını ise herhalde tasavvur etmek bile imkânsız.

Şahsi kanaatime göre ve Tora’mızdan ilham alarak, insanoğlu, adeta, her an bir şeyler yaratarak, kendisini ve çevresini yenilemekle görevlendirilmiştir.

Durduğumuz andan itibaren yok olacağımız endişesi adeta genlerimize işlemiştir.

Ancak, gelişmiş toplumlarla, gelişmemişler arasındaki fark, tarihin hiçbir döneminde görülmediği kadar, süratle büyümekte ve derinleşmekte olduğuna dair görüşümü de paylaşmam lazım.

Bilançoyu da böylece şimdilik sonlandırdım…

 

 

 

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün