Şalom´da 15 yıl

Joelle PİNTO Köşe Yazısı
7 Kasım 2018 Çarşamba

Geçtiğimiz hafta sonu Şalom Gazetesi’nde yazı kurulu toplantısındayken etrafıma bir baktım. O binada 15. yılımın bittiğini fark ettim. 20’li yaşlarda yazı yazmaya başladığım gazetede 30 ve 40’ı bile devirdim.  Hâlâ ilk günkü gibi severek yazıyorum ancak, hiçbir yazım o 2003 yılının Ekim ayında çıkan parfümlerle ilgili yazım kadar beni heyecanlandırmadı. Üçüncü nesil kozmetikçi olduğum için galiba yazmaya başlamak için ideal konuydu ama beni en çok heyecanlandıran bir gazetede yazımın üstünde ismimi görmekti. Plastik torbayı açıp ismimi gördüğümde çok mutlu olmuştum. İnsan her şeye olduğu gibi buna da alışıyor. İsmimi gördüğümde o günkü aynı heyecanı duyduğumu söylesem yalan olur ama hâlâ yazmayı çok seviyorum.

 

Şalom Gazetesi’ndeki ilk anılarım maalesef sadece ismimi bir gazetede görmenin heyecanı ve gururu değildi. Şalom’da ilk defa bir toplantıya katıldığım gün, 15 Kasım 2003 günü öğleden sonra eşzamanlı sinagog saldırılarının da olduğu gündü. Neve Şalom Sinagogu ve Şişli Beth İsrael Sinagoguna yapılan saldırıda 28 kişi hayatını kaybetmiş, 300 kişi yaralanmıştı. Bir cumartesi günü sadece ibadet etmek için veya koruma görevlisi oldukları için orada bulunan masum insanların katliamı, ardında gözü yaşlı, yaslı aileler ve ilerleyen yıllarda bile sinagoga girdiğinde endişe duyan acılı bir cemaat bıraktı. Böyle bir hafta sonu idi Şalom’daki ilk toplantı tecrübem. Haber, tüm dünyada haber kanallarında yayınlanıp uluslararası bir yankı uyandırdığından, ben dâhil Şalom’da bulunan çoğu kişi, o gün yurtdışından gelen endişe dolu telefonlarına cevap veriyordu. İsrail’den Kolombiya’ya dünyanın her yerinden telefon yağıyordu ‘akılsız’ cep telefonlarımıza. O dönemde sadece telefonla konuşmaya ve sms mesajı atmaya yarayan telefonlarımız sadece çekerek bile iyi iş görmüştü. O unutamayacağımız acılı günde, bir de bize ulaşmaya çalışan sevdiklerimizin ulaşamadıklarını düşünemiyorum. 

 

Kaos ve acı dolu bir hafta sonunun üzerine, hayatını kaybedenlerden bazılarını da tanıyan yazarların olduğu Şalom ekibi hepimizi yasa boğan sinagog saldırılarının ardından detaylı, kapsamlı, çok bilgilendirici bir sayı çıkarmayı başarmıştı.

Sadece birkaç gün sonra meydana gelen, kendi evimden bile duyup havaya zıpladığım Levent HSBC binasına yapılan saldırıdan sonra da, Türkiye’yi yasa boğan diğer vahşi saldırılardan sonra da… 15 yıl boyunca hem Türkiye’yi yasa boğan olayları, hem de sevinçlerimizi çok iyi işledi Şalom yazarları. Yıllar geçtikçe sayfaları, yazarları, konuları zenginleşti. Bundan sonra acı olaylar son olsun, hep güzel konuları işleyelim diye naif bir düşünceye kapılamıyorum maalesef çünkü dünya kötü. Eşzamanlı sinagog saldırılarını hatırladığımız bugünlerde, Pittsburgh’daki sinagog saldırısını konuşmamız da bunun göstergesi. 

 

15 yılın ardından Şalom acısıyla tatlısıyla bir aile gibi oldu. Şalom aileme yapacağım bir eleştiri olsaydı, o da bir yazar gözüyle değil okuyucu gözüyle olurdu. Okurdan ufak bir şikâyet; bir Galatasaray taraftarı olarak Galatasaray’ın başarılarının, hatta şampiyonluklarının bile biraz kısa geçilmesi, bununla birlikte Fenerbahçe haberlerinin dev puntolarla yer alması… Belki tesadüftür, belki dalgınlık, ama okur olarak dikkatimi çekti. Olur da yine şampiyon olursak, spor sayfasında yer sıkışıklığı olmasın diye şimdiden dikkat çekeyim dedim. Şalom’la, sevdiklerimizle, sağlıkla nice 15 yıllara…

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün