Tatil bitti, kış geldi, haydi kitapçıya!

Tülay GÜRLER KURTULUŞ Köşe Yazısı
25 Ekim 2017 Çarşamba

Tatil geldi, şimdi eğlenme ve dinlenme zamanı… Çocuklara kitabı sevdirmek; dili, farkındalığı, hayatı sevdirmek demek… Bunu başarmak için; tutun ellerinden, onları kitapçıya götürün. Onlar kitap seçerken siz de kahvenizi yudumlarsınız. Şahane kitaplar çıktı.

Hayallerimizi süsleyen, bizim yarattığımız kahramanlara eş, bütün mucizeleri gerçekleştiren hayal kahramanları, Sunay Akın’ın son kitabı ‘Hayal Kahramanları’nda vücut bulmuş. Hayal kahramanlarına neden ihtiyaç var? Çocukların anıları henüz birikmemiş olduğu için hayalleri daha değerli, hayal kahramanları da… Çocukluğumuzun en büyük ispatıdır onlar…

Sunay Akın, bildiğimiz hayal kahramanlarını şehir hikâyelerinin içine sokarak bizi şahane bir yolculuğa çıkarmış kitabında… Küçük denemelerin ana kahramanları, bizim o çok bildiğimiz hayal kahramanları…

Drakula İstanbul’da, Ağrı Dağı ve Küçük Prens, Amca Bey ve Yeni Zengin, Üç Büyük Hayal gibi başlıkların altında bugüne kadar eşine hiç rastlanmamış öyküler saklı… Bu yazıları okurken Drakula’nın, Amca Bey’in, Küçük Prens’in ve diğerlerinin; bizim biz olmamızda, kişiliğimizin gelişmesinde ne kadar büyük bir rol oynadığını bir kere daha anlıyoruz. Bugünün yetişkinleri dünün çocuklarıyken tanıştığı bu hayal kahramanlarıyla kendi küçüklerini hemen tanıştırmalılar.

Christine Nöstlinger, gençlik edebiyatının önde gelen isimlerinden. ‘Curcuna Evi’ adlı kitabında Marie ile Reserl adında iki okul arkadaşının başından geçenleri anlatıyor. Bu iki arkadaş aynı zaman da yan yana evlerde oturan iki komşu… Genç olmanın getirdiği heyecan, cesaret ve sonsuz ümitle hareket eden iki arkadaşın, birbirleriyle, çevrelerindekilerle ve aileleriyle olan ilişkilerine çok tanıdık bir üslupla yaklaşmış yazar. Gençler hem eğlenebilecek hem de kendilerine ait pek çok ortak nokta bulabilecek bu çocuk romanında…

‘Kraliçeyi Kurtarmak’. Vladimir Tumanov’un on iki bölümden oluşan çocuk romanı… Matematikle başı dertte olan Aleks’in yolda bulduğu tuhaf bir kalemle başlıyor hikâye… Fantastik bir yaklaşımla kaleme alınan romanda, tüm problemleri çözebilen bu kalemle hayatı değişen bir çocuğun başına gelenler anlatılıyor. Tam başarılı olduğuna inandığı bir zamanda okul kütüphanesinde rastladığı gizemli bir kitap onu da arkadaşlarını da hiç ummadıkları bir maceraya sürüklüyor. Kötü kalpli bir kralın elinde esir olan Zümrüt Kraliçe’yi ve ülkesini kurtarmak için yola düşen üç arkadaşın eğleneceği ve macera dolu hikâyesi var kitapta.

Genç Osman Yavaş’ın ‘Amcam ve Ben’ serisinin ikinci kitabı ‘Restoran Macerası’. Kitabın sürükleyici konusunun yanında en güzel yanlarından biri, Nalan Alaca tarafından çok hoş çizgilerle resimlenmiş olması. Küçük bir çocuk, amcası ve amcasının en yakın arkadaşı konuşan, araba kullanan, onlarla birlikte gezmelere giden bir zebra. Bu seferki macera, bir restoranda geçiyor. Çocuk hikâyelerinin masal tadında olanları gerçekten çok değerli… İçinde fantastik unsurlar içeren, olağanüstülükler bulunduran ya da buradaki gibi fabl tadında izler taşıyan kitaplar, çok keyifli. Bir çocuk, bir adam, bir zebra; restorandalar. Sizce ne yapmış olabilirler?

Çocukları zorlamadan onlara kitap okumanın ne kadar önemli olduğunu anlatmak lazım. Hem tatilin tadı çıksın hem yaratılmış şahane hikâyelerin içinde dolaşsınlar okullar açılmışken.

Ben bu kitapları, Vatan Gazetesindeki köşemde tanıtmıştım. Çok ilgi görmüştü. Buraya da yazmak istedim. Kitap kadar keyifli ne var şu güzel hayal dünyamız için?