Nazi Avcısı Bir Balerin: FRANCESKA MANN

Riva HAYİM Köşe Yazısı
4 Ekim 2017 Çarşamba

Bu hafta, Auschwitz Ölüm Kampının, Franceska Mann adındaki ‘isyankâr balerininin’ kısacık ve trajik hikâyesini paylaşmak istiyorum.

Sahne adı Lola Horovitz olan ve o dönem Polonya’nın en iyi dansçılarından olan balerinimiz Franceska Mann, 1943’te Nazilere esir düştüğünde sadece 26 yaşındaydı. Toplama kampına gönderildiğinde bu balerinimiz, gaz odalarında gönderilme vakti geldiğinde kaderine teslim olmayıp, kahramanca bir direnişin öncüsü olacaktı.

Peki, ne yapmıştı ki 26 yaşında bir balerin, bir anda kamptaki esirlerin kahramanı ve direnişin umudunun sembolü olacaktı? 

Hayat hikâyesine dönersek, Polonyalı balerin ve modern dansçı olan Mann, 1943’te diğer esir Yahudilerle birlikte Auschwitz Kampına gönderilir. 

Bir gün Mann, Nazi subayları tarafından bir grup Yahudi ile birlikte gaz odasının bitişiğindeki ‘soyunma odası’ olarak bilinen Krema II (krematoryum no:2) olan odaya çağrılır. Mann, bu odaya çağrılmanın ne anlama geldiğini kısmen de olsa tahmin etmektedir. Soyunma odasından sonra onları bekleyen son, bir duş değil, maalesef ki Zyklon B ile gaz odasında zehirlenerek ölüm olacaktır...

Mann soyunma odası sonrası, çıplak olarak transfer edilecekleri duş görünümlü odalarda kendisini farklı bir son beklediğini  farkındadır. 

Fakat kahraman balerinimiz, hayatının son dakikalarında kaderine hemen teslim olmamaya kararlıdır. Soyunma odasında Mann, Nazilerden gelen emirle birlikte kıyafetlerini çıkarırken, bir şekilde odada bulunan nöbetçi Nazi subayının dikkatini dağıtır ve tüfeğini kapmayı başarır. Kaptığı tüfek ile gaz odasında görevli Nazi subaylarını vurmaya başlar. Bir subayı karnından vurup, öldürür. Gardiyanların öldürülmesi ile soyunma odasındaki kadın tutsakların isyanı başlamış olur. Olayları hemen bastırmak isteyen Nazi subayları, kahraman balerinimiz Franceska Mann’ı başından vurup öldürür, diğer direnenleri ise makineli tüfekle tarar. 

Bu isyan, çok kısa da olsa, kamptaki esirlerin direniş için umudu olmuştur. 

Balerinin direnişine şahit olup, hikâyesini günümüze kadar ulaştıracaklar ise daha sonra toplama kampından sağ kurtulacak Filip Müller ve David Wisnau olacaktır. 

Franceska Mann’ın isyanı, Auschwitz-Birkenau tarihinde en çok hatırlanan ve toplama kampı esirlerinin kutladığı anılardan biri olarak günümüze kadar ulaşır. 

Ölüm kampının esir balerini, Yahudi kadınlarının cesaret ve direnişinin sembolü olarak, son resitalini bu şekilde sergileyecektir…