Linç…

Joelle PİNTO Köşe Yazısı
19 Temmuz 2016 Salı

Çocukluğumdan beri duyduğum tüyler ürpertici bir ifadedir “linç edildi” kelimesi. Haberlerde, filmlerde gördüğüm çok fazla sayıda kişinin tek bir kişiye saldırdığı, sözde kendi adaletini aradığı, vahşet ve kan içeren, çoğu zaman saldırılan kişinin ölümüyle sonuçlanan eylemdir. Linç edilen kişinin -ki bazı zamanlarda suçlu bile değildir- suçlu bile olsa, bir hukuk devletinde, üstüne çullanan on, yirmi, yüz kişi “kendi adaletini aramak”ta haklı mıdır? Hiçbir zaman değildir. Kişi suçlu ise, devletin yargı sistemi ona gereken cezayı verecektir. 

***

Geçtiğimiz cuma gecesi keyifli bir aile yemeğinden sonra köprülerin kapandığını duyduğumda, evime dönmek için köprü ile işim olmamasına rağmen, ters bir şeyler olacağını hissederek bir an evvel evime gitmek istedim. Ters bir şeyler derken aklıma kesinlikle darbe gelmedi. “Darbe” benim için, 1980’de hayatta olsam da fazla bir şey hatırlamadığım, büyüklerimden duyduğum, okuduğum ve bir daha yaşamayacağımızı düşündüğüm ordunun yönetime el koyma durumu idi. Köprüler kapatıldığında ise, yine bir canlı bomba haberi ile karşılaşacağımızı düşündüm. “Yine”yi burada üzülerek kullanıyorum.  Canlı bombalara, terör haberlerine alışan biri olmak istemiyorum. Cuma gecesi evime varıp cep telefonumu çantamdan çıkardığımda ise “darbe oldu” mesajlarıyla irkildim. “Suyum var mı? Param var mı? Sokağa çıkma yasağı olur mu?” gibi soru işaretleri kafamda büyümeye başladı. Bütün gece Türk ve yabancı televizyon kanalları arasında gidip geldim. O gece duyduğum silah sesleri, jetlerden dolayı sallanan camlar, sabahın dördünde camiden okunan selalar ile unutamadığım bir gece oldu. Ancak yıllar sonra 15 Temmuz darbe girişiminden konuşulacağı zaman, aklımda kalacak fotoğraflar linç edilen askerler, köprüde boğazı kesilen emir kulu er, askerlerin üzerine çıkarak kemerle onları kırbaçlayan insanların manzaraları olacak. Bu kanlı fotoğraflar, bu vahşet hep kalbimi acıtacak.

***

“Cezasını kesme”, “biletini kesme” bir hukuk devletinde yer almaması, 2016 yılında duymamamız  gereken kavramlar. Kişilerin herhangi bir konuda suçlu olduğunu bildikleri kişileri sadece adalete teslim etme hakları vardır. Geçirdiğimiz son birkaç sıkıntılı gün darbe ve linç hakkında geçmişi merak edip okumama sebep oldu. Linç kültürünün günümüzde hala ve özellikle siyasi konularda çok yaygın olduğunu üzüntüyle okudum. Bir siyasi partinin mitinginde bayrak açan biri de, ülkücü gençlere pet şişe fırlatan lise öğrencisi de, Ahmet Kaya t-shirt’ü giymiş kişiler de linç girişimine uğrayabiliyorlar 21. yüzyılda. Tek kişi olduklarında belki de bir şey yapmayacak -ya da yapamayacak- insanların, grup halinde yapabileceği acımasızlıkları kestirmek bile imkânsız. Linç kültürünün bugün sona ermesi, bir daha böyle bir vahşete tanık olmamız en büyük dileğim.