Dokuz konuşmacı dokuz ilginç konu

Ortaköy Sinagogunda Tikun Lel Şavuot

Elda SASUN Toplum 0 yorum
15 Haziran 2016 Çarşamba

Dokuz konuşmacı

dokuz ilginç konu

Geçtiğimiz cumartesi gece yarısı 12’den sabahın ilk ışıklarına kadar dokuz konuşmacının yer aldığı Ortaköy Sinagogunda bir ilk yaşadım. Rav Naftali Haleva’nın öncülüğünde gerçekleşen bu etkinliğin başlığı dikkatleri çeken bir duyuruydu: “Atalarımız çölde Tora’yı almak üzere beklerken uyuya kaldılar. Bizler aynı hataya düşmeyeceğiz, ayakta hazır bir şekilde geleni karşılayacağız. Uyumaya yeterince vakit ayırdık.”

 

Bizler de böylece Tikun yani atalarımızın telafisi görevini yaptık, uyumadık. Çeşitli çerez, meyve, kek, borekitaslarla donatılmış uzun masalarda sanki gece yarısı değil de gün ortasıymış gibi hepimiz ilgi ve merakla konuşmacıları dinlemeye koyulduk. Rav Haleva ile başlayan ilk konuşmada tefila’nın, duanın anlamı ve dua için niyetin, odaklanmanın ne kadar önemli olduğunu dinledik. Moris Levi, Vitali Antebi, Eddi Anter, Ester Asa, Lea Cibili, Moris Pasensya, İvo Molinas, Luna ve Murat Bildirici sırayla Tora’yla ilgili dini ve felsefi konularda söz aldılar. Her konuşmacı ilginç konuları dile getirdi.

Moris Levi, Süleymanın /Kral Şlomo’nun özdeyişlerini açıkladı. Hayatta hiçbir karşılaşmanın tesadüf olmadığını, Kral Şlomo’nun bilgeliğini ve adaletini anlattı. Her insanın aslen eşsiz olduğunu, kimseyi küçümsememek gerektiğini şiirsel tarzı ve hikâyeleriyle bizlerle paylaştı. Eddi Anter Kral Şlomo’nun kitabı ‘Kohelet’in halen tartışılan mesajını iletti. Hayatın asıl amacıyla yüzleşince, her şeyin boş ve manasız olduğunu, asıl olanın Avoda le Shem Şamaim yani Tanrı, gökyüzü adına yapılanlar ve Tanrıya hizmet olduğunu paylaştı.

Vitali Antebi kitap mı insana hitap etmeli yoksa insan mı kitaba konusuyla Tora’yla dengenin önemine değindi.

Lea Cibili doğanın Yahudilikteki gücü ve önemini, Luna ve Murat Bildirici hakikatle barışın dengesini, Ester Asa kadın peygamber Hana’nın Kitabı ve duasını anlattılar. Moşe Pasensya oldukça ilginç yorumlarıyla Yahudilik’teki paradoksları, misal olarak duayı tamamen değişik bir tarzda açıkladı. Yahudilikte yapılan dualarda yalvarmak, yakarmak yoktur. Tefila, dua sayesinde insanın kendi aynasına baktığını ve dua sayesinde kendini analiz etmesi gerektiğini, kendimiz için istekler katmadan duanın peygamberlerden gelen bir gelenek şeklinde olduğunu, değişik bir açıdan anlattı. Kâhinler ve Kohenler geleneklerinin farkını yorumlarken zihinlerimizdeki ezberi bozacak bir bakış açısını yansıttı. Bu sıra dışı yorumlar biz dinleyenler tarafından ilgiyle karşılandı ve alkışlandı. Gazetemizin Genel Yayın Yönetmeni İvo Molinas Yeniköy Sinagogundaki konuşmasından sonra 'Friedrich Nietzsche'de Yahudi sorunu' başlıklı bir konuşma yaptı. Molinas konuya iki sorudan yaklaşarak değindi. İlk soru ‘Yahudiler neden başarılı, eğitime verilen önemden mi?’ İkincisi ise, ‘Neden antisemitizm var?’ sorusuydu. Bu soruların cevabını sürekli düşündüğünü açıklayan Molinas, Yahudilikte eğitimin Tora’yla başladığını hatırlattı. Antisemitizmin nedenlerine cevap ararken de ”Meyve veren ağaç taşlanır yani başarılı toplumları ve insanları çekemezler. Bu konu bu kadar basit midir?” diyerek Nietzsche’nin ‘Yahudi Sorunu’ fikirlerine bağladı. Nietzsche’nin Yahudilere bakış açısını yazarın Efendiler ve Köleler Ahlakı kavramıyla kanıtlamak yeterli miydi? Yahudilerin seçilmiş toplum kavramını yaratmış olmaları, buna inanmaları ve bu farklılık enerjisi sayesinde bugüne kadar ayakta kalmış olmalarının nedenini üstünlük sentezine bağlamak mümkün müydü? Tora’nın da bilhassa Yahudilere verilmesi onların bu sentezini belki de daha inandırıcı kılıyordu. Kişiliği ve hayatı hala anlaşılamayan noktalarla dolu bir Nietzsche’yi böylece ilk kez Ortaköy Sinagogunda dinlemiş olduk.

Saat 05.00 sularında, sabahın ilk ışıklarıyla, sabah tefila’sı için sinagog aydınlatıldı ve geceyi uyumadan geçirenler seher vakti Şavuot ve On Emir duasını hep birlikte okudular. 

1 Yorum