Pesah Şeni

Yahudi takvimine göre 14 İyar günü- bu yıl 22 Mayıs Pazar- Pesah Şeni-İkinci Pesah’tır.

Kavram
18 Mayıs 2016 Çarşamba

Tanrı'ya başkalarına  Ve kendimize bir fırsat daha 


Pesah Şeni, ‘İkinci Pesah’, Iyar ayının 14’ünde kutlanır. Bu küçük bayramın başlangıç noktası, Mısır’dan Çıkış’ın birinci yıldönümüne dayanır. Mısır’dan çıkıştan sonraki Pesah’ta korban Pesah tekrarlanacaktı ve bu mitsvaya iştirak edemeyecek olanlar için Tanrı için ikinci bir fırsat verir. İkinci fırsat günü, Pesah’tan tam bir ay sonra, 14 İyar (bu yıl 22 Mayıs Pazar) günüdür. 

 

Bu gün, bütün Yahudiler Pesah korbanı olarak kuzularını hazırlarken, tame- ritüel olarak kirli- oldukları için korban Pesah getiremeyecek ve bu korbandan yiyemeyecek olan küçük bir grup harekete geçer. Moşe Rabenu’ya gelerek bu mitsvayı yerine getirebilmek için hararetle bir çare bulmaya çalışır. Bu küçük grup, aslında met mitsva- gömme mitsvasını yerine getirdikleri için aynı anda yerine getirilen Pesah korbanı getirme mitsvasından muaf olmalarına rağmen, bu muafiyetten hoşnut değildir.

Lama nigara- neden mahrum kalalım” diyerek mutlaka bu mitsvayı yerine getirebilmeleri için bir yol bulmak ister. Çünkü korban Pesah, Yahudi ulusunun yaratılışını, yaşam ile ölümün ayrılmasını, özgürlüğe doğru yola çıkan İsrailoğulları ile evinin kapısı korban Pesah ile işaretlenmeyen ve dolayısıyla ölüme giden diğer bütün Mısır sakinlerinin ayrılmasını simgeler.  Mısır’dan çıkıştan sonraki Pesah’ta belki kapılara sürülen korban kanı tekrarlanmayacak, ama korban Pesah tekrarlanacaktı ve bu mitsvaya iştirak edemeyecek olanlar, bu spiritüel özgürlük deneyiminden yoksun kalacaklardı.

Korban Pesah mitsvasını bu kadar coşkuyla yerine getirmek isteyen bu kişiler için Moşe Rabenu Tanrı ile konuşur. Tanrı, onlara bu mitsvayı yerine getirebilmeleri için ikinci bir fırsat verir.

İkinci fırsat günü, Pesah’tan tam bir ay sonra, 14 İyar (bu yıl 22 Mayıs Pazar) günüdür. 

Bu gün, Bet-Amikdaş zamanında matsa ile birlikte yenen Korban Pesah’ı hatırlamak amacıyla, Pesah’tan artmış olan matsadan bir parça yenir ve Bore Mine Mezonot berahası söylenir.

Pesah Şeni ve Yosef

Rabbi Ari Kahn, Şemot Raba’daki midraş üzerine dikkat çeker. Midraş, Pesah Şeni hediyesinin ve getirdiği ikinci şansın, doğrudan Yosef’in liyakatine bağlı olduğunu belirtir. Yosef, bu yakışıklı, karizmatik genç, ağabeyleri tarafından önce bir kuyuya atılır, sonra satılır ve bu şekilde yıllar boyu ailesinden uzakta, tek başına, hayatındaki en önemli kişi olan babasından uzakta kalır. Başına gelen tüm aksiliklere ve sorunlara rağmen, Tanrı’nın Yardımıyla Mısır’da çok yüksek bir seviyeye gelir ve dünyanın en güçlü imparatorluğunda, Firavun’dan sonra gelen, en güçlü adam olur.

Ağabeyleri yemek bulmak için Mısır’a geldiklerinde, Yosef onların ağzının payını verebilir, onları tersleyebilir ve yaptıklarının hesabını sorabilir, hatta onları intikam adına öldürtebilirdi. Fakat bunun yerine Yosef onlara ikinci bir şans verir, ilişkilerini yeniden yapılandırır ve onların tekrar Yosef’in hayatına girmelerine olanak sağlar. Pesah Şeni, Yosef’in liyakati üzerine verilir, çünkü Yosef cesurca, yiğitçe ve büyük bir alçakgönüllülükle bizi, kişilerarası ilişkilerde ikinci fırsat kavramıyla tanıştırır. Yosef ağabeylerine ikinci bir şans verir, çünkü ailenin tekrar bir bütün haline gelmesini ister.

 

Buchenwald Kampında Pesah şeni

Rabbi Efrem Goldberg, II. Dünya Savaşı'ndan sonra Buchenwald  Kampında yaşananlar ile Pesah Şeni’nin mesajını şöyle veriyor: Buchenwald Kampındaki esirler, bir fırsatları daha olacağını hayal bile edemiyorlardı. Hayatın onları nereye götüreceğini düşünmek şöyle dursun, bir gün daha hayatta kalıp kalmayacaklarını bile bilmiyorlardı. Mahkûm durumundayken elbette Pesah dâhil hiçbir Yahudi bayramının gereklerini yerine getiremiyorlardı. Matsa, maror, seder veya  Agada’yı yaşayamıyor ve bir gün tekrar esaretten özgürlüğe geçişi kutlayabileceklerini hayal bile edemiyorlardı.

1945’te Almanya'da Weimar yakınlarındaki Buchenwald Toplama Kampını özgürlüğüne kavuşturan Amerikan kuvvetleri askerlerinin arasında,  Rabbi Herschel Schacter z’l de bulunuyordu. Rabbi Schacter, kampa giren ve kampı kurtarma operasyonuna katılan ilk Amerikan Ordusu Din İşleri Subayıydı. Kamp özürlüğüne kavuşturulduktan sonra, 27 Nisan 1945’te, Rabbi Schacter,  Pesah Şeni günü, kamp kurtulanları için bir Pesah Şeni Sederi düzenler. T’meiim nefesh adam - ölüyle direk temas etmiş ve Pesah’ı zamanında kutlamaları engellenmiş yüzlerce kişi, Pesah Şeni’yi deneyimlemek için toplanır. Rabbi Schacter,  Matsa getirtir ve herkese dağıtır. Konuşmasına başlar. konuşmasına devam ederken, birden orada bulunan bir mahkum onun sözünü keser; “Hiç kimse, ama hiç kimse, burada kendisi yaşamamış olan hiç kimse, bizim burada neler çektiğimizi anladığını söylemeye cüret edemez!” der. Daha sonra Tora ve kutsal yazılardan alıntıları avazı çıktığı kadar yüksek sesle dile getirir. Herhangi biri olmadığı güçlü anlatımından bellidir. “Tanrı neden çocuklarını unuttu? Üstelik bu kadar harap edilmemizin sebebi sadece Yahudi olmamızdı,”  dedikten sonra şöyle devam eder: “Dua edip bu matsayı yemeden önce, Evren’in Efendisi ile bir Din Tora- talep ediyoruz. Neden? Neden küçük çocuklar? Onların daha günah işleme fırsatları bile olmamıştı? Neden gece gündüz oturup öğrenmeye çalışan binlerce Talmide hahamim-Tora öğreneni… Matsalarınızı Amerika’ya geri götürebilirsiniz. Kendim adına, onları istemiyorum!” Rabbi Schacter,  onu durdurmaz, sonuna kadar konuşmasını bitirmesini bekler.  İki elini yumruk haline getirerek kalbine götürür ve şöyle der:  “Hatati, Aviti, Paşati Lefaneha - Suç İşledim, Hata Yaptım, Günah İşledim. Lütfen beni affet.”  Adam koşarak Rabi’nin yanına gelir ve ona sıkıca sarılır ve öylece bir süre dururlar. Ondan sonra herkes bir parça matsa yer, hep bir ağızdan al ahilat matsa-duasını söyler. O sırada orada olan Shiku Smilovic, otobiyografik anı yazılarında, bu duanın gökler tarafından duyulduğunu ve meleklerin Amen dediklerini hissettiğini yazar.

Yosef, ona tüm yaptıklarına rağmen ağabeylerine ikinci bir fırsat verir. Bundan yıllar sonra Tanrı, çeşitli sebeplerle zamanında Pesah korbanını getiremeyen kişilere Pesah Şeni’yi, Yosef’in liyakati dolayısıyla verir. Ve 27 Nisan 1945’te, Buchenwald kurtulanları Pesah Şeni’yi kutlayarak Tanrı’ya ikinci bir fırsat verir.

 

2. Fırsat

Rabbi Efrem Goldberg şöyle bağlar: Geç, hiçbir zaman çok geç değil. Birçoğumuzun canı,  Yosef gibi kardeşlerimiz tarafından acıtılmış olabilir. Birileri bize acı vermiş, zarara veya türlü şekillerde kayıplara uğramamıza sebep olmuş olabilir. Ailenin bir üyesi, bir iş arkadaşı, bir arkadaş, bir komşu hatta bir eş, bir çocuk bile bizi o denli derinden yaralayabilir ki, bir an durup onu tamamen hayatımızdan ve kalbimizden silmeyi düşünebiliriz. Herhangi birinin Yosef’ten daha fazla yaralanmış olup olmadığı tartışılır, ama o bile ağabeylerine ikinci bir fırsat verir. Bunu biz de yapabiliriz. Bir ilişkinin, tamir edilemeyecek kadar hasar gördüğünü düşünmeyelim. Bağlarımızı ve ilişkilerimizi kesip sonsuza kadar bir kenara atmayalım. Eğer gereken yapılıyorsa, başkalarına biz de bir Pesah Şeni, ikinci bir fırsat verelim.

Ve Buchenwald’daki inanılmaz kahramanlar gibi, Tanrı’ya da ikinci bir fırsat vermeye istekli olalım. Herhangi birinin Holokost kurtulanları kadar dehşet verici acılar yaşadığı tartışılır. Kurtulanların Tanrı’ya olan isyanları, anlaşılabilir. Yine de, 1945’te o tarihi gün, yüzlerce mahkûm, Pesah Şeni’yi kutlayarak Tanrı’ya ikinci bir fırsat verir.  Zaman zaman Tanrı tarafından hayal kırıklığına uğramış, terkedilmiş, kırılmış, önemsenmemiş, duyumsanmamış hissedebiliriz ve bu şekil hissetmek için geçerli sebeplerimiz olabilir. Ama eğer onlar o durumda Tanrı’ya ikinci bir fırsat vermeye açık olabildilerse, biz de bunu başarabiliriz. Tanrı ile olan ilişkimiz üzerine çalışalım, bağımızı tekrar kurmaya çalışalım, O’nunla konuşalım, zaman verelim, O’nu hayatımızın içine geri getirelim. Bu yeni kurulan daha samimi bağdan gelen mutluluk, yine bizim içimize  gelecektir.

Son olarak, Pesah korbanı, yerine getirilemediğinde ikinci fırsat verilen tek mitsva olmasına rağmen, aslında her zaman ikinci şansımız var. Eğer İbranice harfleri henüz okuyamıyorsak, Sidur kitabını takip edemiyorsak, ikinci fırsatımız var.  Şabat mumlarını yakmıyorsak,  ikinci fırsatımız var. Eğer Tora öğrenmiyorsak,  ikinci fırsatımız var, eğer birilerini üzdüysek,  o yaşadığı sürece onu gönlünü almak için fırsatımız var, çok geç değil.

Kendi kendimizle, başkalarıyla aramızda veya Tanrı ile aramızda ne olursa olsun, yaşam olduğu sürece her zaman ikinci fırsatlar olduğunun bilincinde olalım ve bize verilen ikinci fırsatlarımızı layığıyla kullanalım.

 

Önemli Not: Yazıda kısa bir özet olarak verilen bilgiler, okuyucuya bu konular hakkında fikir vermek amacıyla Gözlem’den -El Gid Para El Pratikante ve Bereşit kitaplarından ve www.chabad.org ;  www.aish.com; rabbisblog.brsonline.org sitelerinden derlenerek hazırlanmıştır. Cemaatlerin farklı gelenekleri ve uygulamaları olabildiği için Özel Günler ve uygulamalar hakkında en doğru ve detaylı bilgiler için, cemaatin kendi rabilerine başvurması gerekir.

 

**Katkıları için Rav İzak Peres’e teşekkür ederiz.