Barış Kenti Hayfa

Baharın gelmesiyle beraber Ortadoğu keşfedilmeyi bekliyor. Medyada devamlı olarak kan, şiddet ve terör olaylarıyla anılan İsrail’i gerçekte ne kadar biliyoruz? Antalya’dan sonra kuş uçuşu 25 dakika kadar olan bu ülke aslında tarihi ve turistik güzellikleriyle keşfedilmeyi bekleyen, medyaya yansıyan haberleriyle önyargılı olarak çok bildiğimizi sandığımız, ancak pek de bilmediğimiz bir yer. İsrail denilince bir çırpıda sayabileceğimiz güzellikler arasında Hayfa, Elat, Akra ve Ölü Deniz gelmektedir. Özellikle bunlar arasında Hayfa, hem Türk, hem de Yahudi tarihi açısından İsrail’in en önemli şehirlerinden biri…

Selin SÜAR ORAL Köşe Yazısı
6 Nisan 2016 Çarşamba

Baharın gelmesiyle beraber Ortadoğu keşfedilmeyi bekliyor. Medyada devamlı olarak kan, şiddet ve terör olaylarıyla anılan İsrail’i gerçekte ne kadar biliyoruz? Antalya’dan sonra kuş uçuşu 25 dakika kadar olan bu ülke aslında tarihi ve turistik güzellikleriyle keşfedilmeyi bekleyen, medyaya yansıyan haberleriyle önyargılı olarak çok bildiğimizi sandığımız, ancak pek de bilmediğimiz bir yer. İsrail denilince bir çırpıda sayabileceğimiz güzellikler arasında Hayfa, Elat, Akra ve Ölü Deniz gelmektedir. Özellikle bunlar arasında Hayfa, hem Türk, hem de Yahudi tarihi açısından İsrail’in en önemli şehirlerinden biri…

Geçtiğimiz günlerde bir dükkânın duvar sıvası döküldüğünde altından çıkan resimle yeniden gündeme gelen şehir, aslında tarihin henüz su yüzüne çıkmayan izlerine de tanıklık ettiğini söyler nitelikteydi. Bir Osmanlı subayının çizdiği ve duvarı tümüyle kaplayan resimde 1. Dünya Savaşı sırasında İngilizlerin, Osmanlı ordusuna yaptığı hava saldırısı bulunmaktaydı. Osmanlı dönemi içerisinde Hicaz demiryolunun bir kolu üzerinde bulunan Hayfa, ekonomik gelişimini bu demiryolu üzerinden yapılan ticaretle hızlandırır. Şehir, Osmanlı döneminin sonuna kadar Beyrut eyaletine bağlı bir sancak olarak Osmanlı haritalarında yer almıştır. Şehir, Eylül 1918’de Osmanlı egemenliğinden çıkarak İngiliz himayesine geçer ve Osmanlı ordusuyla İngiliz ordusu arasında Hıristiyanlar ve Musevilerce kutsal addedilen Karmel Dağında çok çetin çarpışmalar olur. İngiliz himayesi altına geçen Hayfa’ya 1918’den sonra hızlı bir şekilde dünyanın her yerinden Yahudi göçü gerçekleşir. 1922 ile 1931 yılları arasında şehrin demografik yapısında çok ciddi değişiklikler olur. Ekonomik anlamda şehrin gelişmesi İngilizler tarafından şehir limanının yeniden inşası ve bu bölge içerisinde 1925 yılında elektrik dağıtım şirketinin kurulmasıyla gerçekleşir. 1945’e gelindiğinde şehrin nüfusunun yüzde 33’ünde Müslümanlar, yüzde 20’sinde Hıristiyanlar ve yüzde 47’sinde Museviler görülmekte. 14 Mayıs 1948’de İsrail devletinin kurulmasından sonra Hayfa, dünyadaki Yahudi nüfusunun ülkeye giriş yaptığı en önemli merkezlerden biri oldu. Artan Yahudi nüfusuyla birlikte şehir altyapısı da yeniden şekillendi ve 1970’lere gelindiğinde şehrin nüfusu 200 bin sınırlarına dayandı. 1990’lı yılların başında Komünizmin yıkılmasından sonra Sovyetler Birliği’nden bu şehre sadece 35 bin kişi geldi. Şehir tarihsel süreç içerisinde Alman işçileri tarafından bir inşaat üssü olarak kullanıldı. Şehir içerisinde Alman kolonisi bölgesinde 19.yüzyılın ortalarında Almanlardan kalan birçok yapı göze çarpar. Bugün bu mahallede Hayfa’nın en turistik cafeleri de yer almakta.

Hayfa şekil ve konum itibariyle biraz da İzmir’e, biraz da Mersin’e benzer. Ülkenin en önemli limanı olmasından dolayı güneyden kuzeye doğru şehre girildiğinde liman bölgesindeki büyük silolar konukları karşılar, ancak bütün bunların yanında Hayfa’yı Hayfa yapan ve dünyaya ismini duyuran en önemli yapı meşhur ‘Bahai Bahçeleri’dir. Karmel Dağı’na sırtını dayamış olan Bahai Bahçeleri, insanlığın ruhsal birliğini amaç edinen Bahai dininin takipçileri açısından büyük önem taşır. Bahai Bahçeleri, bu inancın felsefesini göstermekte. Bugün bu bahçeleri, dünyanın birçok yerinden ziyaretçi hiçbir ücret ödemeden ziyaret edebilmekte. Günün belirli saatlerinde Bahai inancına sahip olan gönüllü rehberler tarafından insan eliyle yapılmış bu devasa bahçeler gezdirilmektedir.

Osmanlı dönemine ait çok sayıda eser barındıran Hayfa (Saat kulesi, Bahriye Camii, Cezzar Ahmet Paşa Külliyesi vb.), Bahai Bahçeleri ve kültür-sanat mekânlarıyla adeta cennetten bir köşeyi andırıyor. Hazır bahar da kendini hissettirmişken Osmanlı subayının çizmiş olduğu duvardaki resmi görmek istemez miyiz?

Resim: Hayfa şekil ve konum itibariyle biraz da İzmir’e, biraz da Mersin’e benzer. Ülkenin en önemli limanı olmasından dolayı güneyden kuzeye doğru şehre girildiğinde liman bölgesindeki büyük silolar konukları karşılar, ancak bütün bunların yanında Hayfa’yı Hayfa yapan ve dünyaya ismini duyuran en önemli yapı meşhur ‘Bahai Bahçeleri’dir.