Terör her yerde #Ankara #İstanbul #Brüksel

Alber NASİ Köşe Yazısı
23 Mart 2016 Çarşamba

İstanbul’un göbeğinde, İstiklal Caddesinde patlayan bombayla bir kez daha sarsıldık. Basit gibi görünen ancak son derece planlı bir şekilde gerçekleştirilen eylemin hemen her noktası endişe ve üzüntü verici.

Bir Türk vatandaşının IŞİD terör örgütüne üye olması, bu Türk vatandaşının üzerinde bombayla elini kolunu sallayarak metroya binmesi ve İstanbul’un en işlek ve en merkezi noktası olan Taksim’de metrodan inmesi, daha önce Alman turist kafilesine olduğu gibi yine bilinçli ve kasıtlı olarak bir başka turist kafilesini hedef alarak kendini patlatması, dört insanın hayatını kaybetmesi, onlarcasının yaralanması...

Türkiye’nin turistler açısından her geçen gün cazibesini yitirmesi bir sonuç ama asıl önemlisi geride bıraktığı sarsılmış bir toplum, her geçen gün güven kaybına uğrayan, motivasyonunu kaybetmiş bireyler… Her biri tek başına endişe vericiyken hepsinin birden gerçekleşmesi... Endişe ve üzüntünün bu kadar artması kaçınılmaz...

***

Geçen hafta beklenmedik olmakla beraber, rasyonel olarak bakıldığında pek de şaşırtıcı olmayan bir gelişme oldu Rusya’nın Suriye’deki operasyonlara son vererek askerlerinin büyük bölümünü geri çağırması. Rusya Devleti ve ordusu, asker kayıplarına pek önem vermez. Yani ABD’nin askerlerini Irak’tan çekerken kullandığı ‘can kayıpları’ argümanı Rusya için pek geçerli veya arkasına saklanılacak bir sebep değildir.

Rusya’nın Suriye’den çekilmesinde en önemli etken birçok savaşta olduğu gibi finansal problemleri. Savaşlar her zaman için son derece pahalı ve acılı olmuştur. Son dört asırdır savaşların büyük çoğunluğunun kaderini ise ordulardan çok bankerler belirlemiştir.

Hiç şüphesiz akıl almaz şekilde düşen petrol fiyatı, Rusya’nın savaştan çekilme kararında etkin rol oynadı. 2015 yılında genel olarak düşme trendinde olan petrol, 2016 yılının ilk iki ayında ipe sapa gelmez argümanlarla 26 dolarlara kadar gerilemişti. Petrol fiyatlarının toparlanmasıyla Rusya’nın ilk yaptığı iş de Suriye’den çekilmek oldu.

Rusya, petrol piyasasını kontrol edemediğini ve edemeyeceğini biliyor. Putin 30 doların altındaki petrolün Rusya’nın iflası anlamına geldiğini de biliyor. Kaldı ki Rus petrol şirketleri ne yaparlarsa yapsınlar maliyeti 30 doların altına düşüremiyorlar. Aynı Putin, varil petrol fiyatını 30 doların altına düşüren güçlerin, yani perde arkasında ABD’nin tekrar harekete geçerek Rusya’nın veya en azından Putin’in zor durumda kalmasını sağlayabileceğinin pekâlâ farkında.

Finans en önemli silah olarak cephede yerini almış durumda. Alınan siyasi gibi görünen kararlar aslında ekonomik. Besbelli şimdilik ateşkes sağlanmış. Ama kalıcı bir barış olmayabilir…

***

Rusya, Suriye’den çekilirken diğer yandan ABD Başkanı Barak Obama, Rusya’nın Atlantik’teki kalesi Küba’yı ziyaret etti. 88 sene sonra gerçekleşen ziyaret sembolik de olsa Rusya’nın bölgedeki gücünün artık tamamen yok olduğunun göstergesi. Bilindiği üzere Küba’daki Rus varlığı soğuk savaş sırasında ABD’nin canını hayli sıkmış ve kısa süre öncesine kadar bu ülkeye ambargo uygulamasına sebep olmuştu.

Dünya nefesini tutmuş büyük bir merakla Obama ailesinin tarihi Havana ziyaretini takip ederken, salı sabahı Brüksel artarda gelen patlamalara sahne oldu. Önce Brüksel havaalanı ardından, AB kurumlarının da bulunduğu en işlek metro istasyonu hedefteydi. Henüz hafta bitmeden, ne Ankara ne de Taksim terör saldırılarının üzüntüsünü atlatamadan bir bomba da AB’nin başkentini vurdu.