“Ruayom-Üni Ön Puen, Yunaytıd Siteyts Tu Poyints”

Profesyonel anlamda İstanbul’u ve Türkiye’yi değerlendiren birçok uluslararası endeks ve araştırma var. İş hayatına, ekonomiye, yaşam kalitesine, finans piyasalarına dair farklı sıralamalar sunan bu endeksler devamlı güncelleniyor. Bazıları bugünün ötesine, geleceğe yönelik fikirler de verebilir. İşte uluslararası sıralamalardaki yerimize dair örnekler.

Cüneyt DİRİCAN Ekonomi
10 Şubat 2016 Çarşamba

‘Aman Petrol Canım Petrol’ Eurovision Şarkı Yarışmasında ülkemizi temsil eden en güzel parçalardan biridir. Avrupa’nın bugün bulunduğu resesyondan çıkabilmesi için o günlerden bugünkü vizyonuna seslenen Süper Starımızın şarkısı, belki de dünya ekonomisinin büyümesi ve durgunluktan çıkışı için de fikir vermektedir. Ajda Pekkan’ın meşhur şarkısı hangi dizeler ile bitiyor hatırlayalım. “Nice zengin dilber düşmüş ardına / Düş başka gerçek başka yar olmazsın sen bana / Belki gideceksin bir gün gerçekten / İşte senin ardından ağlıyorum şimdiden.” Global durgunluk nedeni ile emtialara ve petrole olan talep daralması karşısında petrol arzının aynı seviyelerde kalması ve bugün Çin kaynaklı büyüme korkularına ABD ekonomisinin resesyona girebileceği tartışmalarının eklenmesi sanki şarkının son dörtlüğünün özeti gibi. İşte bu yüzden bazen yarışmalarda kaç puan aldığınızdan ve sıralamalarda kaçıncı olduğunuzdan daha çok zaman içinde nasıl hatırlandığınız ve her döneme seslenip seslenemediğiniz daha önemlidir. O sene İrlanda, enişte Johnny Logan’ın ‘What’s Another Year’ şarkısı ile birinci olmuştu, Petr’ Oil ise 23 puanla 15. 1980 yılının üzerinden tam 35 sene geçti. Süper Star’ı bu yaz Harbiye Açık Hava’da hâlâ aynı keyifle dinledim. Çocukluğumuzun en önemli yarışması Eurovision için haftalar öncesinden yorumlar başlar ve bütün bir ülke o akşam televizyon karşısına kitlenirdi. Peyi-ba (Hollanda) o sene Türkiye’den duz puen (12 puan) alırken neden orada olduğunu hatırlamadığımız Morocco (Fas) Türkiye’ye tivelf poyints (12 puan) vermişti. İşte, uluslararası yarışmalarda, sıralamalarda ve endekslerde rekabete dair hikâyemiz bizim nesil X(-Files) kuşağı için profesyonel anlamda ilk olarak Eurovision ile başlamıştır.

Yazımıza Bülend Özveren edası ile başlayıp Sezen Cumhur Önal kıvamında devam edelim çok isterdik ama elçiye zeval olmaz. Profesyonel anlamda İstanbul’u ve Türkiye’yi değerlendiren birçok uluslararası endeks ve araştırma var. Bunlar iş hayatına, ekonomiye, yaşam kalitesine, finans piyasalarına dair farklı sıralamalar. Devamlı güncelleniyor. Niye önemli diye sorarsak, küresel rekabette, ihracatta, sermaye piyasalarında, yabancı yatırımları çekebilme noktasında önemliler de ondan. Keza bazıları bugünün ötesine, geleceğe yönelik fikirler de verebilir. İşte uluslararası sıralamalardaki yerimize dair örnekler.

World Economic Forum’un ‘Human Capital Index / İnsan Sermayesi Endeksi’ çalışmasında öğrenim ve istihdam olarak iki değişken bulunuyor. Öğrenim başlığı, eğitime ulaşım ve kalitesi, işyerinde öğrenme, istihdam başlığı ise, ekonomiye katılım, yetkinlikler ve yanlış işgücü kullanım alt başlıklarından oluşuyor. 7’li skalada, matematik ve fen bilimlerinde 3.51, iş hayatına yönelik okulların kalitesi 3.79, kurumsal hayata yönelik uzman eğitimlerde 4.36, yetenekleri çekme kapasitesinde 2.91, yetenekleri elde tutmada ise 3.18 ortalama puanlarına sahip olarak Türkiye 124 ülke arasında 68. sırada yer alıyor.

World Economic Forum’un bir diğer endeksi ‘Global Competitiveness Report / Global Rekabetçilik’, 2015 yılı sonuçlarına göre, endeks kriterlerinden ‘Verimlilik Destekleyicisi’ ana başlığı altında yer alan ‘Yükseköğrenim ve Eğitimler’ ve ‘İşgücü Piyasası Verimliliği’ alt başlıklarında, Türkiye 140 ülke arasında 55. ve 127. sırada geliyor. Aynı araştırmanın ‘İşgücü Piyasası Verimliliği’ başlığı altındaki ‘Yeteneklerin Etkin Kullanımında’ Türkiye 140 ülke arasında 131. sırada bulunuyor. World Economic Forum web sitesinde yer alan başka bir makaleye göre araştırmaya konu 21 ülke halkı arasında, ekonomisi gelişmiş ülkeler arasında en çok uyuyan 7. ülke Türkiye olarak duruyor. Türkiye, World Economic Forum’un Global Rekabetçilik Endeksindeki sıralamada genelde 140 ülke arasında 80., Dünya Bankası’nca yayımlanan iş yapma kolaylığı olarak özetlenebilecek Doing Business 2016 raporuna göre 189 ülke arasında 55. sırada geliyor.

AT Kearney danışmanlık firmasının ‘Global Cities 2015’ raporunda endeksteki 25 şehir arasında İstanbul bulunmuyor. Z/Yen Group tarafından finans merkezleri için yapılan ‘The Global Financial Centres Index’ Eylül 2015 sıralamalarına göre, İstanbul 84 şehir arasında 47.i sırada. Küresel finans merkezi kriterlerinden biri de uluslararası şirketlerin ülkede bulunmasıdır. Bu sıralamaya göre, İstanbul 55 şehir arasında 30 yabancı küresel şirket ile 41. sırada bulunuyor. New York 105 şirket ile ilk sırada yer alıyor. Finans merkezi olarak ilk sırada New York, sonrasında Londra’nın olması nedeni ile başlığımızda Eurovision’a atıfta bulunmamız da bu nedenledir.

OECD’nin ‘Better Life Index’ sıralamasında Türkiye, Meksika’nın önünde sondan ikinci sırada. Yine OECD’nin istatistiklerine göre, Türkiye haftalık çalışma saatinde 49 saat ile OECD ülkelerinin açık ara önünde yer alarak kurumsal hayatın insan kaynakları yönetimine yönelik önemli fikirler vermekte. OECD Bettter Life Index ortalamasına göre bir çalışanın dünya genelinde sosyal hayatına ayırdığı vakit yüzde 61 iken, Türkiye’de yüzde 13 seviyesinde kalmakta. Eğitim açısından en önemli veri ise OECD’nin PISA (2012) araştırmasıdır. Türkiye, matematik başlığında 65 ülke arasında 44. sırada, okuma becerilerinde 41. sırada, fen bilimlerinde ise 43. sırada geliyor.

Özetle, 4. Sanayi Devrimine girdiğimiz bir çağın başındayız. Uzayda yeni keşiflerin yanında teknoloji baş döndürücü bir hızla gelişiyor, yıkıcı değişim etkileri kurumsal hayata, iş ve ekonomi dünyasına giriyor. Önümüzdeki 100 yılda daha bu sıralamalar çok değişir. Eurovision’da Sertab Erener ile futbolda UEFA ve Süper Kupa, Aziz Sancar’ın Kimya Nobel’i ile bir neslin beklentilerini karşıladık. Fakat Z(en) Kuşağı gibi farklı nesillerin beklentilerini karşılamak, dünyanın en büyük on ekonomisinden biri olmak gibi hedeflere ulaşmak için yazımızı yine Ajda ile bitirelim. “Yeniden başlasın, burada kalmasın”. Tabii her konser “bis” yaparak biter, madem yeniden başlıyorsa her gün daha büyük şevkle yeni hedeflere ve ufuklara, o zaman haykıracak nefesimiz kalmasa bile ne yaparsak yapalım aşk ile yapalım ve başta tutturamadığımız Sezen Cumhur Önal kıvamını son cümlelerimizle bulalım. “Her güzel şey çabuk biter soldular dünkü çiçekler / Ne dostlar ne de geçen mutlu günler bizimle her an beraberler / Aşk başkadır bunlardan döner gelir uzaklardan / Bir ses bir şarkıyla bazen hemen başlar sıfırdan.”