Bu hafta ağımıza takılanlar

Önümüzdeki günlerde bir barış ve iletişim olması için hiçbir engel yok. Gazze, ambargo, özür, tazminat, mahkeme, hatta Mescid-i Aksa hepsi Zürih’te kurulu anlaşma masasında çözülebilecek küçük detaylar. Nitekim çoğu çözülüyor. Benim merak ettiğim tek bir soru vardı. “Hem Netanyahu hem de Erdoğan kendi iç kamuoyunda yarattıkları ‘düşman’ ülke kavramını nasıl çözeceklerdi?” Buna da İsrail’de ortak bir cevap buldum: “Düşmanlıklar ve dostluklar liderlerin iki dudağından çıkacak sözcüklere bakar.” İlk başta bu kadar da olur mu diyorsunuz, sonra her iki ülke ve liderleri o kadar da birbirine benziyor ki, ‘olur olur bal gibi olur’ şarkısını söylerken kendinizi buluyorsunuz. Yani son 5 yılda İsrail ile ilgili duyduğunuz bütün resmi söylemleri unutun. Yeni bir dönem başlıyor! CÜNEYT ÖZDEMİR - HÜRRİYET

İzak BARON Diğer
13 Ocak 2016 Çarşamba
  • Ø CEMAAT’İN KANAAT ÖNDERLERİ, AKADEMİSYENLER VE GAZETECİLER ŞALOM’DA YAZIYOR

Şalom, ülkemizin köklü haftalık gazetelerinden. Aktüel haber ve yazı dizilerinin yanında Türkiye’deki Musevi Cemaati’nin sesi olmak gibi de bir özelliği var. Gazete Türkçe yayımlanıyor, bir sayfası ise ülkemize İspanya’dan göç eden Musevilerin kullandığı Ladino dilinde çıkıyor. Cemaat’in kanaat önderleri, akademisyenler ve gazeteciler Şalom’da yazıyor. Genel Yayın Yönetmeni İvo Molinas. Şalom, 30 Aralık tarihli baskısında 2015’i “tabuların yıkıldığı yıl” olarak tarif etti. Bu önemli tespiti şu gelişmelerden yola çıkarak yapmışlar:

1- Yahudi soykırımı Holokost’un ilk kez Ankara’da anılması.

2- Büyük Edirne Sinagoğu’nun restore edilerek açılması.

3- Struma faciası kurbanlarına ilk resmi tören. Bu törene dönemin Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik katılmıştı.

4- Musevilerin “Işık Bayramı Hanuka”nın Ortaköy Meydanı’nda ilk kez halka açık kutlanması.

5- Yahudi toplama kampı Auschwitz’in 70. yıldönümü anma törenlerine Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun katılması.

Bunlar Türkiye’nin kendi içindeki farklı inanç grupları ile kucaklaşması adına benim de çok takdir ettiğim etkinliklerdi.

Hakan Çelik

http://www.posta.com.tr/turkiye/YazarHaberDetay/Tabular-yikilirken---.htm?ArticleID=320822

 

  • Ø MASADA BU MÜZAKERELERİ SÜRDÜREN YETKİLİLERİN TÜRKİYE’NİN ÇIKARLARI VE VİCDANININ SESİNİ DİNLEYEREK ADIM ATTIKLARINI HİÇ AKILDAN ÇIKARMAMALI. VE HER ADIMIN CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN’IN KONTROLÜNDE VE TALİMATLARI DOĞRULTUSUNDA ŞEKİLLENDİĞİNDEN DE BİR AN BİLE TEREDDÜT ETMEMELİ

Kamuoyuna henüz yansımamış gelişmeler, Türkiye ile İsrail arasında sürmekte olan görüşmelerde, Gazzeliler’in etrafındaki karabasanı ortadan kaldıracak ilerlemeleri içeriyor. Şimdilik bunu söylemekle yetineyim.

HAMAS Siyasi Büro Başkanı Halit Meşal ile son dönemde gerçekleşen görüşmelerde de İsrail ile Türkiye arasında sürmekte olan görüşmeler konusunda ortak bir tutum olduğuna dikkat çekmek gerekiyor. Sözün özü, Filistin tarafı da bu görüşmelerden kendi payına olumlu gelişmelerin yaşanacağından emin. Peki sosyal medyaya ne oluyor? Medyaya ne oluyor? Muhalefete ne oluyor?

Diplomasi denen şeyin ne olduğunu bilmiyorlar mı?

Biliyorlar bilmesine de, suyu bulandırsınlar, yeter onlar için.

Türk dış politikasının son dönemde yaşanan bölgesel gelişmeler nedeniyle bazı güncellemelere girmesi doğal. Ancak İsrail ile yaşanan süreci bu çerçevede düşünmemek gerekiyor, bunun da altını çizelim. İsrail’in uzun süredir Türkiye ile ilişkilerini düzeltmek istediği aşikar. Masada bu müzakereleri sürdüren yetkililerin Türkiye’nin çıkarları ve vicdanının sesini dinleyerek adım attıklarını hiç akıldan çıkarmamalı. Ve her adımın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kontrolünde ve talimatları doğrultusunda şekillendiğinden de bir an bile tereddüt etmemeli.

Saadet Oruç

http://akademikperspektif.com/2016/01/10/israil-ile-gidisat-gazzelilerin-hayatini-kolaylastiracak/

 

  • Ø TÜRKİYE İLE İSRAİL ARASINDAKİ İLİŞKİLERİN NORMALLEŞMESİ, GAZZE'YE UYGULANAN İNSANLIK DIŞI YAPTIRIMLARI ORTADAN KALDIRACAKSA BU FİLİSTİN AÇISINDAN BÜYÜK BİR KAZANÇ OLACAĞI GİBİ MISIR HALKI İÇİN DE KAZANÇ VE MUTLU EDİCİ BİR GELİŞME OLACAKTIR

Mısır ve İsrail arasındaki ilişkilerin son dönemlerdeki gelişim seyrinin tabiatına da ışık tutuyor aslında bu talep. Mısır'ın demokratik usullerle işbaşına gelen ilk lideri Muhammed Mursi, İsrail'in Gazze'ye gerçekleştirdiği operasyonlara tepki göstermek maksadıyla Mısır'ın İsrail Büyükelçisini geri çekmişti. Darbe ile meşru devlet başkanını görevden el çektirerek iktidara gelen General Abdülfettah Sisi ise Haziran 2015'ta yaptığı açıklamada Mısır'ın İsrail'e yeniden büyükelçi atayacağını duyurmuştu. Sisi tarafından İsrail'e Büyükelçi atanan Hazım Hayrat'ın göreve başladığı bir dönemde Türkiye ile İsrail arasında normalleşme yönünde atılan adımların Mısır'ı rahatsız etmesi, Türkiye'yi Filistin meselesinin dışında bırakma ihtimalinin yok olmasından kaynaklanıyor. Daha açıkçası Mısır İsrail'le iyi ilişkilerini özellikle Filistin meselesinde Türkiye'yi devre dışı bırakacak şekilde bir rekabet temeli üzerinde kurmaya çalışıyor. Bu ilişkide Filistin tarafının, özellikle Gazze tarafının yararına herhangi bir duruşu veya tavrı da yok. Aksine Mısır bu ilişkide Filistin tarafını adeta İsrail adına zapt etme görevini anlaşılması zor bir işgüzarlıkla üstlenmiş durumda. Türkiye'nin İsrail'le yeniden ilişki kurmasının Mısır tarafında bir kaygıya yol açması bu bağlamda ayrı bir anlam kazanıyor.

Nitetim, İsrail’de yayın yapan bir gazetenin haberine göre Türkiye ile uzlaşının muhtevası hakkında bilgi isteyen Mısır’ın merak ettiği durumlardan biri de Gazze'nin durumuyla ilgili. Habere göre Mısırlı yetkililer ülkedeki İsrail büyükelçisi Haim Koren ile görüşerek, Türkiye ile ilişkilerin normalleştirilmesinin Gazze'ye uygulanan ambargoyu etkileyip etkilemeyeceği, uygulanan ablukayı hafifletip hafifletmeyeceği hakkında bilgi istemişler ve Gazze'ye ambargonun ya da uygulanan ablukanın hafifletilmesine karşı olduklarını ifade etmişler.

(…) Oysa Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerin normalleşmesi, Gazze'ye uygulanan insanlık dışı yaptırımları ortadan kaldıracaksa bu Filistin açısından büyük bir kazanç olacağı gibi Mısır halkı için de kazanç ve mutlu edici bir gelişme olacaktır. Ama öyle gözüküyor ki, Gazze üzerindeki demir yumruğun kalkması Mısır'daki darbe yönetimini pek de mutlu etmeyecek. Dolayısıyla ilişkilerin normalleşmesinin Gazze'ye ve Filistin meselesinin çözümüne sağlayabileceği katkının boyutunu da Mısır'ın tepkisiyle ölçmüş oluyoruz. Tabii ki, bu normalleşme sürecinde Türkiye'nin Mavi Marmara saldırısı dolayısıyla ihlâl edilen haklarının bir şekilde tazmin edilmesi kaydıyla.

Bunlar gerçekleştikten ve İsrail hükümeti işgal politikalarından vazgeçip barış perspektifiyle Filistinlilerle masaya oturduktan sonra Türkiye ile İsrail arasında ilişkilerin normalleşmemesi için bir sebep yok.

Yasin Aktay

http://www.yenisafak.com/yazarlar/yasinaktay/turkiye-israil-iliskilerinde-normallesme-ihtimali-ve-misiri-2025100

 

  • Ø “HEM NETANYAHU HEM DE ERDOĞAN KENDİ İÇ KAMUOYUNDA YARATTIKLARI ‘DÜŞMAN’ ÜLKE KAVRAMINI NASIL ÇÖZECEKLERDİ?” BUNA DA İSRAİL’DE ORTAK BİR CEVAP BULDUM: “DÜŞMANLIKLAR VE DOSTLUKLAR LİDERLERİN İKİ DUDAĞINDAN ÇIKACAK SÖZCÜKLERE BAKAR.”

Bir yanda 80 milyonluk bir Türkiye diğer yanda onun onda biri büyüklüğünde 8 milyonluk bir İsrail. Geçen aralık ayında nihayet Zürih’te barış masasına oturdular. Gazze’deki korkunç saldırılar, Davos’taki malum ‘one minute’ krizi, ardından Mavi Marmara baskını, karşılıklı tehditler... Obama’nın devreye girmesi ile Netanyahu’nun özür dilemesi, Türkiye’de açılan Mavi Marmara mahkemeleri, İsrail’in Akdeniz’de doğalgaz kaynakları bulması, Türkiye’nin Suriye politikası, Rusların Ortadoğu’ya girmesi... Şudur budur derken iki ülke arasında Homeland dizisinin maceralı bir sezonunu aratmayacak kadar hareketli bir 5 yılı geride bıraktık. Ve onca yoldan sonra nihayet geldiğimiz yeri kısaca özetlersek: “Dün olan dünde kaldı cancağazım, şimdi yeni şeyler söylemek lazım”.

İsrail’de kimle konuşursam konuşayım kesinlikle barış isteği öne çıkıyordu. Özetlersek İsrail ile Türkiye barışında İsrail cephesinin ana motivasyonu yeni bulunan doğalgaz yatakları. İsrail, Türkiye’nin bu gaz yataklarının hem alıcısı hem de Avrupa’ya ulaşma yolu olarak önemli bir potansiyele sahip olduğunu düşünüyor.

Tamam kimse bunu kameralar açıkken açık açık söylemiyor ama işin özeti bu... Kameralar açıkken genelde Ortadoğu’da yeni kurulan dengeleri anlatıyorlar (ki onda da haksız sayılmazlar) ama benim gördüğüm İsrail’in asıl barış isteğinin sebebi tamamen ‘duygusal’.

Önümüzdeki günlerde bir barış ve iletişim olması için hiçbir engel yok. Gazze, ambargo, özür, tazminat, mahkeme, hatta Mescid-i Aksa hepsi Zürih’te kurulu anlaşma masasında çözülebilecek küçük detaylar. Nitekim çoğu çözülüyor. Benim merak ettiğim tek bir soru vardı. “Hem Netanyahu hem de Erdoğan kendi iç kamuoyunda yarattıkları ‘düşman’ ülke kavramını nasıl çözeceklerdi?” Buna da İsrail’de ortak bir cevap buldum: “Düşmanlıklar ve dostluklar liderlerin iki dudağından çıkacak sözcüklere bakar.” İlk başta bu kadar da olur mu diyorsunuz, sonra her iki ülke ve liderleri o kadar da birbirine benziyor ki, ‘olur olur bal gibi olur’ şarkısını söylerken kendinizi buluyorsunuz. Yani son 5 yılda İsrail ile ilgili duyduğunuz bütün resmi söylemleri unutun.

Yeni bir dönem başlıyor!

Cüneyt Özdemir

http://www.hurriyet.com.tr/israil-turkiye-barisi-tamamen-duygusal-40038292

 

  • Ø ORTADOĞU’DA SON DÖNEMDE YAŞANANLARA BAKINCA, HEMEN HER KARGAŞADAN, ÇATIŞMADAN, DEVRİM YA DA İÇ SAVAŞTAN KÂRLI ÇIKAN ÜLKENİN İSRAİL OLDUĞUNU GÖRMEK MÜMKÜN

Tarih boyunca yıldızları zaten hiç barışmamıştı. Ama savaşa da hiç bu kadar yakın olmadılar. Biri Sunni bloğunun finansörü, diğer ise Şii bloğunun lideri olan Suudi Arabistan ile İran sıcak çatışmanın eşiğine geldi. Diplomaside kuraldır; sular bulandığında sorulan ilk soru, “Bundan kim kârlı çıkar?” olur. Ortadoğu’daki Suudi Arabistan-İran gerginliğinin kazananı bu iki ülke de değil; iki ülkenin de resmen “düşmanı” olan İsrail. Ortadoğu’da son dönemde yaşananlara bakınca, hemen her kargaşadan, çatışmadan, devrim ya da iç savaştan kârlı çıkan ülkenin İsrail olduğunu görmek mümkün.

Mısır’da tünellerle İsrail’in Gazze’ye uyguladığı ambargonun delinmesini sağlayan Hüsnü Mübarek, iktidardan düştü. Yerine geçen Müslüman Kardeşler’in kısa iktidarı döneminde bazı tüneller kapatılırken, diğerleri içinden koca tır’ların geçirilmesini sağlayacak kadar genişledi. Müslüman Kardeşler askeri darbeyle iktidardan indirildi, seçilmiş Cumhurbaşkanı yerine geçen darbeci lider Sisi’nin ilk yaptığı, tünelleri kapatmak oldu. Şimdi Sisi, Gazze’nin can damarı olan tünelleri, bir daha kullanılmasınlar diye suyla doldurmaya hazırlanıyor.

Irak’ta İsrail’in en büyük baş ağrısı olan Saddam Hüseyin dönemi kapandı. Irak, resmen olmasa da fiilen üçe bölündü. Irak’taki rejim değişikliğinden en çok yararlanan iki devlet ise İran ve İsrail oldu.

İsrail’in yine “savaş durumunda” olduğu bir başka devlet Suriye idi. Suriye, Türkiye’nin de körüklemesiyle, iç savaşın en derinine gömüldü. Artık İsrail için bir “Esad tehlikesinden” söz etmek mümkün değil. Geriye, İsrail açısından “en büyük şeytan” olarak görülen İran kaldı. İran da şimdi, ABD’nin bölgedeki en büyük müttefiki Suudi Arabistan tarafından “kuşatma altına” alınmaya çalışılıyor.

Suudiler’in damdan düşer gibi Sünni ülkelerin katılımıyla “İslam İttifakı” kurması;

Türkiye’nin derhal bu İttifak’a dahil olması; Üstüne üstlük Türkiye’nin Mavi Marmara sonrasında kanlı bıçaklı olduğu İsrail ile anlaşma yoluna girmesi;

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, yerden yere vurduğu İsrail devleti hakkında “ihtiyacımız var” diye konuşmaya başlaması…

Tam bu noktada, İsrailli bir yetkilinin, MOSSAD eski Başkanı Ami Ayalon’un dört yıl önce yaptığı bir açıklamadan da bahsetmek gerekir. Ayalon, 2012 yılında ABD’nin ünlü televizyoncusu Charlie Rose’a verdiği röportajda, “İsrail’in bölgede dengeleri kurmak için İran’a karşı kendisine müttefik oluşturmak zorunda olduğunu” söylemişti. Ve MOSSAD Başkanı aynı röportajda, “Sünnilerin İran’ın üzerine gideceği bir sistem kurulsa iyi olur” deyip, müttefik olabilecek ülkeleri de tek tek saymıştı; “Türkiye, Suudi Arabistan, Mısır ve Ürdün…”

Yani Suudi Arabistan’ın kurduğu şu meşhur “İslam İttifakı”…Bunlar tesadüf olabilir mi?

Zeynep Gürcanlı

http://www.sozcu.com.tr/2016/yazarlar/zeynep-gurcanli/ve-israil-kazandi-1037369/

 

Netten okumalar

 

  • Ø YAHUDİ SOYKIRIMI HAKKINDA BİLMENİZ GEREKEN KANINIZI DONDURACAK 25 GERÇEK

http://trend.mynet.com/yahudi-soykirimi-hakkinda-bilmeniz-gereken-kaninizi-donduracak-25-gercek-1076556

 

  • Ø İSRAİL-FİLİSTİN İHTİLAFININ ÇÖZÜMÜ BÖLGESEL İSTİKRAR İÇİN HÂLÂ KİLİT UNSUR – URİ SAVİR

http://www.al-monitor.com/pulse/tr/originals/2015/12/regional-stability-palestinian-statehood-islamic-state.html#ixzz3wsP2IKHQ

 

  • Ø ‘KOSHER’ HİP-HOP ŞARKICISI ANTİSEMİTİZME KARŞI

http://israilblogu.com/2016/01/05/kosher-hip-hop-sarkicisi-antisemitizme-karsi/

 

Netten seyredin

 

  • Ø CÜNEYT ÖZDEMİR TEL AVİV VE KUDÜS'TEN ORTADOĞUNUN GELECEĞİNİ ANLATIYOR

https://www.youtube.com/watch?v=L8WrKB9PCtU

 

  • Ø CÜNEYT ÖZDEMİR YAZDI: BİR HUMUS CANAVARININ GÜNCESİ

https://www.youtube.com/watch?v=YRieIT5gUrE

 

  • Ø 50 SANİYE'DE TÜRKİYE-İSRAİL İLİŞKİLERİ

https://www.youtube.com/watch?v=ofwcFqYySeQ

 

  • Ø İSRAİL TÜRK İŞADAMLARI DERNEĞİ BAŞKANI: "TÜRKİYE İLE İSRAİL İŞBİRLİĞİ BÖLGEYE DENGE GETİRİR"

https://www.youtube.com/watch?v=fYQkQxC3UX0

 

  • Ø ŞALOM GAZETESİ YAZARI KAREL VALANSİ: "TÜRKİYE KAMUOYU, İSRAİL İLE BARIŞMAYA HAZIR DEĞİL

https://www.youtube.com/watch?v=0LEHsszRMVs

 

  • Ø MAVİ MARMARA'NIN SEBEBİ MISIR İSTİHBARATI MI?

https://www.youtube.com/watch?v=h4QyG4fEfdc

 

  • Ø İSRAİL İLE TÜRKİYE ARASINDA YAŞANAN ALÇAK KOLTUK KRİZİNİN PERDE ARKASI

https://www.youtube.com/watch?v=j31ToPsYQKE

 

  • Ø SOLİ ÖZEL: İSRAİL’İN ŞU SIRALAR EN GİZLİ AŞKI SUUDİ ARABİSTAN

http://medyascope.tv/2016/01/10/soli-ozel-israilin-su-siralar-en-gizli-aski-suudi-arabistan/

 

Takılan tweetler

 

ishak ibrahimzadeh ‏@ishak5723  7 Oca

... yıllar sonra döndük, İştipol'umuzun kilidini açtık... Odu l'Ad... ki Tov ki leolam hasdo... (foto @lakivingas)

 

 

 

Nilgün Belgün ‏@nildaybelday  10 Oca

Bu ne biçim bişeydir? Ben Şalom gazetesine röportaj verdim diye "müslüman düşmanı" Beyazıt Öztürk ölen çocuklara üzüldü diye pkk yandaşı

 

rïva ‏@Rivokhay  8 Oca

Sofrada duyduğum garip bir #Ladino deyim daha Dame gudrura te dare ermozura Bana yağ ver sana güzellik veriyim

 

Selami İnce ‏@selamiince  5 Oca

Türkiye'de oldukça yaygın olan sıradan Yahudi, Kürt, Alevi, Rum ve Ermeni düşmanlığı zaten doğrudan "Hitler haklı" demek anlamına gelir.

 

asli aydintasbas ‏@asliaydintasbas  6 Oca

İsrail sağı, Filistin haklarını savunan insan hakları gruplarına 'dış mihrakların güdümünde vatan hainleri' diyormuş

 

Ahmet Ümit ‏@baskomsernevzat  10 Oca

@yldrmayildirim Yahudi terimi hakaret değil, bir kavmi simgeliyor, Musevilik ise sadece o dinden olanları…

 

Selin Nasi ‏@selinika  

Komplo teorisine varış...

 

 

Murad Çobanoğlu ‏@muradcobanoglu  

Direkt olarak 'Antisemitist mısın?' diye sorunca '%100 hayır' ama dolaylı sorunca gizli düşmanlık çıkıyor.