Ligin ilk devresi

Cem MENASE Köşe Yazısı
30 Aralık 2015 Çarşamba

17 maç tamamlandı ve geldik bir ligin devre arasına daha. Son yıllara benzeyen ve benzemeyen yönler var. Benzeyenlerin başında Fenerbahçe’nin yine ilk ikide devam ediyor olması geliyor. Öyle veya böyle, iyi oynuyor veya kötü oynuyor ama her sene yarışın içinde. Bir benzeyen de Beşiktaş’ın Bilic döneminden kalma iyi oynama kültürünü devam ettirmesi. Benzemeyen ise geçen senenin şampiyonu Galatasaray’ın puansal anlamda çok geride kalması.

Önce Galatasaray’dan başlayalım. Geçen sene de kötü oynuyorlardı, teknik direktör Prandelli müthiş tartışılıyordu. Derken ilk devrenin sonlarına doğru İtalyan teknik adamla yollar ayrıldı, başa Hamza Hamzaoğlu getirildi. Risk gibi gözükse de kulübü çok iyi tanıyan ve zaten kulüpte çalışan birinin gelmesi an itibariyle en doğru karardı. Üstelik puan farkı da açılmamıştı.

Sonra Hamza Hamzaoğlu geldi, takımı toparladı, Sabri’nin durumu gibi yanlışları düzeltti ve takım iyi gitti, şampiyon oldu. Şimdi de benzer bir senaryo var. Ana hatlarına bakarsak; yine takımın oynadığı futboldan memnun olmayan bir taraftar ve yönetim var. Yine teknik direktör değişikliği yapıldı. Ama bu sefer kulübün dışından, kendini kanıtlamaya ihtiyacı olmayan, daha zayıf bir oyuncu grubuna, puan farkı handikabıyla bir teknik direktör getirildi.

Beşiktaş ise geçen sene gibi yine çok iyi futbol oynuyor. Üstelik Demba Ba’dan sonra alınan yeni forvetin ne olacağıyla ilgili soru işaretleri vardı. Ama doğrusu yapıldı, sürpriz ata oynanmadı. Kendini kanıtlamış, herkesin bildiği Mario Gomez transfer edildi. Quaresma da daha önceden bilinen, eski bir Beşiktaşlı olarak geri dönünce taraftar umutlandı. Nitekim haklı da çıktılar; Türkiye liginin üzerinde top oynamaya devam ediyorlar. Avrupa’da devam etmemesi yazık oldu ama iki kulvarda devam edecek olması şampiyonluk için avantaj.

Fenerbahçe ise 4. yıldız için şampiyonluğu çok istiyor. Perreira’nın çok tartışılan defansif oyun stratejisi ilk devre tutmuş görünüyor. Takım çok az gol yedi. Bazen iyi oynamadı, bazen ofansta sıkıntı çekti ama gel gör ki futbol sonuç odaklı bir oyun ve takım sonuç almaya devam ediyor. 2004’te Yunanistan’ın Avrupa Şampiyonu olduğu turnuvayı (evet gerçekten de bu kadar sene geçti) hatırlayalım. Adamlar belki de göze hoş gelen tek maç oynamadan şampiyon olmuştu. Futbol bu. Kazanıyorsan haklısın.

Bunun dışında Sarı-Lacivertliler kadro kalitesi olarak ülkenin en iyi takımı. İlk devre genelde yedek kalan oyuncaları Galatasaray’a koysan eminim bu on puan fark olmazdı. Şöyle bir kadro düşünelim: Muslera, Hasan Ali, Ba, Chedjou, Şener, Ozan, Selçuk, Sneijder, Volkan Sen, Podolski, Robin van Persie. İyi kadro değil mi? İşin kötüsü bu kadar yedek Fenerbahçelinin şu anki Galatasaray kadrosunda banko oynayabilecek olması.

Ligin ikinci devresinde Beşiktaş’ın yine, tüm güzel oyununa ve Şenol Güneş’in tecrübesine rağmen, stadyum dezavantajı ve Fenerbahçe/Galatasaray’a göre medya desteği eksikliğiyle şampiyon olamayacağını tahmin ediyorum. Bu sene böyle giderse, yapılacak takviyelerle Fenerbahçe 4. yıldızı takar. Demedi demeyin.