Fırsatçı bir ırkçı olarak Hitler

Yeni yayınlanan 1295 sayfalık ´Hitler´ adlı kitabında Peter Longerich, Nazi Propaganda Bakanı Joseph Goebbels´ın günlüklerine ve Hitler´in ilk dönemlerindeki konuşma metinlerine yer veriyor.

Dünya
25 Kasım 2015 Çarşamba

Reuters haber ajansına verdiği röportajda yazar Peter Longerich, “Kitaba baktığımızda, bireysel kararlara dahi çok müdahale etmiş, hatta tahminimizden de fazla kontrolcü bir diktatör portresi görüyoruz. Kitabımda Hitler'i bir birey olarak daha merkeze almak istedim" diye konuştu.

Üçüncü İmparatorluk olarak da adlandırılan Nazi Almanya’sı konusunda son zamanlarda yapılan araştırmalarda, Nazizm’in yükselişe geçmesine sebep olan sosyal ve politik ortamla ilgili verilere ağırlık verilerek, I. Dünya Savaşı yenilgisinin Almanya'daki etkileri ve savaş sonrası yenilenme çalışması aşamalarının incelenmesine dikkat ediliyor.

II. Dünya Savaşı'nın hemen ardından, Alman halkı, karizmatik biri olan Hitler tarafından yönetilen ve Avrupa'yı fethederken Yahudileri de yok etmek amacını güden bir suç çetesinin kendilerini rehin aldığı bir toplum oldukları inancına sığınmışlardı. 

Londra Üniversitesinde öğretim görevlisi olan Longerich, Hitler'in tüm politikası ve bunun sonuçlarının korkunçluğu bir yana, bazı olaylar karşısında son derece akıllı davrandığını iddia ederek, "Neden ve nasıl bu kadar ilerleyebildiği sorusunun sorulması gerekir. Hitler'in insanların zayıflıklarını kendi amaçları için kullanabildiği çok açıktır" diyor.  

Altı milyondan fazla Yahudi'nin hayatına mal olan ırkçılıkla ilgili politikalarında dahi, Hitler'in fırsatçılığının ön planda olduğunu ve Hitler'in genç zamanlarında bu derece radikal şekilde antisemit olmadığını iddia eden Longerich ayrıca, "Hitler, 1919-1920 yılları civarında antisemitizmi kucaklayarak ve ateşleyerek politik kariyerinde başarılı olabileceğini fark etti. Bunu ön plana çıkarıp kullanmaya başlaması ise 1930'lu yılları buldu" diyor.

Hitler'in güç kazanma ve yönetme yeteneği aslında, Avusturya'da doğmuş, kayda değer bile olmayan ve otuz yaşına gelene dek hiçbir ideolojiye inanmayan bir sanat öğrencisinin geldiği pozisyon düşünüldüğünde daha da çarpıcı hale geliyor. Hitler, ancak otuzlu yaşlarının başlarındayken, Almanya'nın yenilgiyi kabul etmesinin ardından Nazi partisine yanaşmaya başlamıştı.

Longerich, bir başka amacının da, Hitler'in karşı konulmaz karizması ile Alman halkının gönlünü çeldiği iddialarını çürütmek olduğunu söylüyor. Longerich, Hitler hayranlığının aslında Nazi propaganda ekibinin yayınları aracılığıyla sahte bir şekilde oluşturulduğu fikrini öne sürüyor.

Yazar, Almanları temize çıkarma çabasında olmadığının ve o dönemde halkın büyük çoğunluğunun Hitler'i desteklediğinin altını çiziyor. Yine de yazar, diktatörü destekleyenler arasında hatırı sayılır miktarda fırsatçı bir kesimin bulunduğunu, kiliseden memnuniyetsizlik duyan ve toplumda yaşanılan gerginliklerden kurtulmak için bu yola sapan pek çok kişi olduğunu da belirtirken, "Böylesine derinden parçalara ayrılmış bir Almanya'nın birdenbire tek bir kişinin ardında birleşmesini ve tek bir politik görüşü takip etmekte fikir birliği etmesini beklemek mantıksızlıktır. Ölümünden yetmiş yıl sonra bile Alman halkının Hitler'e karşı fikirleri halen gelişme aşamasındadır. Hitler'in fikirlerine bir heveslenme olduğunu düşünmüyorum ama diktatör hakkında son zamanlarda çekilen filmler veya 'Kavgam' kitabının basılmasıyla ilgili tartışmaların başlaması gibi hareketlerle, bazı tabuların yıkıldığını da görüyoruz," diye konuşuyor.