Rüya gibi bir konferansın ardından

Eylül ayının ikinci haftası, San Francisco’da her yıl düzenlenen Salesforce şirketinin Dreamforce adını verdiği etkinliğe katılma fırsatını yakaladım. Ülkemizin ne yazık ki oldukça sığ, kendini tekrarlayan ve baş döndürücü hızdaki gündeminden bir hafta da olsa uzaklaştım. Dünyayı değiştirmek ve daha yaşanılabilir kılmak isteyen insanların olduğu bir toplantıda, vizyonlarını birinci ağızdan dinleme fırsatı yakaladım.

Aydın BOLKAR Teknoloji
14 Ekim 2015 Çarşamba

Öncelikle bilmeyenler için, Salesforce firmasından bir - iki cümleyle bahsetmek istiyorum. Salesforce.com (kısaca SFDC) 1999 yılında kurulmuş bir firma. Yazılım endüstrisinin dev şirketlerinden Oracle’ın en gözde tepe yöneticilerinden birinin hayali olarak doğmuş. Çıkış noktası çok basit: ‘Şirketlerde kullanılan yazılımlar neden bu kadar zor, çirkin görünümlü ve karmaşık? Bunu basitleştirmenin bir yolu yok mu?’ Bu vizyon ile, tüm sistemin bulutta çalıştığı bir iş yazılımı platformu haline gelen şirket, geçen 16 yılın sonunda Microsoft, Oracle ve SAP’nin ardından dünyanın en büyük dördüncü yazılım firması olmayı başardı.

18 bine yaklaşan çalışan sayısı, 50 milyar dolara yaklaşan şirket değeri ve yıllık beş milyarı USD’yi aşan cirosu ile gerçek bir dev haline gelen SFDC, büyümesini sürdürmeye devam ediyor. 2011-2014 yılları arasında Fortune dergisinin yayınladığı ‘Dünyanın en yenilikçi şirketi’ sıralamasında dört kez üst üste birinci sırada kalmayı başararak kırılması çok güç bir rekora imza attılar. 2015 yılında bu koltuğu, dünyanın en süratli elektrikli otomobil üreticisi Tesla’ya kaptırmış olmaları bile SFDC’nin sıradan bir yazılım firması olmadığını anlatmaya yeter sanırım. Sosyal sorumluluk konusunda çok aktif olan Salesforce.com 1-1-1 adını verdiği inisiyatif ile her yıl gelirinin yüzde1’ini yardım amaçlı olarak bağış faaliyetlerinde kullanıyor, kâr amacı gütmeyen kurumların, platformu ücretsiz kullanmasını sağlıyor ve çalışanlarının zamanlarının yüzde1’ini gönüllü işlere ayırmalarını destekliyor.

Salesforce.com, ilk yıllarında isminden tahmin edileceği satış gücü otomasyonu ve CRM (müşteri ilişkileri) uygulamalarını, ilerleyen yıllarda daha çeşitli hale getirmiş. Bugün, dünyanın en büyük firmaları operasyonlarının bir bölümünde veya tamamında SFDC ile çalışıyor. Kurulum süresinin diğer yazılım paketlerine göre çok daha kısa olması, abonelik modeli ile çok büyük ilk yatırım maliyetleri bulunmaması ve kurulum için müşteri tarafında hiçbir donanım gerektirmemesi SFDC’yi güçlü kılan en önemli özelliklerinden.

İlki 2004 yılında yaklaşık üç bin katılımcı ile gerçekleşen ve bir fuar havasında geçen Dreamforce konferansı bu sene tam 170 bin katılımcıya ev sahipliği yaptı. Yaklaşık Taksim kadar bir alana yayılan otel ve konferans salonlarında dört gün boyunca gerçekleşen 500’e yakın oturumda Salesforce’un önümüzdeki dönemde getirmeyi planladığı yenilikler ile daha çok müşteri kazanmak, müşterileri elde tutmak ve mutlu etmek için teknolojiden faydalanmanın yolları tartışıldı.

Dört gün boyunca katıldığım sayısız konferanstan en fazla aklımda kalan üçünün notlarından bahsetmek istiyorum.

Dreamforce açılış konferansı, UBER kurucusu Travis Kalanick ile Salesforce kurucusu Marc Benioff arasında gerçekleşti. UBER, tüm dünyada taksicilik sektörünün kurallarının yeniden yazılmasına sebep oldu ve bazı ülkelerde yoğun protestolar ile karşılaştı. UBER, kurulmasının üzerinden henüz beş yıl kadar kısa bir süre geçmesine rağmen inanılmaz yatırımlar aldı ve dudak uçuklatan 50 milyar USD gibi şirket değerleme rakamlarına ulaştı. Dinlediğim kadarıyla UBER’in halen daha yolun başında olduğunu iddia eden Kalanick, vizyonunu hareket eden ve taşınabilecek her şeyin taşınabileceği, müşteri memnuniyetini merkeze koyan bir yapı olarak çalışmalarına devam edeceğini açıklayarak, sadece taksicilerin değil, şehir içi evden eve taşıma yapan firmaların, dolmuş firmalarının, kargo - kurye firmalarının ve benzeri birçok hizmetin kurallarının yeniden yazmaya hazırlandıklarının sinyalini verdi. UBER, taksi plakası gibi fahiş fiyatlı rant uygulamalarının tüm dünyada sonunun gelmesi gerektiğini savunuyor. Kendine ikinci bir gelir yaratmak isteyen herkesin, kendi çalışma düzenine göre UBER üyesi olması mümkün. Müşteri yorumları da sistem içindeki oto kontrol mekanizmasını sağlıyor, buna göre arabasına aldığı kişiye iyi davranmayan, fazla dolaştıran kişiler tekrarlayan defalar müşterilerden kötü yorum alırlarsa sistemden otomatik olarak çıkıyorlar. Böylece sistemde sadece en iyilerin kalması sağlanıyor. Koltukları kirli, içerisi sigara kokan, şoförü kaba bir taksiyi şikâyet etmeyi isteyip de ne yapacağınızı bilmediğinizi hatırlayın. Şimdi parmaklarınızın ucunda. Hem de tüm bu anlatılan sistem taksi fiyatlarından daha ucuza, devlete de daha çok vergi ödenmesi sağlanıyor. Ütopik geliyor ama, değil.

İŞ DÜNYASINDA KADIN

Öne çıkan oturumların ikincisi, konferansın bir gününü ayırdığı ve ‘İş Dünyasında Kadın’ konusunun işlendiği oturumdu. Dünyanın en güzel aktrislerinden Jessica Alba ile Youtube’un CEO’su Susan Wojcicki’nin konuşmacı olduğu oturumda sunucu da CBS This Morning programından Gayle King idi. Youtube’dan önce yaklaşık 15 yıl boyunca Google’da üst düzey pozisyonlarda çalışan Wojcicki, Google’ın ilk kurulduğu garajın mal sahibi. 47 yaşında, en büyüğü 16, en küçüğü 8 aylık tam beş çocuk sahibi olan Susan, ‘çocuk da yaparım, kariyer de’ söyleminin canlı bir örneği. Öğrendiğim önemli bir detay, Amerika’da doğum izni ile ilgili yasal bir düzenleme olmamasıydı. Bu durum, özellikle doğum sonrasında büyük firmalarda çalışan kadınları oldukça zor durumda bırakıyormuş. Özel sektörde, özellikle teknoloji alanında çalışan şirketlerin çoğu 12-16 haftalık ücretli doğum izni uygulamasını yeni yeni devreye alıyormuş.

Hollywood’un güzel oyuncusu Jessica Alba, 2008 yılında ilk çocuğunu doğurduktan sonra, çocukların cildine zarar vermeyecek, içeriğinde petro kimyasal maddelerin ve sentetik esans maddelerin kullanılmadığı bezler ve kıyafetlerin çok az olduğu ve ulaşılabilir olmadıklarını görünce bu konuda bir iş fırsatı olduğunu görmüş. Ekibi kurması ve işe başlaması üç yıla yakın zaman sürdü, 2011 yılında Honest Company adını verdiği girişimini ortaya çıkardı. 2014 yılını yaklaşık 170 milyon USD ciro ile kapayan şirketin cirosunun yaklaşık yüzde 80’i, web sitesi üzerinden abonelik ile çalışan kıyafet, temizlik malzemeleri ve bebek bezlerinden geliyor. İş ve teknoloji dünyasında sadece kadın olmanın değil, ünlü bir kadın olmanın avantajından çok dezavantajını yaşadıklarını esprili bir dille anlatan Alba, ünlü veya ünsüz çalışan bir anne olmanın, hayatı kaçırmak veya çocuklarının büyümesini kaçırmak arasında bir ikilem yaşattığından bahsetti.

MICROSOFT’TA DEĞİŞİMİN MİMARI

Üçüncü ve belki de en dikkat çekici konuşma, Kasım 2014’te Microsoft’un başına CEO olarak geçen Satya Nadella konferansı idi. Bir şirketin duruşunun tek bir kişi ile, sadece bir yıl gibi kısa bir sürede 180 derece değişebileceğini görmek çok beklenebilir bir şey değildir.

Kurucusu Bill Gates’den sonra Microsoft’un başına ilk çalışanlarından Steve Ballmer geçmişti. Şirketin başında olduğu 14 yıl boyunca, stratejik olarak yaptığı hiçbir atılım başarıya ulaşmadı.

İddialı olduğunu iddia ettiği(!) her alanda - internet alanında Google, mobilde Apple, sunucu yazılımlarında Linux ve açık kaynaklı yazılımlar, iş yazılımlarında da Salesforce tarafından - saf dışı bırakıldı. Kendi için şans ama Microsoft için şanssızlık olan iki muazzam başarılı yazılımı vardı, biri Windows işletim sistemi, diğer de Office yazılımları. İnsanların alışkanlıklarından çok zor vazgeçmelerini fırsat bilerek şirketin finansal rakamlarını sürekli yukarıda tutmayı başardı. Ancak, şirket olarak hiçbir işbirliği içerisine girmeyen, nobran bir tutum takılan Microsoft birçok teknolojik yeniliğin dışında kaldı ve değişim rüzgârlarını yakalayamadı.

Satya Nadella başa geçtikten sonraki söyleşilerinin tamamında ortak geliştirme ve işbirliği konularını vurguladı. Eylül başında Apple’ın duyurduğu iPad Pro adlı büyük boy tabletin tanıtımında yer verdiği yazılım iş ortaklarının ilki ve en önemlisi Microsoft idi; harika bir sunum yaptılar. Dreamforce konferansında da Satya sahnede Microsoft olarak SFDC ile yaptıkları işbirliğini hem Microsoft tablette, hem de bir iPhone 6 üzerinde duyurdu, hem de çok güzel esprilerle süsleyerek. Hiç kompleks yapmadan, herkesin iyi olduğu konulara odaklanmasını, daha iyi olabileceği konularda ise yılmadan çalışmaya devam etmesi gerektiğini söyleyerek...

Kısacası, sadece teknoloji değil, iş yapış şekilleri, yönetim tekniği, sosyal sorumluluk ve daha birçok konuda zihin açıcı bir hafta oldu...

Bahsettiğim konuşmaların tüm videolarına aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz...

 

UBER CEO’su söyleşisi

www.bit.ly/ShalomSFDC1 

 

Satya Nadella söyleşisi

www.bit.ly/ShalomSFDC2

 

 Jessica Alba ve Susan Wojcicki söyleşisi

www.bit.ly/ShalomSFDC3